bunlardan çok var efendim.

tek şeritli sokakta ya da caddede arkasında yüzlerce araç birikmişken, bir ileri, bir geri yaparak 3 halı saha büyüklüğündeki alanlara aracını sokamayan beceriksizlerdir. bunlara ehliyeti veren kurumu, yan koltuğuna oturtacaksın o şoförün.

biraderim, madem işin gücün bitti arabayla, park edeceksin, az kenara çekil de biz bi gidelim lan. sonra rahat rahat park et arabanı.

hayır kadın şoför, erkek şoför diye ayırt etmiyorum. evet çoğunluğu kadın şoför. ama erkek olanları da azımsanacak kadar değil. adam fiat uno'yu, mercedes sprinter park edilebilecek alana sokamıyor lan. olm sen nasıl bir paranoyaksın ? ne çeşit fizik bilmez, geometri anlamaz bi tipsin.

nitekim ömrümüzün bir kısmı trafikte geçerken, bir kısmı da bu tipin arkasında, park etsin diye beklerken geçer efendim.

edit: tamam lan, nerden geldiğini anlamadığım bir için gelmiş. taşıma isteği gönderdim. siz bi tipe odaklanın amk.
edit2: 20 dakika oldu, halen bir moderatör gelip de taşımış değil. "arabasını park ederken trafiği felç eden tip".
edit3: 30 dakika sonra taşıma başarılı. thanks for quick reaction amk.

edit4: lan bana barzo diyen, maganda diyen tipler üşüştü. olm manyaklar "trafiği felç etmekten" bahsediyorum, 2 dakika beklemekten değil. artık arabadan inip senin, benim o arabayı park edip, sonra yolumuza devam ettiğimiz sürelerden bahsediyorum.

(bkz: ama ben anlamıyor siz)

(bkz: hadi vur vur vur o zaman)

(bkz: sen ne diyor değişik)

küçücük sekilde parmağımı kaldırıyorum utanarak, simdi kotu kotu sözler edeceksiniz hepiniz ama o tip benim.

ankara'nın bilhassa dar sokaklarından gecen trafiklerinde sağa araba park etmek benim icin tamamen bir işkence. eger bir park görevlisi, vale vs. yok ise bes, on dakikadan once sağ tarafa kesinlikle park edemiyorum çünkü göremiyorum arabanın sağ tarafinı. kaldırima yakın oldu mu önü, yok düz oldu mu, yok iyice yanaştım mi, yok soyle yok boyle derken bir bes+ dakikayı buluyor park etme sürecim. bazen daha fazla. bu esnada kimi zaman kornalar ile, bağırarak cins cins(en korkuncu) tepki veriyorlar biliyorum kızıyorlar ama özür diliyorum inince/park edince beklettiğim icin. eger bir "insan" ise karşımdaki, rica ediyor, yoluna devam ediyor. ama yok insan değilse daha cok cemkiriyor vs. uzuluyorum sonra. geçiyor tabii ama mecbur olmasam ben de beceremediğim yere park etmem arabayı degil mi?

bu fizik bilmek, geometri bilmek ile alakalı bir durum degil. perspektif ve alışkanlık gerektiriyor. teknik bilgi ile oluşuyor bu araba perspektifi ise. yok şurayı soyle kir, bunu boyle yap vs. su günlerde kendi arabamdan farklı bir araba suruyorum ve cok buyuk, haliyle sağ tarafa park etme imkanım daha cok azalıyor. dakikalarca duzgun park yeri aradığımı biliyorum bu yüzden.

biraz sabırlı olmakta, ılımlı olmakta fayda var. ne siz bes on dakika zaman verip bir insana sure tanımaktan kotu bir duruma düşersiniz, ne de acele edip yanlis hareket eden bir insana faydanız dokunur. emin olun park konusunda sıkıntı yaşadıklarını bilen insanlar sizden daha cok sinir oluyorlar kendilerine ve utanıyorlar.

bunun haricinde trafik içinde yolun ortasına park edip arabalarını bırakan insanlara da diyecek sözüm yok tabii.

tahammülsüzlük, sabırsızlık, hoşgörüsüzlük, çabuk sinirlenme, öfkelenme gibi olaylar türkiye'de en üst düzeyde olduğu için tepki görmesi normal tip.

oysa insanların mutlu ve medeni olduğu bir ülkede tek bir korna sesi duymadan arabasını park edebilir.

"araba park ederken içmeyin şu mereti yoksa trafik felç oluyor" demeye çalışmış bir yazar söylemi.

(bkz: iyi ama o saman ayabalay uçay gidey)

(bkz: cümle kurarken için için türkçe'yi felç eden tip)

(bkz: sen etmek istiyor park, verecek 20 lira daha)