günlerdir iş arkadaşımla konuştuğum ve bir türlü netleştiremediğim konuydu.
"öcalan'ın televizyonu yok muydu ya", diye başladı muhabbet. ikimiz de "vardı abi" diyoruz. google'da aramalara gittik.
lakin "öcalan televizyon" araması yaptığımızda hep yeni açıklamalarla karşılaştık. sonunda da pes ettik.
şimdi linki görünce hem yanılmadığım için sevindim hem de bulduğum için rahatladım. televizyondaki görüntülerini ciddi ciddi hatırlıyordum, yazılı haberini değil ama. cezaevinin rahatlatıldığını söylüyordu, televizyon geldiğini söylüyordu haberlerde. şimdi netleşti işte.
9 ocak 2011 öcalan'a televizyon verildi,
9 ocak 2013 öcalan'a televizyon verildi.
"9 ocak öcalan'a televizyon verme" şenlikleri düzenleyelim bari. hani bazen nasıl bir oyunun içindeyiz anlayamıyorum.
aynı şeyi ismail hakkı karadayı ve ilker başbuğ'un ifadeye çağrılış tarihlerinde de (3 ocak 2013- 3 ocak 2012) hissetmiştim. iki eski genelkurmay başkanı, iki aynı tarih sadece yılı farklı.