ankara metrosu'nun çökme eğilimi
Next (2) - Last Page (2)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

ankara'nın en popüler yeryüzü hareketlerine temel teşkil eden eylemler bütünü.

türkiye'nin başkentinde kurulu bulunan ve bir yandan inşa edilmekte olan metro hatları, aslında ankara metrosu ana başlığı altında toplanamamaktadır. yani ankara metrosu, daha adından başlayarak çökme eğilimi göstermektedir.

ankara'nın murat karayalçın döneminde ilk inşa edilen raylı sistemine "ankaray" adı verilmişti. başkentteki metro ağının tamamı bu şekilde isimlendirilerek güzel bir marka oluşturulabilecekken, hafif raylı sistem olan bu ilk hattan sonra yapılan ağır raylı sistem -aralarındaki farkı vurgulamak için olacak- "ankara metrosu" olarak adlandırıldı. oysa vatandaş için aslolan neye bindiği değil, nereye gittiğiydi. metronun iki hattına iki ayrı isim vererek kavram karmaşası yaratmak, hiçbir pratik değeri olmayan bir uygulamaydı. hal böyleyken zararın burasından da dönülmedi ve melih gökçek döneminde inşasına başlanan yeni hatlar, en azından bu süreçte "sincan metrosu", "çayyolu metrosu", "keçiören metrosu" olarak anıldı.

velhasılıkelam, metronun adı gibi, kendisi de bir türlü yerinde duramadı. büyükşehir belediyesi'nin sınırlı olanaklarla, seçim yatırımı olarak başladığı metro inşaatı, aynı anda birkaç hat üzerinde ilerleyerek kentin dört bir yanına ve çokça yılına yayıldı ve sonra öylece kala kaldı (bkz: ankara'daki bitmek bilmeyen metro inşaatı). nice yıldan sonra belediye başkanı şu incileri döküverdi: "metro inşa etmek yerel yönetimlerin değil, hükümetlerin işidir". sanki bunu fark etmesi için yıllarca şehrin altını oyması gerekiyordu. bu durum bile başlı başına bir soruşturma sebebi olabilecekken hükümet konunun ucundan tuttu ve ankara'daki metro inşaatları ulaştırma bakanlığı'na devrediliverdi bir çırpıda.

devir öncesinde metro inşaatının sabıkası yok değildi. bilinen çökmelerin ilki, çayyolu hattının 12-13. kilometresi civarında eskişehir yolu paralelinde 2006 yılında yaşanan kazaydı (bkz: çayyolu metrosu/@stitch). kimse ölmedi. bu nedenle olsa gerek, konunun duyulmadan örtülmesi için elden gelen çaba harcandı. gözden kaçıramamalarının tek nedeni, eskişehir yolu'nun bir kısmının da çökerek trafiğe kapatılmasıydı.

2006'dan günümüze dek başka çökme olmamasına pek olasılık vermiyorum. olduysa da bir şekilde duyurulmadı ya da ben gözden kaçırdım. sonra, inşaatı ulaştırma bakanlığı devraldı günahıyla sevabıyla. bakanlığın böyle bir riski nasıl bir cesaretle üstlenebildiğini gerçekten anlayabilmiş değilim (bkz: binali yıldırım/@stitch).

bakanlık inşaata bir ucundan başladı. inşaat nedeniyle inönü bulvarı'nın 4 ay kadar trafiğe kapatılacağı duyuruldu. sonra bu kapatma iki hafta kadar ertelenmişti ki, çok trajik bir kaza yaşandı. başkentin göbeğinde, genelkurmay başkanlığı ve deniz kuvvetleri komutanlığı arasında bir yerlerde bir sabah kaldırım çöküverdi ve bir vatandaşımızı onlarca metre içeriye yuttu. sonra o şanssız vatandaşın cesedi yeraltında bir kilometre uzağa sürüklenmiş olarak saatler sonra bulundu. yine dikkat çekici bir sessizlik çabası, ama neyse ki bu kez savcılığın olaya el koyduğu söylendi. hattın o bölümünü büyükşehir belediyesi yapmış olduğu halde, belediye başkanı bu olayla belediyeyi ilişkilendirmenin "gerizekalılık" olduğunu beyan etti. ulaştırma bakanı işi sahiplenmeyi sürdürerek böyle kazaların normal olduğunu açıkladı ve yüreklere su serpti (bkz: 22 haziran 2012 ankara metro inşaatında göçük/@stitch).

bu son olayla aynı gün suriye tarafından bir uçağımızın düşürülmesinin de yarattığı gündem karışıklığının katkılarıyla bu kazayı ve rahmetli kadir sevim'i hızla unutup rutinimize döndük. o rutinin içinde bizi yutmaya hazır bir yerkabuğunun bilincinde, ama elden bir şey gelmeden sürdürelim dedik yaşamımızı.

ama bugün bir haber daha düştü basına:

"bu kez fakülte göçtü!"

haberden, ankara üniversitesi ziraat fakültesi bahçe bitkileri bölümü'nde göçük meydana geldiğini, nedeninin tandoğan-keçiören metro hattı inşaatı olduğunu öğrendik. neyse ki öğrenciler tatilde olduğu için üzücü bir olay yaşanmamış(mış).

metro inşaatlarında kaza sıklığı -beklendiği şekilde- artarken, yetkililerin umursamazlığı ve vurdumduymazlığı sürüyor. kazaların şu ana kadar düşük mortalite oranıyla seyretmesinin orgazmıyla şükretmeyi sürdüreduralım, konunun ciddiyetinin gün be gün arttığı aşikar. dileyelim ki bu başlık altındaki entry sayısı hiç artmasın. ama kafamızı devekuşu gibi kuma gömmüş olsak bile ortada öyle bir gerçek var ki, o devekuşunun gövdesinin de toprağa gömüleceğini söylemek için kahin olmak gerekmiyor.
0 favorites - -
(bkz: normal)
0 favorites - -
ülke ulaştırma bakanı tarafından "normal ve benzeri yaşanabilir*" olarak nitelenen eğilimdir*.
0 favorites - -
özel sosuyla birlikte tüketildiğinde tadından yenmeyecek aktivite:

(bkz: başkentin göbeğinde suda boğularak ölmek)

gerekli ambiyans da sağlanmışsa rakipsizdir:

(bkz: ışıklı dans eden fıskiye şov)
0 favorites - -
bu aralar gemi azıya almıştır.

öğreniyoruz ki ziraat fakültesi'nde bir değil, üç ayrı noktada çökme olmuş. bir tanesi tarlanın içinde, bir tanesi otopark kısmında diğeri ise bahçe bitkileri bölümü’nün hemen yanında.

şimdiden 200 ton beton dökmüşler doldurmak için; iki yüz ton! işin teknik kısmını bilemem, ama yine de metro inşaatından kaynaklanan çöküntüyü kapatmak için beton dökmek abes geliyor bana...

bir de, konu netleşene kadar öğrenci sokulmayacakmış binaya. tamam, çökme olan bölgede bu önlemleri alıyoruz da, çökme tehlikesi olup da henüz çökmemiş yerlerde dolaşan insanlar ne olacak? nereler mi buralar? ankara'nın epeyce büyük bir bölümü (bkz: #29123365).

yetkililerin artık "basına ne açıklama yapacağız" telaşını bırakıp, gerçekten radikal çözümlere yönelmesi gerekiyor. yoksa toprak tarafından yutulmaya 5...4...3...2...1...
0 favorites - -
müsebbibi 2012 yılı olabilir.
0 favorites - -
eğilim değerlendirmesi yapmak isteyen chp, tbmm'ye araştırma önergesi vermişti (bkz: #29201040).

efendim, uzun tartışmaların ardından chp'nin grup önerisi kabul edilmemiş...

yer yarılıyor, bir vatandaş içine gömülüyor, konu metroyla ilişkilendiriliyor, araştırma önergesi veriliyor.

ve reddediliyor...

bunu gerçekten anlamıyorum. yani bunun ne demek olduğunu anlayamıyorum. "hayır araştırılmasın" mı demek oluyor bu?

önergenin ilk imza sahibi olan levent gök diyor ki:

“çalışmanın aynı anda üç hatta başlanması hata oldu. ankara büyükşehir belediye başkanı melih gökçek, altından kalkamadığı için metro işini ulaştırma bakanlığı’na devretti. olay trafiğin yoğun olduğu saatlerde yaşansaydı facia daha büyük olacaktı. metronun uluslararası standartlara uygun yapılmadığına ilişkin ciddi bilgiler var. metronun bundan sonra sağlıklı yürümesi için ciddi araştırma yapılmalı. gökçek, yine topu bakanlığa atmıştır. gökçek’in fendi iktidarınızı yenmiştir. gökçek’in bu aymaz tavrı bakanlığa pahalıya mal olacak.”

metro inşaatının devralınmasından dolayı bakanlığın zor durumda kaldığı konusunda levent gök'le hemfikirim: (bkz: binali yıldırım/@stitch). zaten bunu gözlemlemek için kahin olmak gerekmiyor, ankara'da yaşamak yeterli.

ama bakanlığın, daha doğrusu akp'nin melih gökçek'i korumak adına koruma kalkanı oluşturup cansiparane mücadele etmesi anlaşılır gibi değil. bir durun yahu, bir durun. konu bir araştırılsın, ondan sonra tartışalım.

ama "araştırılmasına bile" niye bu kadar karşısınız ki? bakın ankara'da kıyı köşe birer birer çöküyor. semptomlara bakılırsa daha da çökecek. siz "araştırılmasın" deseniz de çökecek, saklamaya çabalasanız da çökecek. birkaçımız toprağa gömülürse, gizleyemeyeceksiniz de ne yazık ki. ismimizi unutturacaksınız, ama konuyu aynı rahatlıkta kapatamayacaksınız.

kapatmaya çalışacaksanız da akp milletvekili nusret bayraktar gibi yapmayın. bir şeyler söyleyerek itiraz etmiş; ama ben ne söylediğini anlayamadım. belki basına eksik yansımıştır sözleri, haksızlık etmeyeyim. ama tam olarak itiraz ettiği şeye bakınca da çok yanıldığımı zannetmiyorum.

efendiler, "can"dan söz ediyoruz "insan canı"ndan. particiliği, adamcılığı bırakın gözünüzü seveyim. bu kadar ortalığa dökülmüş, attığımız adımın parmak ucunda kol gezen ölümü başka renklere boyayarak kamufle etmeye çalışmayın artık. koruduğunuz partililerin mevkii bu denli önemli mi sahi? kadir sevim'in canından daha mı önemli?
0 favorites - -
çökmelerle ilgili olarak, şehir planlamacısı yrd. doç. dr. savaş zafer şahin açıklama yapmış ve "belediye'nin devir teslim esnasında çok ciddi mühendislik etki değerlendirme çalışmalarıyla birlikte ulaştırma bakanlığı'na metro hatlarını devretmesi gerekirdi. bu etki değerlendirme çalışmaları yapılmazsa, binlerce ton beton da bassanız bu sorunu çözemezsiniz" demiş.

elbette bunu, ziraat fakültesi'ndeki çöküntülere 200 küsur ton beton döküldüğü için söylemiş. ilgisiz ilgililer, yetkisiz yetkililer ve umursamaz yöneticiler arasında çökmeler törenlerle devam ediyor.

çökmelerin sorumlusu olduğu düşünülen yeraltı akarsularımızdan da bahsetmiş. görüntüleri şurada:

http://www.dailymotion.com/…uyu-03-temmuz-2012_news

bu görüntülerde a4 kağıda yazılmış uyarı yazısını görünce nasıl rahatladığımı anlatamam... deniz kuvvetleri komutanlığı'nın önüne de asılmış olsa kadir sevim ölmeyecekti di mi?
0 favorites - -
konunun uzmanlarının yaptığı açıklamalarla her gün perçinlenen eğilim...

keşke bunun yerine toprağımızı yerine perçinleyebilseydik...

22 hazirandaki ölümlü göçük hakkında diyor ki inşaat mühendisleri odası (imo) ankara şubesi:

“göçüğün nedenini anlamak mesleki sorumluluğumuzdur. gerek bakanlığın inceleme yapmamıza ilişkin olumsuz tavrı ve buna bağlı olarak göçüğün kapsamlı olarak incelenmesinin önüne geçilmesi, gerekse de göçüğün olduğu çukurun kapatılmış olması incelememizin ön inceleme boyutunda kalmasına neden olmuştur”.

yapılması gerekenleri de şöyle sıralamışlar:

"şu anda herhangi bir teknik inceleme tamamlanmadan bölgede devam eden çalışmalar sonucunda gerçekleşebilecekler konusunda endişe taşıyoruz. bu göçüğün oluşum mekanizması tüm yönleriyle açığa çıkarılmadığı ve saptanacak teknik gerekçelere uygun olarak devam etmekte olan metro inşaatları incelenerek bu tür göçüklerin olmaması için önlem alınmadığı müddetçe, ülkenin başkenti’nde bastığımız her toprak çökme riski altındadır".

sokaktaki vatandaş olarak ben diyorum ki, "altımızdaki toprak bir gün bizi yutabilir". öldükten sonra değil, ölmeden yutabilir (bkz: ankara metrosu'nun çökme eğilimi/@stitch). inşaat mühendisleri odası diyor ki: "evet yutabilir". şehir planlamacılar diyor, mimarlar diyor, konuya ilişkin profesyonel meslek alanlarının tümünden var bunu söyleyenler...

o zaman bu ne cesaret ağalar beyler? siz neden önlem almıyor, neden olanı biteni açığa çıkarmıyor, daha da önemlisi neyinize güveniyorsunuz?
0 favorites - -
ankara metrosunun çökmesinden önce beklediğim olası felaket üzerindeki binalardan gelecektir bana kalırsa. ziya gökalp caddesinde, metro raylarının hemen üzerinde 8 katlı bir bina var ki kendisi oldukça eski ve günde 1500 öğrenciye hizmet veren bir dershane ve kalabalık 2 banka var içinde. binaların altında metro varsa zaten sallanır titrer bir dereceye kadar bu normaldir ancak orayı görmelisiniz fincandaki kahve titreşiyor 6.-8. katta. allah allah bu kadar mı etkili oluyordu metro falan derken kalem ucunu sürterek (bildiğin yere düştüğünde bile kırılan kömür uç. demir çelik ürünü değil) kolonu oyan bir öğrenciyle karşılaşınca -ki o kadar yumuşak bir kolon ki tırnakla bile saatte 5cm kazmak mümkün- gözüme her şey daha vahim gelmeye başladı.
eğer yanılıyorsam cahilliğime verip beni bilgilendirin ancak kırk yıllık binaların (kendileri yapıldığında yapı yönetmeliklerinin ne kadar komik olduğunu bir uzmandan dinlemiştim) altına yapılan metro korkutucu sonuçlar doğurabilir diye düşünüyorum metronun kendi çökse yine iyi.
0 favorites - -
Next (2) - Last Page (2)