trafik cezası ya da daha kötüsü aracınızın çekilmesi ile eş anlamlıdır. bahçelievler 7.caddede bir gün park yeri buldum diye sevinerek hemen bıraktım arabayı, bekledim park görevlisi gelmedi ben de görevli zaten gelir ve arabaya bir adet park fişi bırakır, gelince parayı öderim diye bırakıp gittim ki geldiğimde orasının bir bankanın park yerinin çıkışı olduğunu(haftasonu idi) bir iki metre ile yanlış park ettiğimi ve arabanın üzerinde bir adet park cezasını gördüm. bu park cezasını hemen ödeyerek bir nebze zararımı azaltmanın derdinde cezanın peşine düştüm ama ceza olmadığından -sistemde gözükmediğinden!- parayı ödeyemedim, neredeyse 1 yıl sonra cezanın varlığını öğrendim ve cezayı tebliğ almamış da olsam vatandaşlık bilinciyle ve lanet olsun diyerek 2 katı faizle beraber ödedim.
bu hafta sonu yine 3.caddeden girerek park yeri aradım, daha sonra bulamadığım için katlı otoparka girmeye karar verdim, o da ne! bahçelievler'in göbeğindeki katlı otopark olmuş bir istanbul sosyete pazarı!
* neyse o keşmekeşin içinden kendimi bir sokağa attım orada bir okul gördüm ama bahçesine koymaktan vazgeçtim, doğru olduğunu iddia etmesem de arabayı götüme sokamayacağım için, bir yol genişliğindeki kaldırıma park eden diğer araçların arkasına herkes gibi park ettim. yayalara ya da başka bir şeye zararı yoktu. yenilen bir yemek ve içilen bir kahvenin ardından döndüğümde kaldırımda daha fazla park etmiş araç ve kendi aracımı park ettiğim yerde başka bir araç buldum. tekrar söylüyorum doğru bir şey değil kaldırıma park etmek ama benim günahım ne arkadaş? muhtemelen benim yerime park eden araç ve diğerleri sabaha kadar orada duracak ama benim araç çekilmiş. nereye çektikleri de belli değil, ara ki bulasın. o sırada tabi araç çalındı mı, şimdi yanımdaki bayan arkadaşları nasıl eve bırakacağım, bu saatte ankara'nın diğer ucundaki evime nasıl gideceğim? şeklinde tezahür eden stres de cabası götümüze bir kahve 150 lira olarak girdiğiyle gece gece aksiyon yaşadığımızla kaldık. bir daha da bahçelievler'e gider miyim bilmiyorum. aracın çekildiği yere taksiciyle giderken, taksici de söyledi, ''burası çekicilerin, polislerin ekmek kapısı abi, bir sistematik yok, kafalarına göre çekiyorlar.'' çok ayıp ediyorlar.