sjw ve ripley'in kadın olması üzerine:
dağın kızları
1970'li yıllarda abd'nin appalachia bölgesindeki maden ocaklarına kadın maden işçilerini de alırlar. appalachia, abd'nin geri kalmış bölgelerinden biridir. kasabaları, sizi 200 yıl öncesine ışınlar. bölgenin en önemli iş kolları madencilik ve ormancılıktır.
abd'de hukuken yasak olmamasına rağmen, kültürel sebeplerden dolayı kadınları maden ocaklarına almıyorlardı. bu yüzden de 70'li yıllarda kadınlar madene inebilmek için hukuki mücadele başlatıyor.
madene inen kadınlar
ancak ilk kadın madenciler sıkıntı çekiyor. aşağıda ocakta tacize maruz kalıyorlar. yüzeye çıktıkların da ise madenci karılarının hışmına uğruyorlar. madenci karıları, hatunlara hafif yollu muamelesi çekiyor. saygın bir kadın neden yerin yüzlerce metre altına, onca erkeğin arasına insin ki?
--- iş makinaları ve toplumsal cinsiyet ---
fakat esas problem, ocakta erkek işçilerin kadınlara yıldırma taktiği uygulamasıdır. mesela kadınlara istinat duvarı için gerekli olan tomrukları taşıtıyorlar.
kadınlar da taşısın. iki kişinin kaldıramadığı tomruğu üç kadın kaldırır.
tomruk taşıma
ancak erkekler kadınlara ocakta angaryaları kitlerken, kendileri iş makinalarını kullanıyor. iş makinaları ile çalışmak hem daha güvenlidir hem de daha kolay hem de ücretleri daha dolgundur.
ancak bu makineleri kullanabilmek için sertifikalarınızın olması gerekir. erkek işçiler, kadın işçileri makinelerin yanına bile yaklaştırmıyor. kadınların önlerini kapatarak, vasıfsız işçi olmaya mahkum ediyor.
yukardaki cinsiyet ve iş makinası ilişkisini, almanya'daki ve hollanda'daki metal işleme atölyelerinde de gözlemledim.
ağır sanayi geleneksel olarak maçoluğun kalesidir. soracak olursanız eğer kas gücü. ancak kaynak dikişlerinin temizlenmesi gibi fiziksel efor gerektiren angarya işleri kadınlara kilitliyorlar. erkekler ise daha teknik işler için tezgahlarda çalışıyorlar. onların ünvanı artık operatördür.
sözlükte sık sık okuyorum, bazı erkekler, "feministler, madenlerde ölen erkekler konusunda suspus" diye ağlıyor. aslında maden işçilerini çok da dert ettikleri yok. ofislerindeki pelinsu'nun taş ocaklarında sürünmesinin tatlı hayalini kuruyorlar. ama öyle bir dünya yok. eğer türkiye'de kadınlar da işçi olarak maden ocaklarında çalışabilseydi, ocağa bayan gluten inmeyecekti. adana'da pamuk toplayan kürt kadınlar inecekti. nitekim almanya'daki metal işleme atölyelerindeki angaryaları da polonyalı kadınlar yapıyor. yani ucuzun da ucuzu emek.
buradaki ketenpere şu: kadınları vasıfsız işçiliğe mahkum etmek. ama bunu kamufle etmek için de biyolojik cinsiyet farklılıklarının altını çizmek, ağır sanayiyi kas gücü üzerinden tanımlamak.
***
alien serisinin ilk iki filmi, kadınların madene inmeye başladığı dönemde çekildi. serinin ikinci filminde ripley askerlere yardım edebileceğini söyler. powerloader kullanma sertifikası vardır. adamlar, bunu duyunca alaycı bir şekilde güler: iş makinesi kullanabilen bir kadın!
benim sertifikam var
--- bilim kurgu ve hayal etmek ---
sigourney weaver'ı çok seviyorum. ama ripley rolü için erkeklerle yarışarak, daha iyi olduğunu ispatladığı için bu rolü erkeklerin elinden almadı. bilakis ridley scott, erkek olarak yazılmış olan ripley karakterini bir kadına oynatmaya karar verdi. bence çok isabetli bir karardır ve aslında dönemin ruhuna da çok uygundur.
"aman bana sjw demesinler" diye korkmanın anlamı da yok. başka bir dünyanın mümkün olabileceğini hayal etmemiz gerekiyor. bunun için de aslında bilimkurgu güzel bir türdür.
misal yeni seri battlestar galactica'da starbuck karakterini kadına çevrilmekle kalmadılar ama aynı zamanda unisex bir evren yarattılar. nitekim askerler karma koğuşta kalmaktadır.
galactica'nın karma koğuşu
ama bu bir hayal olarak kalmadı. norveç ordusu da karma yatakhanelere geçti.
norveç'te kışla
ripley ve powerloader sahnesinden sonra, giyilebilir iskelet olan eksoskeleton bilim kurgu dünyasında sık tekrarlanan bir motif haline geldi.
angel of verdun
cephede kullanılan mekanik dış iskeletlerin filmlerde izlediğimiz hali alması biraz uzak bir gelecek. ancak daha basit formları bir iş güvenliği ekipmanı olarak kullanılmaya başlandı.
omurgayı koruyan dış iskelet
bu ekipmanlar, size ekstra güç vermiyor, sizi süper kahramana çevirmiyor. ancak kaslara ve iskelete binen ağırlığı yükleniyor. işçinin sakatlanmasını engelliyor ve daha az efor sarf etmesini sağlıyor.
aşağıda bir tekstil fabrikasında kullanımı var. eskiden iplik bobinleri 4 kg ağırlığındaydı. ancak makinaların dur-kalk sayısını azaltmak için 12 kg'ya kadar çıktı. bu bobinlerin makinalara yüklenmeleri, işçilerde sırt ve omuz sakatlanmalarına neden olmaktadır.
kadın işçiler ve eksoskeleton
aşağıdaki linkte ise ford'un montaj hattında çalışan işçiler için geliştirdiği eksoskeleton yer almakta. bu dış iskelet, 8 saat boyunca kollarını havaya kaldırarak çalışan işçilerin omuzlarını koruyor.
ford üretim bandında dış iskelet