bir gün viyana'da canlı dinleyeceğim orgazmik parça, buraya yazıyorum.
bu eseri ilk dinleyişim sanırım, adını vermeyeceğim bir orkestradan canlı performansını izleyerek oldu. sonra o konserin dağıtılan broşüründeki programdan bakarak o günkü parça listesini spotify'da çalma listesi yaptım ve arada bir dinlemekteyim.
ve bu müthiş eserin benim için bir başka hikayesi de şu an aşık olduğum iki gözümün çiçeğinin çaldığı orkestrayı dinlemeye ilk gidişimde ilk çaldıkları eser olmasıydı. henüz kendisiyle bir buluşma teklif etmek için doğru zamanı bekleme günlerindeyim ve bu eseri dinlemenin göğsümü hançerlemesi konusunda bu bağlamın iki kat etkisi var. zamanı geldiğinde herkes için en iyisi olsun bakalım..
gezegenin en huzurlu 5 ezgisinden biri.
evrensel bir ağıt için bir araya gelmiş notalar butunu. tüylerim diken diken oluyor her duyduğumda. bir çığlık gibi.
bundan daha hüzünlü bir müzik duymadım hayatımda. ölüm, keder, matem, ayrılık… her biri tek tek ve hepsi.
arkadaş bu nedir ? hem hüzün hem kader. azıcık ucundan mutluluk yok böyle bir şey yaa.
yeryüzündeki en hüzünlü sanat eseri olsa gerek. ıtri'nin segah tekbir'i de çok etkileyici ama bu başka, bambaşka.
gökten inmiş gibi.
kalbe mızrak gibi saplanır. katıksız hüzün.
çöküş, yıkım, hüzün, acı, dram…ülkemizin 2000 yılından sonraki marşı bu olmalıydı.
keşke beyninin kıvrımlarında dolaşabilseydim albinoni.
https://open.spotify.com/…2qsk5?si=7be0eefbb5aa4eb0