akp'nin geldiği 2002 seçimlerini ve öncesini siz bilmezsiniz gençler
tarih tekerrür ediyor
öncesinde yine bir ekonomik kriz vardı..
ama bugünkü kriz ile o günkü kıyaslanamaz bile..
en azından o dönem insanlar alışveriş yapabiliyordu...
maaşlarıyla iyi-kötü bir aileyi geçindirebiliyordu..
marketlerde ayçiçeği yağı reyonlarını yağmalamıyorlardı;
ya da halk ekmek büfeleri önünde uzayıp giden kuyruklar yoktu...
piyasada sıkıntı vardı ama en azından para dönüyordu..
esnaf da en azından başbakanlığın önünde ecevit'e yaklaşıp yazarkasa atabiliyordu...
tepkisini gösterebiliyordu..
bugün deneyin bakalım ne oluyor...

o dönemki anketlerde de iktidarda bulunanların oylarının düştüğü az-çok tahmin ediliyordu
ama topyekün tasfiye olacaklarını kimse tahmin etmiyordu..
koalisyon hükümetinin ortaklarından dsp, mhp, anap ile muhalefetteki dyp, saadet ve yeni türkiye partisi barajı aşamadı
tbmm dışında kaldı..
ne demiş istiklal marşımızın şairi mehmet akif
geçmişten adam hisse kaparmış... ne masal şey!
beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
"tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar;
hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
isimler değişse de karakterler aynı..
dolayısıyla o anketlerdeki yüzde 30'luk sonuca bakıp da ak parti'nin oyu yüzde 30 gibi bir yanılgıya sakın düşmeyin...

yardım alan ve bu yardımın kesileceğinden korkan çok kişi var. büyükşehir belediyeler bu algıyı kırıyor. oran düşecektir.

çünkü akp bir yol değil, sonuçtur. akp bir tezahürdür.

akp'nin 1 kez bile seçilmiş olması zaten bu halkın biat kültürüyle alakalıdır. 1 kez seçilmesiyle 200 kez seçilmesinin arasında bir fark yoktur, çünkü bu zaten bir kültürün tezahürüdür. osmanlı döneminde de güneşin alnında tarla belleyen topal hasan, bir aileyi altın varaklarla sarayda yaşatıyordu. havuz partileri yaptırıyordu ve "padişahım çok yaşa" diyerek yokluk içindeki hayatına devam ediyordu, "e ben de insan değil miyim?" diye sorgulamıyordu. şimdi müze mesela, git bak beylerbeyi sarayına, oradaki havuz partisini gözünde bir canlandır. o fukara hasan aynı kafayla üremeye devam etti, sadece bu. yani bu tarih boyunca böyleydi, böyle de gidecek. arada uyandırmaya gelen gazi mustafa kemal atatürk vardı, o ne kadar dürttüyse de uyanmadı millet. gen bilimi, malum... en çok bizim hasan üredi...

debedit: hayret, sözlük bu kez sansürlememiş eski günlerdeki gibi... bu arada öykümü henüz okumayan dostlara hatırlatayım:
(bkz: bir ağustos tereddüdü) bildiğiniz kitapçılarda...

oy oranı %40 altına düşmez her seçim zamani aynı muhabbet, seçime yakın yandaslara bolca para desteği,tc vatandaşı olan araplar vs gibi etkenlerle tekrar seçimi kazanmaları muhtemel.

muhalefetin beceriksizliği ve yüzde 10 seçim barajıdır. başka açıklaması yok.

akp için bunun altı yok.

bir yerinden nemalanmış kitle, bu düzenin bozulmasını istemiyor.
çünkü bu kitlede, akp giderse küçük de olsa nemalandığı her neyse, elinden alınacak korkusu büyük.
20 yıldır liyakatsiz olarak bir yerlere gelmiş milyonlar var. çeşitli programlar altında devletten, belediyelerden geliri olan milyonlar var.
size küçük gelen o yardımlar, adamın hayatta kalmak için tutunduğu bir dal. ya kaybedersem korkusu var.
ıdeolojik olarak oy veren milyonlar var.
seksen yıldır ezilmiş hissedip, şimdi yönetimde kendi sevdiği adamları görüp gurur yaşayan milyonlar var. (oy pusulasına neden gavura vurur gibi mühür basıyor bu insanlar? o hınç ne acaba bir düşün)
inancı için oy veren milyonlar var.

kısacası, akp için bu en alt oy limiti. kemik burada başlıyor. ne olursa olsun alta inmesi zor.

muhalefet iktidar olmak istiyorsa, bu %30'un karşısında bölünmemeli. birbirine her girdiklerinde, aralarında yaptıkları her kavgada, akp iktidarına oy taşıyorlar.

yeni seçim sistemini düşünürseniz, akp burada muhalefetin asla gerçekten bir araya gelemeyeceğini bildiği için, ona göre sistem hazırlamış. bence akp açısından başarılı bir sistem değişikliği.
şimdi bunun karşısında, deva veya gelecek partilerinin chp listelerinden seçime girmelerini düşünebiliyor musunuz? bırakın deva, gelecek parti seçmeninin oy vermesini, belkide chp seçmeninin bile bir kısmı oy vermeyecek. çünkü benim oyumla bunlar mı seçilecek diye düşünen chp seçmeni az olmaz.
ya bu partilerden olup da, chp listesine yazılan adaylar? cv'lerine chp listesinden aday olduğunu işletmek isterler mi?

kısaca, muhalefetin işi çok zor.
ama akp'nin %30'unun karşısına, birlik içinde çıkamadığı sürece muhalefet kaybetmeye mahkumdur.
işte en büyük zorluk da buradadır.

bu saatten sonra akp türkiye'dir, türkiye akp'dir. eskiden öyle değildi, ama 20 senede oldu.

muhalefet, muhalifler bile akp jargonuyla konuşuyor. kelimeleri onlar için akp seçiyor, gündemi onlar için akp belirliyor. akp yerli ve milliyim diyor, türk bayrağı olan her yerde akp'li bir görevli bitiverip saatlerce parti propagandası yapıyor ve herkes alkışlıyor. muhalefet marjinalize edilmiş, itildikleri kıyıda köşede piç muamelesi görüyor.

geri dönülebilecek nokta çoktan geçildi.

karşısında rakibinin olmaması.

nedeni "amcalar" olan sorundur. link

sosyal yardımlarla geçinen 11 milyon.

ailelerini de denkleme ekleyince, en az 3ü de hesaba katınca, ülkenin %30-40ı yapıyor zaten.

adamlar boşuna götünü yırtmıyor insanları planlı olarak fakirleştirip, orta sınıfı bitirip kendine muhtaç beyinsizler ordusu yaratmak için.

he bizim ıran gibi, körfez ülkeleri gibi petrolümüz yok, daha fazla satacak malımız da kalmadı. orta sınıfı da tam anlamıyla bitirdikten sonra kimden alacağı vergilerle bu kitleyi besleyecek onun cevabı da bende yok.