cesaret turnusolu söylem.
ergenekon davasına ve davanın yürütülme şekline;
* iddianamelerin somut iddialara dayanmaması nedeniyle tepki gösterilmeliydi.
* polisin -cmk'ya aykıyı olarak- ne aradığını bilmeden yaptığı aramalar, birer kopyasını sanığa vermeden bilgisayarlara, kitaplara, belgelere el koyması, sanıktan delile gitme yolunu seçmesi yüzünden tepki gösterilmeliydi.
* insanların, kendilerine isnat olunan suçu bilmeden yıllarca cezaevinde tutulması nedeniyle tepki gösterilmeliydi.
* sanık avukatlarının savunma görevlerini yerine getirirken engellenmesi, savunma hakkının kısıtlanması nedeniyle tepki gösterilmeliydi.
* her vatandaşın anayasal ve uluslararası sözleşmeler uyarınca anasının ak sütü gibi helal olan "adil yargılanma hakkı"nın engellenmesi nedeniyle tepki gösterilmeliydi.
* kanser olduğu bilinen kuddusi okkır'ın, ölmeden 3-5 gün öncesine kadar -yasaya aykırı olarak- cezaevinde tutulmasına tepki gösterilmeliydi.
* hukuka aykırı dinlemelerin delil olarak gösterilmesine, gizli tanık müessesesine tepki gösterilmeliydi.
şimdi tepki göstermek tabi ki kolay. nedim şener ve ahmet şık, herkesin sevdiği, ergenekon davası hakkında araştırmalar yapan, "ergenekon"la bağlantısı olmadığı hakkında herkesin hemfikir olduğu isimler.
peki... ya diğerleri?
masumiyet karinesini çiğneyen sadece ergenekon savcıları, polis, iktidar mı?
tüm bu hukuka aykırılıklara göz yuman, ses çıkarmayan, "aman başım belaya girmesin" diyen, sinen köşeyazıcıları da çiğnemiş olmadılar mı?
themis'in gözleri bağlıdır. kimi yargıladığına bakmaz, sanık sandalyesinde kimin oturduğuyla ilgilenmez.
hukuk herkese lazımdır.
ee, ahmet şık ve nedim şener salıverilirse susacak mısınız? tüm bunlara göz yummaya devam mı edeceksiniz?
balbay n'olacak? telefonuna "sehven" numaralar yüklenen asteğmen n'olacak?
asıl o zaman belli olacak, yanmaktan korkup korkmadığınız, dokunup dokunamayacağınız...