ahmet şık ve nedim şener suçsuz diğerleri suçlu

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

(bkz: ergenekon davası'nda sonuna kadar gidilsin) diyen omurgasızların yeni sloganı. güya vicdanlılar ya!
e balbay, özkan, büyükçelebi, yenerer, çiçek ve aklıma gelmeyen onlarca kişi aynı şekilde tutuklandı. e o zaman sesiniz çıkmadı. şimdi niye çıkıyor? yoksa mazluma kimlik mi soruyorsunuz?
0 favorites - -
"“falanca gazeteciyi yıllardır tanırım. onların ergenekoncu olması imkânsız. onları tutuklamak ergenekon davasını sulandırmaktır v.s.”

bu cümleyi yazan liberallerin birçoğu, şu anda 4. yılını tamamlamak üzere olan diğer sanıklar için ağza alınmayacak hakaretler ve asılsız iddialar yazarak onları mahkûm etmişti.
linç kampanyasının baş aktörüydüler. oysa şu anda hapiste onları da yıllardır tanıyan ve onların terörist olmadığına kefil olacak tanıdıkları vardı. onları kimse duymadı. ama köşe yazarının yıllardır tanıması herkes tarafından duyuldu, okundu…
kendi başlarına gelmeden anlamak istemeyenlerin görmesi gereken şudur;
önemli olan bir kişinin başka kişilerce yıllardır tanınıyor olması değil, hukuktur.
onu suçlamak için ortay konulan kanıtların doğru yollarla elde edilmiş, yeterli kanıt olmasıdır. şimdi de buna bakmak ve eleştirilerini bunun üzerinden yapmak gerekir. yoksa… örneğin; ali bayramoğlu’nun tanıdığı kişiler suçsuz, diğerleri suçlu değildir.
en başından beri yapılan hata budur. üstelik bu hatayı en çok da bugün “filancayı tanırım, suçsuzdur” diyenler yapmıştır. herkes kendi deneyimiyle anlıyor. oysa hukuk buna gerek kalmasın diye vardır. ama hangi ergenekoncu değil, herkes için hukuktur doğru olan."

http://twshot.com/3k5b
0 favorites - -
devrimci karargah ve kck davalarının ardından 'ergenekon davası'nda sonuna kadar gidilsin' demekte olan solda yaşanan şokun benzerini 12 eylül referandumu'nun ardından yaşayan liberaldir. herşey bir yana, önceki eylemleri ve söylemlerinde samimi, dediklerine gerçekten inanan insanların tepkisidir. mesele inanarak söylediklerinin yanlış olmasında zaten.

nasıl o dönemde solun bir kısmı 'ergenekon davası'nı akp kullanıyor' diyerek günah çıkarma ve yan çizme çabası içine girdiyse benzer biçimde liberallerin bir kısmı da bu söylem ekseninde gühan çıkarmaya, vicdan temizlemeye, suç ortağı oldukları faşizanlığın sorumluluğundan kurtulmaya çalışmaktadır. ancak tarih insanları niyetlerine göre değil, eylemlerine göre yargılıyor. kafasının içinden geçenlere göre değil, zikrettiklerine göre hüküm veriyor.

liberallerin ikinci kısmı ise hepten vahim, etyen mahçupyan, roni margulies, doğan tarkan, yıldıray oğur, melih altınok ve bilimum iktidar yanlısı gibi açık ihbarcılığa yönelmek zorundalar. dediğim gibi akp'nin 12 eylül referandumunun ardından inisiyatiften hiçbir biçimde bu liberallere pay vermemesi; bunları kanaat önderi ilan etmemesi ile yaşadıkları ilk şokun ardından daha fazla iktidar yanlılığı yapmak zorunlar. tam da bu nedenle iki kelime hık edeni, sanki akp'ye karşı birşeyler söylemiş gibi oluyor.

oysa hala ergenekon'u veri alıyorlar, hala onu bir gerçeklik olarak kabul ediyorlar ve hala akp'nin 'hata' yaptığını düşünüyorlar. hala akp'ye 'olumlu' özellikler atfediyor, bu davanın önemine işaret ediyorlar.

suç ortaklığından kurtulamayacakları gibi, kafa karıştırmaya, suyu bulandırmaya devam ediyorlar.
0 favorites - -
http://bianet.org/…28447-arat-dinkten-ahmete-mektup

--- spoiler ---
"bir daha görüştüğümüzde bana tıpkı baban gibi sarılacak mısın yine? çünkü babanı katleden ırkçı faşist zihniyetin üyesiymişim?"
--- spoiler ---

hangi zihniyet ola ki bu?
0 favorites - -
bence bunu diyen de ergenekoncudur, suçludur, fenerlidir...
0 favorites - -
"öyle ya, "imamın ordusu" adlı kitaba yönelik operasyonlar durdurulup, ahmet şık ile nedim şener serbest bırakılınca "hatalardan" dönülmüş olacaktı..kuddusi okkır'ı öldürülmemiş, güneydoğu gazisi subayları canına kıymamış sayacaktık. internetten indirip okuduğu belgeler "örgüt dökümanı" sayılarak tutuklanan insanlar 4 yıldır cezaevinde yatmıyordu...yüzlerce turşu tarifi, ilan-ı aşk mektubu, makarna pişirme yöntemi, fıkra, bitkisel zayıflama kürü, evcil hayvanların psikolojik sıkıntıları, tatil planları, denizde kulağına su kaçan insanların birbirine yaptığı "tek ayağının üstünde zıpla, geçer" tavsiyeleri...halı saha maça eleman, okeye dördüncü bulamayanların hayıflanmaları ergenekon iddianamelerine "delil" diye konulmamış olacaktı. nedim şener'i hem dinleyip hem de sorgusunda "neden dinleniyorsunuz*" sorusunu aynı savcı yöneltmiş olmayacaktı...yine nedim şener'e sorulan "eşinizi gözaltı operasyonunu geciktirmek için mi ameliyat ettirdiniz?" sorusu da yok sayılacaktı...

kitaba da ilk kez "örgüt delili" diye el konuluyordu. bu davanın "delil dosyasında" nutuk kitabı yoktu örneğin...davanın temsili resimlerinde sanıklar arasına atatürk'ün portresi yerleştirilmemişti...

avukatların savunma dosyaları da ilk kez tarûmar ediliyordu...kemal kerinçsiz'in müvekkillerine ait bütün savunma dökümanlarına el konulmamıştı; kendisi tam 4 yıldır silivri'de değildi. kezâ serdar öztürk ve yusuf erikel de avukat değillerdi. ırtlarından cübbeleri zorla çıkarılıp silivri'ye tıkılmamış, bütün savunma dosyalarına el konulmamıştı...

velhâsıl, ahmet şık ve nedim şener tutuklanana ve imamın ordusu adlı kitabın taslağı sürek avına tabi tutulana kadar ergenekon davaları hukuk abidesiydi, hukuk fakültelerinde "örnek dava" olarak okutulmaya adaydı!"
http://twshot.com/3p1l
0 favorites - -
"sözlerine zekeriya öz'ü överek başlayan tayyar, daha sonra "basılmamış kitapların soruşturmaya dahil edilmesi" ile "ergenekon"'un raydan çıkma ihtimalinin bulunduğunu belirterek şu sözleri sarfetti :

"bu süreçte insan öyle bir süper güç haline geliyor ki bu insanları farklı yöne sürükleyebiliyor"

duyan da, zekeriya öz'ün ahmet şık vakası öncesinde "süper" güçlerini sorumlu bir şekilde kullandığı ve son dönemde "farklı yönlere" saptığını zanneder.

siz onu kuddusi okkır'a sorun; öbür tarafta!

duyan da, zekeriya öz'ün ilk defa yazarların yazdıklarına örgüt dökümanı muamelesi yaptığını zanneder.

siz onu "ergenekon"'dan yargılanan onlarca yazara ve gazeteciye sorun..."

http://twshot.com/3sgj
0 favorites - -
"demokratlık mı, arkadaşlık mı?

nedim şener ve ahmet şık’ın tutuklanmaları hukuk dışıdır, iktidarın ve yandaşlarının yargıyı da baskı altına alarak gösterdikleri öfkenin bir sonucudur.
bir gazeteci olarak elbete sonuna kadar buna karşı çıkacağız.

ancak soner yalçın da, oda tv çalışanları da, balbay’lar, özkan’lar da gazetecidir, haklarındaki davalar da kasıtlıdır.

onun ötesinde, bilim adamları, sanatçılar, akademisyenler, üniversite rektörleri, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri de aynı kefede; aynı haksızlığa ve hukuksuzluğa uğrayan
insanlardır.

son günlerde kimi gazeteciler sadece iki gazetenin ismini anarak gösteriler yapıyorlar. yapılan açıklamalar, okunan bildiriler sadece bu iki gazeteci ile sınırlı.
görüldüğü kadarıyla bu gazetecilerin çoğu kendi çalıştıkları yerde önemli makam işgal eden, ünlü isimler.
gösterileri izlediğinizde sanki çok demokrat, hukuka saygılı, insan haklarına özen gösteren ve bugünkü iktidarın uygulamalarından rahatsız olduklarını anlatan bir tavırları var.

gazeteciler adına hareket ettiklerini söylüyorlar ama, bakıyorsunuz son derece dar, sadece arkadaşlık duygularını öne çıkaran bir eylem biçimi var ortada ve türkiye’deki haksızlıkların, hukuksuzlukların yalnızca bu iki gazeteci ile sınırlı olmadığını söyleyenlerin hiçbirini aralarına almıyorlar, haber vermiyorlar, bir destek istemiyorlar.
içimden bir ses “acaba nihayet gazeteciler üzerlerindeki ağır baskıyı azaltabilmek için harekete mi geçiyor?” diyor ama sonra bakıyorum da majestelerinin gazetecisi gibi davranıyorlar.

bu arkadaşları bu akşamdan itibaren izlemek istiyorum. örneğin “yansak da dokunacağız” pankartının arkasına geçenler bu konuda ekranlarda ne söyleyecekler, köşelerinde neler yazacaklar? dokunabilecekler mi? yoksa sadece gösteri haberini vererek bir “farklılık yarattıklarını, bugüne kadar her şeye rağmen mücadele edenleri dışladıklarını” ilan ederek “kahraman” havasıyla kendilerini huzur içinde mi hissedecekler?"

http://haber.gazetevatan.com/haber/371934/1/gundem
0 favorites - -
cesaret turnusolu söylem.

ergenekon davasına ve davanın yürütülme şekline;

* iddianamelerin somut iddialara dayanmaması nedeniyle tepki gösterilmeliydi.

* polisin -cmk'ya aykıyı olarak- ne aradığını bilmeden yaptığı aramalar, birer kopyasını sanığa vermeden bilgisayarlara, kitaplara, belgelere el koyması, sanıktan delile gitme yolunu seçmesi yüzünden tepki gösterilmeliydi.

* insanların, kendilerine isnat olunan suçu bilmeden yıllarca cezaevinde tutulması nedeniyle tepki gösterilmeliydi.

* sanık avukatlarının savunma görevlerini yerine getirirken engellenmesi, savunma hakkının kısıtlanması nedeniyle tepki gösterilmeliydi.

* her vatandaşın anayasal ve uluslararası sözleşmeler uyarınca anasının ak sütü gibi helal olan "adil yargılanma hakkı"nın engellenmesi nedeniyle tepki gösterilmeliydi.

* kanser olduğu bilinen kuddusi okkır'ın, ölmeden 3-5 gün öncesine kadar -yasaya aykırı olarak- cezaevinde tutulmasına tepki gösterilmeliydi.

* hukuka aykırı dinlemelerin delil olarak gösterilmesine, gizli tanık müessesesine tepki gösterilmeliydi.

şimdi tepki göstermek tabi ki kolay. nedim şener ve ahmet şık, herkesin sevdiği, ergenekon davası hakkında araştırmalar yapan, "ergenekon"la bağlantısı olmadığı hakkında herkesin hemfikir olduğu isimler.

peki... ya diğerleri?
masumiyet karinesini çiğneyen sadece ergenekon savcıları, polis, iktidar mı?
tüm bu hukuka aykırılıklara göz yuman, ses çıkarmayan, "aman başım belaya girmesin" diyen, sinen köşeyazıcıları da çiğnemiş olmadılar mı?

themis'in gözleri bağlıdır. kimi yargıladığına bakmaz, sanık sandalyesinde kimin oturduğuyla ilgilenmez.
hukuk herkese lazımdır.

ee, ahmet şık ve nedim şener salıverilirse susacak mısınız? tüm bunlara göz yummaya devam mı edeceksiniz?
balbay n'olacak? telefonuna "sehven" numaralar yüklenen asteğmen n'olacak?

asıl o zaman belli olacak, yanmaktan korkup korkmadığınız, dokunup dokunamayacağınız...
0 favorites - -