karakter sınırına takılmamış haliyle mektuplaşmaları... ahmet hamdi tanpınar ve hasan ali yücel iki dost olarak edebiyat tarihimizin en ilginç mektuplarına imza atmışlardır. bu mektuplarda türk akedemyası, avrupa, geçim sıkıntısı, şiir gibi konular ele alınmıştır.
işte bu mektuplar içinde 31 mart 1959 tarihinde ahmet hamdi'nin hasan ali yücel'e yazdığı mektup özel bir ilgiyi hakediyor. bir yenice tiryakisi olan tanpınar burada sigara tutkusundan bahsetmiş... insanda sigara içme hissi yaratacak kadar güzel bir mektup bu:
"âli’ciğim sigarasız yaşamak güç. şu anda belki iki milyonuncu defadır cigarayı terk ediyorum. vakıa tam yirmi üç gün oldu içmeyeli ama her dakika yeniden karar alarak. ayrıca da hep bir perdenin; çok ince, şeffaf, fakat aşılması güç bir şeyin içinde yaşıyorum. eşyayla, dostlarımla aramda bu acayip, yokluğu ile mevcut engel var. bakalım ne kadar sabredeceğim, can korkusu meğerse neymiş!
hastanade hep karşımdaki denizi, adaları seyrederken bütün manzarayı büyük ve marifetli bir tiryakinin eseri gibi tahayyül ederdim: bulutla güneşin kendisi, mavi gökyüzü hepsi bana gümüş savatlı bir tabaka, yasemin çubuk ve tabaka tabaka dumanı yığılan bir cigara gibi gelirdi. fakat bu kadar çok sevdiğimiz ve muhtaç olduğumuz şeyi neden bu kadar kötü kullandık. gerçeği şu ki son zamanlarda cigaranın zevkini alamıyordum artık. fart-ı istimal (aşırı kullanım) bu mühim melekeyi bende öldürmüş, bu kapıyı bana kapatmıştı.
halbuki günde on, on iki cigara ile mesut olma imkanı vardı. keratanın yokluğu da güzel. âli, tadı dudaklarımı ve dilimi ısırıyor. kokusu burnumu, yüzümü, gözlerimin içini ısırıyor. hiçbir hint veya japon orospusu hatırımda bu kadar canlı yaşamaz. hiçbir zaman ve hiçbir şeyde kendimi bu kadar dul, bu kadar eşinden ayrılmış hissetmedim. sanki iki koşulu bir arabayı tek başına çeken bir atım. her hareketim kendiliğinden çolpa oluyor. ne yaparsın ki korku bu...”
kaynak: ekrem ışın, a'dan z'ye tanpınar, yky, istanbul, 2003.