gecenin bombasını patlatmıştır. bir pozisyonun ilgisizliğini, ortamla uyuşmazlığını şu örnekle açıklamıştır.
"beyler düşünün.. biz dördümüz bir dağ evindeyiz.. köyde.. etrafta köylüler var filan... kapı çalınıyor.. açıyoruz bi bakıyoruz sharon stone!.. aradan vakit geçiyor...bi daha kapı... zekeriya beyaz!.. ne alaka di mi. işte bu pozisyonda öyle"

ersin kardeşimiz de boş durmamış bu lafın üzerine:
"zekeriya hoca gelip sharon stone burda mı diye soruyor mesela?!".. demiştir.

ama ahmet hoca durmak bilmez..

.."hatta kazım abi sharon senden buz kıracağı ister.sen olayı idrak edemeyip -o yok,keser vereyim mi dersin."

kazım kanat'ın "ricardinho ile delgado yanyana oynamaz, önlü arkalı oynayabilir" lafına çok ciddi bir şekilde "o senin dediğin langırtta oluyor" diyerek yarmış insandır.

bu geceki programda rok'un kızgınlık anında ağzından kaçırdığı sözden anlaşıldığı üzere; hande sümertaş kendisini mahkemeye vermiş. ahmet çakar da davanın geri çekilmesi adına rok'u devreye sokmuş, rok da buna "senin hande sümertaş davanı geri aldırtmayacağım" dedi. bu sözün üzerine çakar bir süre yayında kireç gibi suratla sessizliğe bürünüp tırnaklarını yiyerek takıldı, gık diyemedi, sonra da programı terk etti.

kadına milyonların önünde "tosun" falan derken, iğrenç imalarla bel altı vururken, hedef gösterirken iyiydi. sonra da böyle rok'tan medet umarsın, kofti artist seni. ^*

''..mesut özil türkiye milli takımını seçseydi, şimdi karabük'te sol açıktı..''

ahmet çakar- back to the future ıı

kendi yönettiği bir karşılaşmayı yorumlarken: "hakem babamın oğlu mu? evet babamın oğlu, yani ben"

büyüksün ahmet hoca, fan klubünü kuracağım az kaldı.

an itibariyle telegol'de:

"pele, geçenlerde türkiye'ye gelmişti, tanıştık..
baktım böyle yancı gibi bi adam"

buyurmuştur.

an itibarıyla uefa başkanına, uefa hakem komitesi başkanına, türkiye futbol federasyonu başkanına racon kesen adam.

öte yandan arabistan'da oynanacağı açıklanan fb-gs derbisi için de "biz laik türkiye cumhuriyeti için yetiştirildik, ne işimiz var bizim cumhuriyetin 100. yılında şeriatla yönetilen ülkede?" diyerek masaya vurmuştur.

"ingiltere'de trafiğin soldan akmasını insanlığa yakıştıramıyorum..."

ben ömrü hayatımda daha muazzam bir yorum görmedim arkadaş.

abi adamın ses tonu nasıl yer etmişse beynimde, yazdıklarını okurken resmen beynimin içinde ahmet çakar sesi yankılanıyor. onun ses tonuyla okuyorum yazdıklarını.

son dönem gazeteciliğini iyi kavradı iki günde. bakın şimdiden söylüyorum; bence bu gecenin sonunda olayı galatasaray' a bağlar.

bu gözler, son süreçte fare ölüsü yiyen, yarasa kemiren insan evlatlarını görmeseydi eğer, tanıdığım en midesiz insan unvanını hâlâ bu adam elinde tutuyor olacaktı.
kendisiyle işim gereği temasımın olduğu dönemlerde birkaç kez aynı yemekhanede aynı masada bulunmuştuk. bunlardan birinde tabağındaki haşlanmış tavuğu (kemikleri de dahil olmak üzere) silip süpürdükten sonra, o dönemki program moderatörü serhat ulueren'in az önce sıyırdığı tavuklardan kalan kemikleri de önüne çekip, katır kutur mideye indirmiştir. serhat'ın o sırada kendisine yan yan bakarak yüzünü ekşitmesi gözümün önünden gitmez.
bir keresinde de geceye sarkan bir programın reklam arasında, gündüz kuşağındaki yemek programından kalan, kokmaya yüz tutmuş bir peynirin üstüne çiğ yumurtayı kırmış, bunları bir matkap ucuyla karıştırıp herkesin şaşkın bakışları arasında eliyle bir güzel gömmüştür. işte kendisi böyle midesiz bir adamdır.