sansür sarmalı. hayallerde yaşayan yurdum insanının haberleri takip ettiği kanallar. gerçeklikten kopmuş ve her türlü yalanı dolanı haber yapan soysuzlar çetesi gibi oluşum. türkiye'nin muhtemelen %35'i türkiye'de olan biteni kanallardan takip ediyor. gerçekten olup bitenden pek haberleri olmuyor tabii. doğal olarak bir süre sonra dıj güjler , gılıjdar , büyük oyun , asrın lideri, dünya lideri gibi kelimelerden cümle türetmeye başlıyorlar. şuan için bu hastalığın panzehiri yok gibi.
a haber ve atv (ikisi aynı oluşum kabulümdür.) sansürü geç, çatır çatır yalan haberler sunuyor. öyle ki, sadece bu kanalları izleyip, memleketin durumunu buna göre değerlendiren yurdum insanları, güzel yurdumuzun alçakça tehditler altında olduğundan bihaber, hayat bayram olsa havasında yaşıyor.
beni en çok korkutan şey ise, içimde ki bir gün nazi almanyasının durumuna düşebileceğimize dair endişe. evet, izlenilen yol o kadar benzer ki, insan "acaba" demeden edemiyor. haber kanallarının propaganda amaçlı kullanılması, silah sanayisine yapılan yatırımlar, orduyu ele geçirip, siyasi partinin emrine bağlamalar (gayriresmi olaram tabi) eğitime büyük darbeler vurup, partinin isteklerine boyun eğmesini sağlamak, çocukları kendi hedeflerine değil, onların koyduğu hedeflere yönlendirmeler, halkı, ötekilere karşı kışkırtıp, üstün dine sahip olduklarına inandırmalar falan. yoksa enflasyonmuş, krizmiş, bunlar dönemsel problemler.
patatesi 1, soğanı 2, patlıcanı 3, doları 4, euroyu 5 liradan satan kanallar zinciri.
aksini söyleyeni cehapeli, fetöcü, pkk/pyd/ypg/jpg/tiff'çi, alman ajanı, amerikan uşağı, üst oyun planlayıcısı ve vatan hayini ilan ediyorlar.
evet hayin. diş macununun icadından habersiz gibi.
işin en acı ya da enteresan kısmı; havuz medyasında çalışan insanların %95'lik kısmının aslında laik olması, ve bu haberleri onaylamadıkları halde hazırlamasıdır. savunmaları da ekmek parası, biz olmasak başkası yapacaktır.
yapmayacak kardeşim, yapamayacak... bu çarpık düzenin en kötü tarafı da bu zaten bizim ayağımıza yine kendimizin sıkıyor oluşu.
oralarda editörlük yaparak evine ekmek götüren arkadaşlar var..ne düşünüyorlar acaba kafalarını yastığa koydukları zaman?
yeri gelir megri megri över, yeri gelir kurt gibi ulur, yeri gelir liberal yeri gelir komünist olur. kimse tam olarak ne olduklarını ne savunduklarını bulamamıştır. muhtemelen 20-30 yıl sonra , herhangi bir belgeselde, evlatları yaptıklarını utanarak izleyeceklerdir.
sahi bunları seyredebilen var mı? dayanıp da yarım saat seyredene ödül vermek lazım.