ulkerspor'un inisli cikisli grafigi yuzunden ne olacagi konusunda fikir yurutemedigim mac.

siena sezona ulker gibi kotu baslamis olsa da italya liginde yine iyi isler yapmakta. fakat euroleague'de gecen haftaya kadar ard arda 7 maglubiyet almisti. gecen hafta real madrid'i yenerek moral buldular. ve buyuk olasilikla ulker'i yenebileceklerini dusunerek gelecekler.

ulker ise ne yazik ki ligde ve efes'e karsi 2 macta gosterdigi performansin aynisini euroleague'de sadece partizan macinda gosterdi. ustunde yer alan her takima karsi nerdeyse onceden teslimiyetci bir havada maclara cikti. ilk periyotta sert olan her takim ulker'i yildirmayi basardi. buyuk olasilikla bu maca da siena sertlikle baslayacak ve ulker'in direncini kirmaya calisacaktir. bu yuzden ulker icin oncelik ligde iyi yaptiklari savunmayi sahaya dokebilmek icin motive olmaktir. eger bunu basaramazlarsa bu macin ellerinden gitmesi pek zor olmayacak kanaatindeyim.

ve bir kritik nokta da "stefanov mu ? cuneyt mi?" tercihi... stefanov sene basindan beri sadece bir macta iyi oynar gorundu. takim fast break atamadiginda ve rakip savunma sertlestiginde ise 10-15 saniye istikrarli bir sekilde topu elinde tutuyor, pick & roll yapmamakta direniyor, iceri mumkun oldugu kadar az top indiriyor ve daha kotusu perdeden cikana degil de birebir oynayan ibo'ya topu teslim ediyor. iste bu stefanov basketbolu hem goze batiyor, hem de ulker'in kadro zenginliginden kaynaklanan varyasyonlari sahaya dokmeye en buyuk engel oluyor. cuneyt sahada olunca ve ergin ataman uzerine kabus gibi dokmediginde bircok macta gordugumuz fark yaratan oyuncu oluyor. hem de tribunlere son derece hitap eden ve uzunlardan verim alan bir basketbol oynaniyor.

kisaca, siena 7 mac gibi kotu bir yenilgi serisinden cikip istanbul'a son maci kazanmanin verdigi moralle geliyor, ulker ise cok degil bir ay once elden gitti denilen top 16 kritik bir final macina cikiyor. kagit ustunde bircok kisi kolay goruyor ama partizan macinin bile kolay kazanilmadigini bilen benim icin belki de en zor mac sinifina giriyor. umarim korktugum olmaz ve ulker ilk top 16 disi kalmaz.

ps: ulker yaklasik 3 senedir siena ile cok kritik maclar yapiyor. ve bu mac son iki sezondaki ikinci final maci... gectigimiz sezon ulker'in bir ust tura cikmasini saglayan stefanov(!) idi. acaba yine bunu basarabilecek mi ?

(bkz: 23 mart 2005 ulker siena maci)

74- 71 sona ermiştir.
jeff trepagnier in oğlunun babasına uğur getirdiğine inanıyor, burnundan öpüp agucuk bugucuk diyorum.

ülkerin şimdilik yoluna devam etmesini sağlayan karşılaşma. lakin haislip her zaman böyle üçlük atmaz bu da biline. bir üst turda bu mantaliteyle hiç şansının olacağını sanmıyorum ülkerin.

"kazanan her zaman hakli midir?" sorusun yanitini bir kere daha aradigim mac...

herkesin bu soruya farkli farkli cevaplari olabilir ama benim cevabim bu mactan sonra acik ve net bir "hayir"! eger macin sonundaki kucuk capli mucize olmasa, ulker su an top 16 vizesini kendi evinde siena'ya teslim etmis olacakti. ama sansta oyuna dahil oldugundan gulup geciyor ve mucizenin kahramani olan trepagnier'i alkisliyorum.

ulker ozellikle ikinci yarida gerek kadro tercihi, gerek savunma ve gerekse hucumda rezil bir performans sergiledi. mac genelinde haislip'in olagandisi 6'da 5'lik ucluk performansi olmasa ve de trepagnier'in 2 mucize uclugu olmasa-ki arka arkaya isinirken bile soktugu zor gorulur- su an siena eve mutlu donuyor olacakti. sene basindan beri stefanov kotu deyip durdum ama bugun adeta zirve yapti. 30 dakikada sadece 1 asist yapabilmesi gercekten buyuk capli rezalet. fakat daha buyuk rezalet ise, hamilton savunmasinda adeta dayak yerken 2. yari boyunca sahada tutulmasiydi. yanilmiyorsam mac boyunca sadece 2 olumlu hareketini gordum. bir diger kritik hata ise, son periyotta mirsad'in sahada kalmasi ve gulyas'in kenarda unutulmasi idi. cuneyt'e guvenilmemesine artik alistigim icin deginmiyorum bile...

siena cok kotu kurulmus bir takim. bircok euroleague takimi rahatlikla onlari sahadan siler. ama mevzu ulker olunca bu isler boyle yurumuyor. ulker, koca euroleague sezonu boyunca sadece ve sadece deplasmandaki siena macinda ve icerideki partizan macinda iyi bir goruntu verdi. bunun disinda top 24 boyunca erken pes eden, savunmada cokca kaytaran, oyun disiplinini cabuk kaybeden hatta cogu macta ligdeki konsantrasyon seviyesine ulasmayan bir ulker izledik. bu noktadan sonra top 16'de ben ne yazik ki ergin ataman ve stefanov kontrolundeki takimdan hicbirsey bekle(ye)miyorum. cunku, bu takimda hersey duzgun isliyor sadece dislinin parcasi olamayan bu iki isim mevcut. top 16'de iyi bir kura gelmezse en fazla 1-2 galibiyet bekliyorum.

ulker'in bu mac sonrasinda gulyas, haislip ve trepagnier'e ayri ayri tesekkur etmesi gerekir. iyi yabancilarin bir takima neler kattigini buradan gormek son derece mumkun. her ne kadar haislip olagandisi bir performans gosterse de, o sutlarin calisma urunu oldugunu belirmekte fayda goruyorum. trepagnier ise ayri bir parantez acilmasi gereken ekstra bir oyuncu... sene basindan beri takimin nerede ihtiyaci olursa orada gerekeni yapti. sanirim onu bu kadar sahiplenmemin ve pete williams sonrasinda ilk kez bir yabanciya bu kadar alismamin temel nedeni bu...