sonrasında iki saldırgandan birini canlı yakalayabilmek büyük başarı umarım kaçanı da kısa sürede yakalayıp adalete teslim ederler. polislere hem geçmiş olsun hem de helal olsun.

saldırıyı yapan iki teröristten birisi (kadın olanı) sağ olarak ele geçirilmiş. (ki daha üzerinde daha atamadığı bir el bombası da varmış.) buna göre saldırıyı hangi örgütün düzenlediğinin ve kaçan diğer pisliğin kimliğinin tespit edilerek ileride yakalanması çok muhtemeldir sanırım.

teröristleri dağda değil şehirde aramamız gerektiğini bir kez daha gösteren saldırı. lan bu şerefsizlerle aynı yolda yürüyoruz, aynı toplu taşıma aracına binip aynı mahallede yaşıyoruz. bunlar bir bok yeyip bize zarar verdiğinde de bu kader oluyor kısmet oluyor. en çok da bu koyuyor.

(bkz: allahınız yok mu lan)

onlar hep özgürlükçü pis faşist polisler.. yersen

evet, beklendiği üzere dhkp-c katillerinin saldırısı olduğu sözlükteki temsilcilerinin açıklamalarıyla da kesinlik kazandı.

bu arada şunların açıklamalarına bak amk. hala 1978'lerde yaşayan dumanlı kafa, "halkın adaletini işleteceğiz!" lafları. nasıl işletecekler? katlederek tabi ki? başka neyden anlarlar ki zaten?

bir de 43 yaşına gelmiş ama hayatında bir terör örgütüne üye olma dışında kendine bir şey katamamış, kendi gibi abisi de daha önce bu barbar örgütün kendi varlığını devam ettirme çırpınışlarına meze olmuş vasıfsız bir zavallıyı kullanmışlar gene.

bunların bundan önceki son saldırılarında kullandıkları kişiler de gene bu yaşlarda, bu tipte birileriydi.

(bkz: 11 eylül 2012 gazi mahallesi'nde karakol patlaması)
(bkz: ibrahim çuhadar)

(bkz: 12 haziran 2012 istinye polis karakolu saldırısı)
(bkz: erdal dalgıç)

anlaşılan iyice kaybedenler kulübü haline gelmiş bu örgüt. zaten sözlükteki destekçilerinden de belli ya, neyse.

edit: abisi demiştim ama daha önce öldürülen kişi kardeşiymiş meğerse yakalanan kadın teröristin.

hah, ben de diyordum bu komedyenler nerede kaldı?

ulan bunca yıldır hiç durmadan devam eden cinayetleri meşrulaştırmak için kullanabildiğiniz argüman bu mu?

"siz de yaptıydınız!!!"

o "siz de yaptıydınız!!!" dediğin olayın tarihini de söyle bakayım, ya da şu nedense vermeye tenezzül etmediğin kaynağını?

dur, dur zahmet etme ben söyleyeyim: 12 eylül mhp iddianamesi.

hani şu herşeyiyle karşı olduğunuz askeri darbe yargısının adaletli elleriyle hazırlanmış iddianame.

ulan, hadi diyelim ki o iddianamedeki olay da doğru (ben şahsen inanmamaktayım) bu mudur? hala bitmek bitmek bilmeyen katliamlarınızın meşruiyeti 30 küsür sene önce başkasının işlediği cinayet midir?

bir de her sakallıyı dedeniz, her size karşı çıkanı da ülkücü zannetmeyiniz güzelim. (ülkücülere olumsuz anlam yüklediğimden değil, güncel bazı konularda, ki bunların ne olduğu önceki yazılarımdan anlaşılır, kendileriyle pek uyuşmayız.)

her daim birincil eylemi zora karşı zor kullanmak olan örgütün saldırısı.

bazı tipler trafik cezası yediğinde polise ağız dolusu küfreder, gelir bu baslık altında polisi savunur.

sorun şu on yıl önce sadece ülkücüler savunurdu polisi, son on yıldır f tipi dinci tipler savunur olmaya başladı. hoş sağ kanat her daim polisleri bir oy deposu olarak görmüş, ve mevcut iktidarlar polisin milliyetci mukaddesatcı olmasına dikkat etmiştir.

sahi nedir polis, bütün gün kapkaççı kovalayan, maçlarda üst araması yapan tipler mi, hayır dostum polis bu değil. polis egemenlerin egemenliklerini devam ettirmesi ve yaşamaya devam etmesi icin çalışan kuvvetler bütünüdür, karşılıgında yaşamlarını idame ettirecek parayı kazanırlar.
gel gelelim eylem ferhat adında bir cocugun felc edilmesine neden olan bir intikam saldırısı olmuş, devrimci mantığın durdugu nokta işte burası.

dhkp-c de ben hic bir zaman teori bakımından bir gelişme göremedim, salt devrimci siddete dayalı politika yürüttükleri sürece de bir gelişme göremememiz olası. bunun yerine proleter bir örgütlenme anlayısı hedeflerine biraz daha yaklaştırırdı, fakat doğalarında bu yok. bu mantıkla giderlerse de devrimin öncü partisi sıfatını hic bir zaman kazanamayacaklar.

şimdi herhangi bir konuyu mecrasından çıkarmayı gerçekten sevmem, ama galiba burada yazmak zorundayım. zira bir konu hakkında hiçbir bilgisi olmayıp, sağdan soldan yarım yamalak duyduğu bir kaç şeyle kendisini o alanın uzmanı sanan her cahil gibi bu da kendisine cevap verilmemesini haklılığının doğrulanması zannedecek. o yüzden hiç istemesem de, sırf insaniyet namına yazmam lazım anlaşılan.

şimdi güzelim, senin o tek yüzeysel bilgi kaynağın sol yayınlarında okduklarının aksine ülkücüler ne 12 eylül öncesi, ne de sonrası kendilerinin devlet adına mücadele ettiklerini falan savunmamışlardır. bırak devlete yalakalık ya da devletle işbirliği, tam tersine özellikle chp ve ap dönemlerinde boy hedefi olmuşlardır. hatta bu yüzden 1978'de sırf ecevit hükümetinin ülkücülere karşı kıyım ve işkencelerine karşı büyük ankara yürüyüşü gibi gösteriler düzenlemişlerdir. aynı şekilde daha 12 eylül öncesinde kurulan sıkıyönetim idarelerinde de bu geçerlidir. yoksa ülkücülerin mevcut düzene bakışları 12 eylül'le falan değişmiş değil, tam tersine çok öncesinden beri aynı çizgideydi.

tabi o hangi kafa ile yazıldığı belli olmayan sol yayınlardaki ülkücüleri hükümet güçleriyle işbirliği halinde gösteren yazıları okuya okuya sizinde gerçekle alakanız kalmadığı için böyle saçmalamanız normal tabi.

bunun dışında hele ki her yönüyle bir fecaat olan 12 eylül yargısının düzmece iddianame ve işkence altında alınan sözde itiraflarla en çok ezdiği kesim de ülkücüler olmuştur. en fazla içeride yatan siyasi lider alparslan türkeş olduğu gibi, en fazla tutuklu kalan siyasiler de gene ülkücülerdi. malum, özal döneminde getirilen o ceza ertelelemesiyle 1991'de hangi suç işlemiş olursa olsun 12 eylül'de içeri atılan bütün sol mahkumlar tahliye edildiği halde, ülkcüler gene bundan faydalanamadılar. o yüzden bu saçmalamalarınızı gidin bilmeyen kimselere anlatın. belki kafalama ihtimaliniz olur.

yalnız, kendini solcu gören birinin 12 eylül iddianamesine sarılması da cidden ibretlikmiş bu arada.

bir de her şeyi geçtim, ülkücülerin 12 eylülnden sonra hiçbir eylemi vesairesi falan yok. bugünkü cinayetlerinizi 30 sene öncesiyle savunmak da nasıl bir sefalet?

iyi ki ülkücüler varmış lan! yoksa ne bok yiyecektiniz merak ediyorum cidden.