yağlı ceylan gibi kaçar
tıka basa çaydan geçer
plaza kızı ayağına takar
halhal.

sabahları 4 poğaça gömçüklemesine rağmen öğle yemeklerinde kereviz salatası yer.

(bkz: alın verin plazalara can verin)

plaza kızı değildir. plazalarda resmi giyim zorunluluğu vardır. halhal takılmaz. ayrıca halhal takabileceği bir ayakkabı modeli plazada giyinebileceği bir model değildir.
ama böyle kullanıyor derseniz, halhal bu gibi ayakkabılarla kullanılmaz. bu gibi ayakkabıları çorapsız giymek çok zordur. halhal çorap üstüne takılmaz.
yaklaşık 5000 kişinin çalıştığı bir plazada öyle ya da böyle halhal takan bir hatun henüz görmedim. civardaki plazalarda da görmedim.

kimi yazar götünden bir hatun tiplemesi yaratıyor, kimi yazar da öyle bir hatunu sanki kendisi de görmüş gibi davranıp hatun hakkında rencide edici sözler sarfedip, hatunu itin götüne sokuyor. hayal ürünü kişiler ve olaylar üzerinden sohbet gidiyor. ama bu hayal ürünü sohbetler nedense hep hatunlar üzerinden gidiyor. kimse "150 cm'lik ensesine bakmadan kravat takan plaza ılığı" diye başlık açıp itin götüne sokmayı erkekler üzerinden denemiyor

adonisli sözlük erkeklerine dert olmuştur.

http://1.bp.blogspot.com/…4cvc/s1600/left ankle.jpg

edit: verdiğimiz geçici rahatsızlıktan dolayı özür dileriz.

şarkısı çıkmış.

(bkz: tie a yellow ribbon round the old oak tree)

.

canı istediği gibi aksesuar takmış kızdır.

kilolu, ya da bilekleri kalın diye insan içine çıkmasın isterseniz, göz zevkiniz bozulur maazallah. bir de üstüne aksesuar kullanmış, ne hadsiz ama değil mi? yapmayın rica ederim, kişisel özgürlüklere saygı duyun biraz.

ayrıca "plaza" resmi kıyafet kodu olan bir yer falan değildir sanılanın aksine, bazı şirketlerin bu konuda kendi kuralları olabilir ama bunu plaza ortamına mal etmek de çok doğru değildir. ben plazada çalışırken g-string üstüne neredeyse transparan beyaz pantalon giyeni de, pembe ponponlu yatak odası terliği ile geleni de gördüm. kimse onlara birşey demiyordu, işinize/gözünüze yaramayanlara da birşey denmemeli. yazıktır, şurayı okuyup da üzülebilecek insanlar olduğunu unutmayın.

abi bize ne? hayır bize ne amk?... bırak sana direkt bir etkileşimi yoksa istediğini yapsın? ister daracık tayt giysin ister topuklu terlik... hayır sana ne amk? yakıştırıyorsa giysin sana ne? zaten her kör satıcının bir kör alıcısı var ona da talep oluyordur ki yazılan verme -vermeme girdilerine bakarak kimin gözü var kimin yok belli oluyor. ama yine de sana ne amk? sana ne?

ya siz gerizekalısınız ya da çap'ın anlamını bilmiyorsunuz. 50 cm çap dediğinin çevresi 157 cm eder. bu da ananızın mabadının çevresinden daha büyüktür.
şimdi anladın mı matematik ne zaman işe yarıyormuş!!!