yaşadığımız dünya, bize aşkın yaşı olmadığını gösteriyor. eskiden 40 larda sanki ömür biterdi. bunu geçen gün konuştuğum arkadaşım ile öğrendim. bu yaşadığı delilik nerede ne zaman biter kim bilir? ama bunu düşünmenin sırası değil şimdi.
"filmlerdeki gibi bilinmeyen bir numaradan gelen mesajla tanıştık. yanlışlıklar yalnızlıkla son bulmadı. oradan buradan derkeeen, bir baktım beni anlayan birisi. kendime sesli söyleyemediğim ne varsa onunla paylaşır oldum. geçmişi yargılamadan, şimdiyi tüm çıplaklığıyla kabul ederek.
şimdiye kadar bunu hiç yaşamadığım için hayat boyu anlaşılamadan göçüp gideceğim sanırdım. iyi insanlar iyi erkekler varmış mis, ben bunları bilmeden gözlerimi kapatabilirdim. saatlerce konuşurken sıkılmamak, kendini dünyanın en şanslı insanı görmek ne demek bilmeyecektim.
hayatta herşey mantık değil, bazen sürprizlere de yer açmak gerekmiş. şimdi hiçbir şey imkansız gibi görünmüyor. yarın gözümü açtığım yeni günde, o var. onlu anlar, zamanlar."
evet ara ara kendi kendine gülüyor, aklından ne geçiyor bilmiyoruz ama deliliğine veriyoruz. aşk delilik değil midir?*
edit: nasıl olacak diye soranlara. ikisi de ayrılmış, çoluk çocuk var. bence de çok uğraşırlar. ama 40 yaşına kadar bunları aşacak bilgi ve deneyimi edinmiştirler dimi?
aşk değil, olmaz diyorsunuz da bence siz 40 ınızda aşık olamazsınız bu bakışla. ondandır o.