aşkı bulacaksın. 60 yaşına da gelsen aşkı bulacaksın. eğer parasızlıktan o kurtlar sofrasına geri dönmediysen ve hâlâ sanatla ilgileniyorsan sakın pes etme, demek ki bir şeyler başardın ki dikenli de olsa bu yolda devam ediyorsun. unutma ne aşkın ne de özgür ve onurlu bir yaşamın yaşı yok. unutma, 60 bile olsan sen özgür ruhlu, biraz deli ama her şeyde biraz tutku ve aşk arayan kayıp bir ruhsun. bu gezegende misafirsin. ait olduğun gezegene elbet bir gün gideceksin. sabret. yaşa. kendin ol. boyun eğme. pes etme. unutma,
hatalarınla, yenilgilerinle, kusurlarınla, kayıplarınla, her şeyinle sen olduğun için çok güzelsin. seni seviyorum ve hep seveceğim.
"şunları bir araya toplayayım
bir güzel muhabbet edelim" diye düşündüm.
mutfak işinden de anlarım.
donattım sofrayı.
bayağı uğraştım.
hepsinin, ayrı ayrı ne
yemekten, ne içmekten
hoşlandığını iyi bilirim.
bayağı da para gitti.
birinin yediğini öbürü yemez.
ötekinin içtiğini beriki içmez.
dört kişilik sofra kurdum.
mumları da yaktım.
bak hepsi erick satie severdi.
hatırladım.
müziği de ayarladım.
geldiler.
20 yaşında ben,
35 yaşımda ben,
40 yaşımda ben ve
bugünkü ben, dördümüz.
birden yirmi yaşımı, otuz beş yaşımın karşısına oturttum.
kırk yaşımın karşısına da, ben geçtim.
yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.
yatıştırayım dedim.
"sen karışma moruk" dediler. büyük hır çıktı.
komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.
evin de içine ettiler.
bende kabahat.
ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine...
davet-can yücel'e ve hasan ali yücel'e saygılarımla.
hosgelmedin.
40. yasimin ucuncu haftasindayim ve mental anlamda guclu biri olmama ragmen hayatimda en zorlandigim donemlerde ilk 3'e girer.
40. farklı ülkeyi gezmiş olmayı hedefliyorum.
güzel gidiyor. takma, takılma devam et.