neverland takımı dinamik, çok koşan, pres yapan, kolej ruhunu yakalamış bir takım, doğruya doğru. ama buna karşın, hem teknik heyetin hem de oyuncuların tecrübesizlikleri ilk etapta göze çarpmıyor değil. malzeme sorununu hayalle mayalle çözmeleri mümkün değil. defans bloğunda captain hook ise tecrübesiyle göz dolduruyor. şüphesiz ki takımın en gerçekçi topçusu. tek gözünün görmeyişi bir handikap olsa da, kancasıyla raakip takımın forvet hattına yaşatacağı kabus dolu dakikalar ile bunu telafi edeceği aşikar. takımın geri kalanının büyük kısmı çoluk çombalak, adam olsalardı o yaşa kadar milan'ın barça'nın altyapılarına girerlerdi zaten. millicent yenge etek giymesin, yegane temennim budur.
ütopya ekibi ise türkiye'den devşirdikleri evrenkentli file bekçisi adam şenel
* ile kalede güven veriyor. mülkiye'de allahsız alaeddin namıyla da maruf siyaset felsefesi hocamızın birebir pozisyonlardaki gözü karalığı, delidumrulluğu, dosta güven düşmana korku salan hareketleri görülmeye değer. tek kusuru yan toplar. orwell'in sağ bekte oynaması büyük handikap. üstün oyun zekası, güçlü alegorik kondüsyonu ve metaforik dinamikliği ile sağ açık oynamayı hak eden bir topçu. günümüz futbolunda ender rastlanan bir yetenek olarak orwell, bu oyun planında neverland takımının sol kanadını perişan edecektir. campanella ve platon'un tandem oynaması çok doğru bir tercih. aldous hocayı tebrik etmek lazım. italyan campanella savunma hattının emniyet sübabı adeta. futbolcu kere futbolcu. gilman'ı henüz izlemedim ama le guin gibi bir yetenek abidesinin onun yerine yedek soyunmasını hazmedemiyorum. çiller'in ise 'derin' toplar ve ara pasları dışında bir numarasını göremedim. bak çiller kardeş, sen ancak 'şerefli' bir beraberlik koparmaya gayret edersin, oyun zekan ve liderlik özelliklerin de az gelişmiş. o formayı haketmiyorsun, gel bırak bu işi.
neticede ütopya uluslararası arenadaki tecrübesiyle neverland'e göre daha ağır basıyor. ama kazanan kim olursa olsun, dostluğun galip çıkacağı kesin.