akşamki programda bu takımları görünce yüzümü manalı olduğunu düşündüğüm bir gülümseme kapladı, çünkü şampiyonlar ligi'nin monaco'suyla, rosenborg'uyla, rangers'ıyla daha güzel olduğunu düşünenlerdenim ben de. sonra aklıma başka şeyler geldi ve kıkırdamaya başladım. neden mi kıkırdadım?
yatın kalkın genç olduğunuza dua edin çünkü bu maçı;
"aaayyysss mönakö atağında top yüventüslü futbolcularda kalıyor" şeklinde bir anlatımla da izleyebilirdiniz,
bülend karpat'ın anlatımıyla.
maça gelirsek, monaco'yu destekliyorum, çünkü atletico madrid gibi topun arkasına geçerek değil, ön alanda pres yaparak 4-4-2 oynayan takımlara karşı saygım her zaman sonsuz olmuştur. monaco bu sene yaptıklarıyla birçok teknik direktöre tekrardan 4-4-2 taktiğine dönmeyi de düşündürtmüştür sanıyorum ki. yolları real madrid maçlarında da açık olur umarım ki ben duygusal bir insan olduğum için kendilerinin kupayı kazanmalarını da istiyorum.