3. köprünün adını yavuz sultan selim koymak, hayvan hastanesi açılışında kurban kesmekten farksızdır.
ve aynı zamanda van'da asker kışlası yapıp adını mustafa muğlalı koymaktan da farksızdır.
istanbul'un en yoğun ermeni nüfuslu semtinin ismini
kurtuluş ve semtin ortasından geçen iki caddeden birinin ismini
bozkurt diğerinin adını da
ergenekon koymaktan farksızdır.
ve bu ülkede birbirinden rezilce farksız olan bu örneklerin hepsi birer vakıadır.
bunun yegane anlamı, ezmeye gücü yettiğin her kimse onun canını yaktığın yetmiyormuş gibi
ebenin dingiline çam diktim git topla kozalakları demek suretiyle verdiğin hasarı hakaretle taçlandırmaktır.
ak parti veya başka parti farketmez, hepsi aynı; bu habis kafayla toplumsal barıştan söz edilmez. bari halkla ilişkiler memuru yaptığınız o akil adamlara acıyın; ne diyecekler halkın karşısına çıktıkları toplantılarda?
.
not. şimdi çıkıp birileri muğlalı levhasının kışlanın kapısından ak parti iktidarında indirildiğini söyler. ben de o kişiyi alnından öperim. çünkü kasım 2011 döneminin başbakan yardımcısı beşir atalay levhanın indirilmesine dair açıklamasında ak parti'yi ak parti yapan şeyin halkın duyarlılıklarına uygun hareket etmek olduğunu söylemiştir. hani nerede şimdi o duyarlılıklara uygun hareketler? biliyorsun, üçüncü köprünün cinayet olduğunu söyleyenler de var ama boşver şimdi onları.
.