hiç böyle bir çağrı yapmamıştım fakat artık yapmak gereği duyuyorum, bağırın. maça gelin ve bağırın!
seyircinin bile artık maç seçmeye başladığı, doymaya başladığı bir ortamda oyuncuların kıçını yırtıp başına geçirmesini kimse beklemesin. bu insanlar her ne kadar profesyonel olsa da bu iş tutku işi, arkanızda sizin için bağıran 10-12 bin kişinin sesinden kendi takım arkadaşınızı bile duyamayacak duruma geldiğinizde, sahaya çıkan herkes 40 dakika yorulmadan oynayabilir. görüyorum maça gelenleri elinde telefon, basket oluyor ancak kerhen bi alkış var, bazen o bile yok. bu kadar mı ilgisiz bu insanlar? hiç mi maccabi, panathinaikos, olympiacos takımlarının iç saha maçlarını izlemiyorlar?
özetle takım gümbür gümbür giderken (hatta bana göre geçen seneden daha dengeli ilerlerken) bu desteği onlardan esirgemeye kimsenin hakkı yok. herkesin gırtlağını parçalamasını beklemiyorum ancak orada olduğunuzu hissettirin, şut atan oyuncumuz duysun hep bir ağızdan nefes çekişi, rakip serbest atış atarken sadece ıslık duysun. ben şahsen bunun için kendimi borçlu hissediyorum çünkü geçen yıl o kupayı kazandıktan sonra hissettiklerim tarifsizdi, teşekkür etmeliyim.
maçın özetine analizini kısa kesmekte fayda var; real'in en önemli oyuncuları bu maçta yok. kuzmiç, ayon, randoplh ve llull oynamayacak (bazıları sezonu kapattı bazıları uzun süreli yok). çift maç haftasında donçiç'in bir sakatlığı vardı ancak o oynayacak. bizim cephede durum aynı, vesely'nin oynaması bekleniyor. geçen hafta tekrar sakatlanan nikola'nın ise en az 1 ay daha kenarda oturacağı söyleniyor, umarım sağlıklı dönebilir.
son olarak gelin, destekleyin, bağırın.
in obradoviç we trust