ta istanbul'dan bu konser için gelen adam vardı. ve hatta "her yerde karşımıza çıkıyorsun" diye tepki bile aldı. sonra "ismail" çığlıklarımız cevapsız kalmadı ve gelen arkadaş huzura erdi. hatta öncesinde
maria çaldığı için ben de huzura erdim.
gelenlerin yaş ortalaması sahiden de 30 civarındaydı. kalabalıktı. bira çok pahalıydı. en mantıklı hamle öncesinde içmek ya da arada bakkaldan alıp devam etmekti bence.
en önde bir ikili vardı. adamlar
ne zaman gitti tren çalarken bile headbang yaptılar. bunu okurlarsa; kafalarını tutup sahnenin önündeki demire vurmak istedim. bunu bilsinler. biz de genç olduk, biz de headbang yaptık, böyle mi yaptık? bir sürü thrash konseri oluyor, git orada headbange doy, orası yeri miydi?
duymuştum şehirdeydimi çalarlarken
cenk taner'in "tek derdimiz aşk demiştin" kısmında yaptığı doğaçlama şahaneydi..
tüm klasikleri çaldılar. hatta
istanbul istanbul'u beklemiyordum, o da geldi.
bir söz verdiler, bir gün istanbul'da akşam başlayıp tüm şarkıları çaldıkları bir konser vereceklermiş, artık sabaha mı biter, ne zaman biterse.. tabi ki kaçırmayız öyle bir şey olsa..
tut beni düşmeden ilk dinlediğim kesmeşeker şarkısı olduğundan yeri bir lokmacık ayrıdır, gözlerim doldu, tutamadım.. "söylediğin sözler, sanki içtiğim zehir. nasıl da etkiler beni.."
ya dayanamıyorum, aldım imzamı! daha konser başlamadan, dışarıda sigara içerkene yanaşıp birazcık kekeledikten sonra aldım imzayı. heh!
bir daha bekliyoruz. net.