ferhan şensoy'un bir kitabında mı okumuştum, yoksa tiyatrosunda mı duymuştum tam hatırlamıyorum. orada, "kime sorsam akp'ye oy vermediğini söylüyor. o akp'ye vermemiş, bu akp'ye vermemiş. kendimden şüphelenmeye başladım" minvalinde birkaç cümle kurmuştu.
evet, akp'ye ben de oy vermedim. hatta parlamenter sistemin oylandığı günün devrisi sabahında "evet" oyu veren bazı tanıdıklarımı da sinir krizi ve gözyaşları seremonisiyle tüm yaşam alanlarımdan çıkardım.
pek tabii ki oy vermek herkesin kendine yakın bulduğu bir siyasi anlayışa göre şekil alır. ve fakat bizim gibi bireyini henüz yetiştirememiş bir coğrafyada parlamenter sistem buna dahil olmamalıydı diye düşünüyorum.
beri taraftan yaşam tutanaklarımı şöyle bir gözden geçiriyorum da, kendimi bildiğimden beri türkiye cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesiyle örtüşen hemen hemen her siyasi ortamda bulunmaya gayret ettim. bu bağlamda çalıştım, okudum, yazdım, çizdim, yürüdüm, konuştum, yeri geldi bağırdım.
lütfen yanlış anlaşılmasın bütün bunlar bir övünç meselesi değil tabii ki. sonuçta neye inandıysam ona göre yaşadım ve yaşamaya da devam ediyorum.
gel gelelim koskoca 22 sene... yirmi iki sene. insan gerçekten inanamıyor.
acaba ben de akp'ye oy vermiş olabilir miyim?