bir şerh düşerek, hayır cevabını verdiğim ankettir. istesek de girebilir miyiz, giremez miyiz orası ayrı konu. ben alan razı, giren razı tarzı bir varsayımda bulunup buna rağmen hayır dediğimi belirteyim.
neden hayır? avrupa birliği'ne giren, bize yakın ülkelerin durumuna bakmalı. muhtemelen, türkiye'den fransa, almanya, hollanda gibi ülkelere ciddi bir genç nüfus akışı olur böyle bir durumda. eğitim için, iş için gitmekten ziyade, kalıcı olarak yerleşmekten bahsediyorum. hareket serbestisinin iyi bir yönü de olabilir elbette, sorunlu, sıkıntılı bir çok tip ülkeyi terk eder. öte yandan,
vatan millet sakarya dememize rağmen böyle bir durumda, hele böyle bir devlet-şehirli nüfus ilişkisinin olduğu ülkede eğitimli nüfusu ülkede tutacak bir şey de yok. kısa vadede ülkede yaşayan insan sayısı azalır, işsizlik sorunu çözülür fakat uzun vadede ülkenin aşağı yukarı yetenekli, eli iş tutan nüfusu batı avrupa'ya kalıcı olarak gider. bu da ciddi bir kısırlık yaratır.
daha uzun vadede, ab üyesi bir türkiye daha farklı sorunlarla da karşılaşabilir. itiraf etmeli ki o şehirli nüfus haricinde, türk halkının çok ciddi bir kesimi kendini avrupa'yla karşıtlık üzerinden tanımlıyor. ab ise, son zamanlarda iyice bütünleşme, merkezileşme konularında gaza basmış gibi. türkiye için euro'ya geçmek büyük bir sorun olur, fakat
brexit'ten sonra euro'ya geçmeyen, ciddi bir bütünleşmeye karşı çıkıp üye olmak isteyen ülkelere bakış nasıl olur bilemiyorum.
birleşik krallık ab'de bir nevi bütünleşme karşıtı ve rusya karşıtı cephenin lideriydi. şimdi doğu avrupa ülkeleri bu konuda yalnız kalmış gibi görünüyorlar.
fransa ve
almanya önderliğinde bütünleşmeyi hedefleyen bir ab var. şahsen çok başarılı olabileceklerini düşünmüyorum, ama zaten böyle bir senaryoda ne türkiye ne ab bütünleşmeye hazır olacaktır.
bu ve bunun gibi nedenlerden ötürü, türkiye'nin avrupa birliği'ne katılmasının iki tarafın da çıkarlarına aykırı olduğunu sanıyorum. öte yandan, bu kesinlikle türkiye-ab ilişkilerinin kesilmesi anlamına gelmemeli. ülkeye, ab'den ciddi bir fon akışı mevcut; bu mülteci meselesinden önce de böyleydi. keza, şekli olarak da olsa avrupa birliği ile ilişkilerin getirdiği birtakım hukuki, ekonomik gereklilikler var ki bunların uzun vadede türkiye için faydalı olduğunu düşünüyorum. bu yüzden, türkiye avrupa birliği'ne tam üye olmadan, avrupa birliği'nin nimetlerinden yararlanabilmeli. bunu da biraz brexit sürecini izleyip görmek gerek. belli sınırları olan bir hareket serbestisi, ticaret serbestisi, geniş bir işbirliği sanıyorum ki türkiye ve avrupa birliği'nin çıkarına olacaktır. ilişkileri tamamen koparmak, türkiye'nin en fazla
junior partner olabileceği bir "avrasya ittifakı" içine atılması demek olabilir ki vatandaşlar bundan ne kültürel, ne ekonomik, pek bir fayda görmez. avrupa birliği'ne katılmak ise, kısa vadede türk vatandaşı bireyler için iyi olabilir. uzun vadede ise, zaten merkez siyaset sistemi sallanmaya başlayan avrupa yoğun bir türk akımını kaldıramayabilir ve türkiye avrupa birliği'nin tabutuna çakılan son çivi dahi olabilir.