20 nisan 2015 maccabi fenerbahçe ülker maçı

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

valla şu maçın üzerine "bile" kavga edesi gelenler var, hayrettir. son saniyede kenan faül yaptı, hakem çalmadı, çalsa maçın sonucuna doğrudan etki edecek çünkü süre yok. benzer pozsiyon fb-gs maçlarında filan olsa yangın yerine döner ortalık. tel aviv'de hiçbir şey olmadı. tr'de geçen seneden idmanlıyız, maça çıkmayanları bile gördük di mi?

hah, mevzu bu kadar. hala daha "hakemler esas bizi biçti" diye bokuyla kavga etmeye çalışanlara bir hava almalarını öneriyorum ^_^
2 favorites - -
obra kadabra , profesör , kaptan .. bütün takım mütişsiniz . bizde herşey vardı sadece istemeyi bilmiyorduk . staff ekibi bu takıma bunu öğretti ve oldu . bravo takım
1 favorites - -
obradoviçin ilk sene tohumu ektiği ikinci sene meyve almaya başladığını gösteren maç, jan vesely denilen insan azmanı adam resmen takımı ateşliyor.
2 favorites - -
maccabili oyuncuların, taraftarların ve teknik heyetin bile faul diye itiraz etmediği pozisyonu 6sliler çok net faul olarak tanımlıyor.... yuh!
1 favorites - -
canlı olarak izleyemediğime çok üzüldüğüm maç. özetini izlerken bile kalpten gidiyordum. canlı izlesem nolurdu kim bilir.
0 favorites - -
fenerin nefis bir zaferle final-four'a uçtuğu maç...

seri boyunca son şampiyon karşısında elenme endişesini bir an bile yaşamadan hem de!..
0 favorites - -
bu maçla beraber kulüpler bazında basketbolumuzun son 14 yıldaki en büyük başarısı geldi. toplamda 3. final four'umuz bu. daha önce 2000 ve 2001 senelerinde efes pilsen'le yaşamıştık aynı duyguları. hidayet türkoğlu'nun nba'e ilk adımını 2000 yazında attığını düşünürsek üzerinden ne kadar çok zaman geçtiğini daha iyi kavrarız sanırım.

işin benim için ilginç yanı 10 yıl öncesi fenerbahçe'nin bir gün buralarda olabileceğine ihtimal dahi vermezdim. fenerbahçe, basketbol içinde özellikle efes'in ve ülker'in hükmü düşünüldüğünde oldukça sıradan bir takımdı. bir şeyleri başarmak için uğraşları vardı ama hiçbir zaman çok büyük çaba harcamamışlardı bunun için. henry turner - dallas comegys - ibrahim kutluay üçlüsü böyleydi mesela. daha sonraki conrad mcrae, zan tabak, marko milic takviyeleri ile oluşan kadro da aynı. atletik oyuncuların bulunduğu, göze hoş gelen keyifli bir basketbol oynuyorlardı ama hepsi bu. 2000'lerin başında damir mrsic'in liderlik ettiği kadro da bu söylediklerimden farklı bir çizgide değildi.

fakat hikaye böyle devam etmedi. etkisiz eleman olmanın canlarına tak ettiği yerde fenerbahçe'de basketbol adına zihniyet değişikliğini net bir biçimde ortaya koyan ilk yönetimsel faaliyete tanık olduk. ülker'le birleştiler. daha önceleri türkiye ligi içinde bile başarıyı hedeflemekten oldukça uzak bir görüntü çizen kulüp ülker'le yaptığı bu evlilikle beraber nihai amacını direkt basamak atlayarak "avrupa'da başarı" olarak belirlemişti. kısaca, bu birleşmenin asıl amacı dün geceki maccabi zaferini görmekti.

8-9 senelik bir yatırıma mal oldu bu başarıyı yakalamak. aradan nice oyuncular, nice koçlar geldi geçti; sıfırdan bir tesis inşa edildi. spor içinde bir kültüre sahip olmak cidden kolay değil. fenerbahçe her şeyden önce dün gece bunun ilk adımını attı. ve görünen o ki yönetici kadrosu büyük bir ahmaklık yapmadığı sürece bu adım önümüzdeki yıllarda büyüyerek devam edecek.

milli takım kulüpler üstü bir organizasyon olduğu için oradaki başarılarla kıyaslama yapmak çok doğru olmaz fakat kulüpler düzeyinde ülkenin en büyük başarısını yakalamak için atılması gereken sadece iki adım var önlerinde. şu an buna engel hiçbir şey görünmüyor. ne madrid ne cska ne oly ne de barça... hemen hepsine sezon içinde gerekli mesajı verdiler zaten. obradovic bu anlar için yaşayan bir koç. maccabi serisi de gösterdi ki takım final four için ortaya koyduğu mücadeleyi madrid'de de aynı şekilde devam ettirdiği sürece o kupanın buraya gelmemesi için hiçbir sebep yok.
0 favorites - -
takımımız için tarihi bir başarıyla biten serinin son maçı.

darısı efes'in başına... zor ama efes şu turu geçebilirse, bir türk takımının final oynaması garanti demektir...
0 favorites - -
bu sene izleyemedigim fenerbahce'nin ilk ve tek euroleague maci oldu. isteydim. heyecandan elim, ayagim titriyordu. telefondan bir turlu acilmadi mac yayini. ben de her 10 saniyede bir skoru guncelliyordum deliler gibi. zisis'in sayilarini gordukten sonra, yuzume ufak bir tebessum yayildi. obradovic'in bu mactaki tavsani da zisis oldu diye. mac uzatmaya gitti. dayanamadim. molaya ciktim. gittim arabama oturdum. bir yandan eksi sozluk, bir yandan resmi skor takibi yapiyorum. birden macin galibiyetle bittigi haberini alir almaz, yabanci bir ulkede park yerinde, arabanin icinde deliler gibi bagirmaya basladim ve ufak capli bir tribun yaptim. birkac insan bana bakti, bu manyak ne yapiyor diye*. hayatimda bu kadar heyecanlandigimi hatirlamiyorum. final four zamani turkiye'de olacagim. icim icime sigmiyor. keske elden gelseydi de madrid'e de gidebilseydim. bu sene hep soylendi. takimin bir karakteri var artik. euroleagu'de bu karakteri kazandiginiz zaman, adiniz daimi olarak buyuk takimlarin arasina girer. bugun o kazanma karakterinin olympiakos'a barcelona karsisinda son saniyede nasil mac kazandirdigini gorduk. fenerbahce'de bu yolda emin adimlarla ilerliyor. madrid'de real madrid ile karsilasmak cok zor olacak ama belki de ilk defa cok da korkmuyorum. biliyorum ki oyuncular ve efsane koc obradovic, bu maci kazanmak icin de ellerinden gelen her seyi yapacak ve belki de bize bu kupayi getireceklerdir. son olarak:

(bkz: in obradovic we trust)
1 favorites - -
son şampiyonu ocak dışına yolladığımız maç.

sonra her şey haddinden fazla kolay görünmeye başladı gözümüze.
bu da yaşadıklarımızın güzelliğini ve değerini kavrayamamamıza neden olmaya başladı gibime geliyor.
hele bu yılki play-offları düşünürsek..
0 favorites - -