an itibariyle juventus'un avrupa klupler birliginden ayrildigi haberi geldi. agnelli de baskanliktan istifa etmis haliyle.
gece gece resmen darbe gibi bir seyler oluyor.* ancak yine de isin sonunda bu takimlar ya kandi liglerinde de oynayip (bana gore) kotu (hatta sacma sapan) bir turnuva sistemine geceriz, ya da mecburi bir geri adim ile ayni yerden devam ederiz.
kendi yerel liglerinden ayrılıp bu lige düzenli olarak katılma planları var mı bilmiyorum ama 15-20 tane takımın haftada 1 maç yaptığı bir lig sistemi kurulursa ve düşme olmazsa, çıkma olmazsa, cl yarışı olmazsa.
bir takım koptuğunda kalan takımların maçlarını kime izletecek bu ibişler çok merak ediyorum.
çünkü bütün dünya yandık tutuştuk 13.lüğü belirleyecek milan arsenal maçını bekliyoruz. sizin yeriniz europa lig, daha fazlasına cürmünüz yetmez.
edit: sisteme baktım, 15 takım sabit kurucu üye, 5 takım davetli tarzı bir şey.
10'arlı 2 grup halinde yarışacaklar, ilk 3'e girenler çeyrek finale doğrudan 4-5 olanlar çeyrek finale girebilmek için play-off yapacak.
bu işin sonu bu büyük takımların yerel liglerden çekilip komple bu ligde oynaması olur. yerel ligler büyük darbe alır. ya parayı ligler ile paylaşacaklar ya da yereller bunları zopaynan kovalar. futbol adına büyük bir kırılmayı izliyoruz şu an. iş sonsuza kadar 15 takım ve onların köleleri sonucuna dönebilir. umarım avrupa kulüpleri bu kast sistemine çok büyük tepki koyar yoksa futbol dönülmez akşamın ufkunda. bu girişim başarılı olursa bir daha dönülmez buradan.
uefa'nın yapabileceği en büyük iki yaptırım tazminat davası ve bu takımları lokal liglere kabul etmemek.
zaten zurnanın son deliği de burası. bu takımlar lokal liglerinde oynamak istemiyor. basketboldaki euroleague organizasyonu gibi lokal liglerini boşverip bu ligde büyük takımlarla maç yapıp tv, reklam vb. gelirlerini arttırma peşindeler. lige katılım bedelinin 400 milyon euro olduğu söyleniyor. o saatten sonra kim siker uefa'yı. şampiyonlar ligi şampiyonunun 100 milyon euro aldığı yerde bu organizasyona katılmak daha değerli.
bu olay sadece organizasyon şeması ile ilgili de değil. çok daha radikal şeylerin bizi beklediğine inanıyorum. geçen haftalarda avrupa'da futbol maçının süresinin kısaltılması gerektiği konuşuluyordu örneğin. sebep basit; z kuşağı. odaklanma süresi kısa, dikkatleri dağınık ve hızlı olandan, hızdan yanalar. futbol 90 dakika izlenilmesi zor bir spor örneğin. bu konuda bir çok araştırma var.
belki 0-0'a puan verilmemesi, belli bir uzaklıktan atılan gollerin iki gol sayılması gibi saçma şeyleri de oyuna yansıtırlar. zaman değişiyor, futbol ölüyor.
bu süreç uefa'nın bu elit kulüplere vereceği payı arttırmasıyla sonuçlanır bence. orada da bizde fenerbahçe ve galatasaray'ın dediği gibi en çok parayı lige biz getiriyoruz bizim payımız az durumu var. ispanya ya da ingiltere 4.'sü şampiyonlar ligi'ne gidince onun adı "şampiyonlar" ligi olmuyor zaten.
eğer 15 takım sabit olacak ve 5 değişken eklenecekse büyük adaletsizlik durumu söz konusu. ayrıca uefa ve fifa öyle bir açıklama yapmış ki (resmi mi bilmiyorum) maçası yiyen futbolcu gitsin ama benim herhangi bir organizasyonuma giremez diyor.
aga bu fıfa 99'da vardı zaten ya. adamlar harbi çok ileri görüşlüymüş. yalnız oyundaki avrupa süper ligi'ne bizim galatasaray'ı da almışlardı. herhalde yani avrupa deviydik o zamanlar bir zahmet. şimdi kapısından geçirmezler o ayrı :))