oğuzhan yılda 1 gol atar kulak tıkama hareketi yapar batshuayi maç başına 15 gol kaçırır iş işten geçtikten sonra hatay'a gol atar eliyle çene yapmayın hareketi yapar sadık taraftarına sik sallar...
ülke öyle bir bok çukuru ki her kategoride aynı kokuşmuşluk.
yeteneksiz forvet bütün bir senenin içine sıçtı. iddiasız hale geldik sayesinde. şimdi de ligin sonunda hataya gol attı diye el kol yapıyor.
inanılmaz. türk olsa akpli olurdu bu lavuk
bats'in gol atip trip yaptigi mac... bunu maestro ozzy baslatti kulak tikama hareketiyle. kazanirken bile su sadik taraftari sinir hastasi yapacaksiniz. milyon avrolari alip mayis'ta gidecek arkadas, sana kim taraftara el kol yapma hakki veriyor acaba?
olmayan faulden gol yedik. şu yediğimiz golde ki faul, maçın başında verilmeyen penaltı pozisyonunda ki ise faul değil bu şeref yoksunu hakem müsveddesine göre.
ne kadar türk hakemi varsa lanet olsun hepsine be.
herkese merhabalar.
beşiktaş taraftarı için hazırladığım, hatayspor rakip analizini okumak isteyenler buyursun.
girişte belirteyim, bol pozisyonlu, heyecanlı ve keyifli bir maç bizi bekliyor olacak. kar engeli olmazsa!
öncelikle ömer erdoğan'dan başlamak gerekirse, kendisi futbolculuğu döneminde bursaspor ile şampiyonluk yaşamış, lider ruhlu bir futbolcuydu. teknik direktörlükte tutunması hiç de sürpriz olmadı. bundan sonra da gelişim gösterdiği sürece devam edecektir.
bu sezonu da tam sayarsak, 2 sezondur hatayspor'un başında olan pro lisanslı teknik direktör ömer erdoğan, toplamda 1,59 puan ortalaması tutturdu. öncesinde de bir karagümrük tecrübesi vardı, alt ligde 1,75 puan ortalaması tutturmuştu.
bu sezon özelinde ise, oynadığı 29 maçta 14 galibiyet, 4 beraberlik ve 11 mağlubiyet ile ligde 1 puan üstümüzde 6. sırada bulunuyor. tabi bu puanların büyük kısmı iç sahada olduğu için, deplasmanda 5 galibiyet, 2 beraberlik ve 8 mağlubiyeti var.
oyun olarak kariyeri boyunca 4-2-3-1 tercihi ile, türk tipi geçiş oyununa göre oynatıyor. hatayspor'un diğer geçiş oyunu oynamaya çalışan takımlara göre en büyük farkı defansını daha önde kurup, oyun boyunu daraltması. bu bazen çok yemesine, bazen çok atmasına sebep oluyor.
yani, hatayspor oynadığı oyunu daha önde ve açık oynamayı seven, rakibe alanlar bırakırken, rakibin boş bıraktığı alanlara hücum eden bir takım. topla oynama yüzdeleri %50 civarı olan hatayspor, ortalaması %47 ile ligin iyi ortalamalarından birine sahip.
benim için kritik noktası, attıkları 47 golün 35'inin asist golü olması. takım oyununun etkisini net şekilde görüyoruz. tabi bu veriyi görünce gole çevirme oranlarının %14 ile ligin en iyilerinden olduğunu tahmin edebiliyoruz. gollerinin dağılımına bakacak olursak:
3 penaltı, 1 serbest vuruş, 7 kafa golü, 41 ceza alanı içi golü, 21 sağ ayak, 18 sol ayak golü mevcut. yani homojen dağılan bir istatistiğe sahipler, her türlü golü, her şekilde atmışlar. tam bir gol takımı. o sebeple yazdım, çok keyifli bir maç bizi bekliyor diye.
açık oyunda 39 gol atmışlar. burası bizim için önemli. çünkü duran toptan orta ile gelen gol sayıları sadece 3. bizim referansımız ve defansif kurgumuz da buna göre olmalı. buraya, tekrar değineceğim. çünkü açık oyunda bu kadar gol atmak, önlemi gerektirir.
gol sayılarına göre maç başına 4,3 isabetli şutları epey az görünüyor. 16 tane de kontratakları mevcut, oyunu 2 türlü de oynamayı seviyorlar. hem geride kabul edip, arka tarafa sarkmayı, hem de önde basıp hata aramayı. ömer erdoğan, rakibe göre planlıyor.
tüm bu verilere rağmen, maç başına 134 top kaybı ile oynuyorlar, özellikle orta sahada baskı yediklerinde yetersiz kalıp, hata yapıyorlar. ikili mücadele sayıları da düşük, ligin 14.sü konumundalar. rakip alanda da 130 top çalarak, ligin 9.su konumundalar.
takımın gol yükünü çeken 3 oyuncusu var: el kaabi, mame diouf, lobzhanidze. bunun dışında lobzhanidze 8 asistle, takımın en çok asist yapan oyuncusu. aslında bu 2 veri bizim baskıyı nereye yapacağımızı ve bağlantı yolunun nereden geldiğini çok net gösteriyor.
takımın bir de en kritik oyuncusu diyebileceğim ruben ribeiro'su var. 6-8 numarada oynuyor ve hatayspor için pas akışında, oyun hızında çok önemli yer tutuyor. %85 başarılı pas ortalaması, iyi bir yüzde. 2 gol, 3 asisti var ama en önemlisi oyunun merkezinde kendisi var.
top ayaklarına geldiğinde, ribeiro, traore, el kaabi ve lobzhanizde ile hızlıca öne gitmeye çalışıyorlar. ki atak tarafları, oyun kurulumu genelde kanatlardan oluyor. bu oyunda diouf ise önde topu tutan, takımı oynatan forvet olarak ön plana çıkıyor. attığından çok alan açıyor.
peki, biz nasıl kazanırız? oyunu kanatlardan bitiren ve ön tarafta alan açmayı bilen bir forvet oyuncusu olan bir takıma karşı öncelikle defansif zaafiyetlerimizi gözden geçirmemiz gerekiyor. nedir bu? alan kontrolünü doğru yapmak. özellikle tandem tarafında.
akan oyunda bu kadar başarılı bir takımı, sık sık durdurmamız gerekiyor. oyunun doğasını bozmayan ufak taktik fauller işimizi görebilir. bunu man. city de çok yapıyor. defansının yerleşmesi için, süre kazandıran bir taktik diyebiliriz. geride boş yakalanmamak gerekiyor.
öne çıktığımızda ise, önde oynayan kanat oyuncuları nedeniyle, sağ ve sol beklerinin yalnız kaldığını unutmamamız gerekiyor. yani kanat tarafında, arkaya atılan toplarda büyük boşluklar bulabiliriz. tam rıdvan'lık maç olacak diyebilirim. formda olursa yine rosier...
ghezzal'ın topla alan geçerek penaltı noktası civarı yerine, half-spaceten çizgiye inebileceği bir maç olacaktır. çünkü merkezi kapatırken, kanat oyuncularının eksikliği, half-space tarafında alan derinliği bırakacaktır. yine kanatta güven'i görürsek, oralara girecektir.
çok gol yediklerini unutmayalım. oyunun gidişatı bizi düşürmesin, çok gol attıklarını unutmayalım, oyundaki üstünlüğümüz bizi yanıltmasın. bu maçta topu rakibe bırakmayı da çok doğru bulmuyorum. karşımızda akan oyunda oyun kurabilen bir takım var.
ben bol gollü, bol pozisyonlu, bol hatalı bir maç bekliyorum. iki takım da girdikleri pozisyonu gole çevirmede yaptıkları ile maçı kazanmaya çalışacak. burada biz %10, onlar %14. kötüyüz!
vurduğumuz gol olsun!
okuyan herkese teşekkür ederim.
hataylı el kaabi'nin beşiktaşlı futbolcunun baldırına tabanıyla bastığı ama sarı kart gördüğü maçtır. karar doğru gibi ancak benzer bir pozisyonda bu sene necip uysal var'ın uyarısıyla kırmızı kart görmüştür.
(bkz:
ahmet nur çebi)
o değilde çok şerefli beşiktaş kulübü kendi yarı sahasının yerden ısıtmasını kapatmış. taraftarı da burada adalet kovalıyor.
yeter artık bitsin bu sezon futboldan soğudum.bu nedir arkadaş ? böyle bir santrfor olur mu ? bir de belçika milli takımına çağırmışlar. bugün bu durumda olmamız bu santraforun ve bunu gördüğü halde devre arası santrafor getirmeyen yönetimin yüzündendir. bir de seneye hangi hocayı getireceklerse şimdiden anlassınlar. adam yeni yılın planlarını yapsın. şöyle türk futbolunun dinamiklerini bilen yerli kudretli bir hoca olmalı.
çarşı'nın statlara geri döndüğünün ispatı niteliğinde bir maç. beşiktaş'ın göz göre göre penaltısı yeniyor ve taraftarda en ufak bir itiraz yok. kendi kendilerine şarkı söylüyorlar.
gerizekalı beşiktaş taraftarının hakem sahada penaltı vermeyip takımın hakkını yerken tribünde beşiktaşım benim tezahüratıyla kendini eğlendirdiği maçtır.