bugün fransa'da üniversiteye geçiş sınavları (bac) başladı. 743.594 lise öğrencisi ilk aşamada "felsefe sınavı"nı geçti. öğrencilerin cevap verdiği klasik ve açık uçlu sorular :

edebiyat konuları:

1. zamandan kaçmak mümkün müdür?

2. bir sanat eseri nasıl iyi biçimde açıklanır?

3. hegel'den alıntılanan metni (doğa kanunları ile beşerî -hukuktan doğan-kanunların arasındaki farka dair) açıklayınız.

ekonomik ve toplumsal

1. ahlak, en iyi siyaset midir?

2. emek, insanları ayrıştırır mı?

3. leıbnız'ten alıntılanan metni (özgürlük, daha doğrusu özgür irade üzerine) açıklayınız.

bilim:

1. çok sayıda kültürün varlığı insan türünün birliği önünde engel oluşturur mu?

2. ödevlerini tanımak, özgürlüğünden vazgeçmek anlamına gelir mi?

3. freud'dan alıntılanan metni (bilimsel araştırmanın zaman içinde seyri üzerine) açıklayınız.

teknolojik:

1. yalnızca değiştirilebilir olan şeyin mi değeri vardır?

2. kanunlar bizi mutlu edebilir mi?

3. montaıgne'den alıntılanan metni (bilgi üzerine) açıklayınız.

link

böyle sınav mı olur arkadaşım.
bu bilgiler gerçek hayatta nerede işimize yarayacak.

türkiye’de yüksek lisans yapan birisi olarak keşke bu sorulara cevap verebilmemi sağlayacak bir eğitim almış olsaydım dedirtmiş sınavdır.

lise öğrencisine soruluyor bu sorular. bizim üniversite öğrencilerimiz 10 gigabyte’a tav olacak kadar sığ ve vizyonsuz.

yazık bize. bir de bu adamlarla aşık attığımızı, atabildiğimizi sanıyor insanımız.

okuyunca üzüldüm ülkem adıma.

sanırım anca eski nesiller veya köy enstitüsü mezunları yanıt verebilir bu sorulara.. ya da bazı akademisyenlerimiz, o da belki, birkaç tanesi.

altında da birinin dediği gibi, "80 öncesindeki lise bitirme sınavları fransa'da bir üniversiteye kabul edilmek için bac muadili sayılıyordu. nereden nereye düşmüşüz".

eğitimi ve bilhassa eğitimde elitizmi öcü gösterirseniz varacağınız sonuç ortadoğu bataklığı olacaktır. elitler bir ülkeye lazımdır.

teknoloji alanında sorulan 1. soru "yalnızca değiştirilebilir olan şeyin mi değeri vardır?" sorusu çok hoşuma gitti.

günümüz dünyasında gençlerin gerçekten ilgisini çekebilecek bir soru. keşke cevaplara da ulaşabilsek.

bir tane entry'nin son cümlesini okumamla gülmekten tıkanmama sebep olan eğitim şeysi.

--- spoiler ---

"keşke cevaplara da ulaşabilsek"

--- spoiler ---

üniversite eğitimi alacak gençlerin ezber yapmalarını değil, düşünmelerini ve sorgulamalarını gerektiren sınavdır.

sonra biz neden muasır medeniyetler seviyesine ulaşamıyoruz...

değerlendirilmesi zor sınav sistemidir. bu sorulara yazılan cevapları okuyanın kapasitesine, bilgi birikimine, felsefi/ideolojik görüşlerine göre bir öğrencinin alacağı puan değişebilir. eğer soruları nesnel ölçütlerle değerlendiriyorlarsa (kullanılan kelimeler, cevabın uzunluğu vs.) o zaman bizim ezberci sistemden (gerçi artık o da çok ezberci değil gibi, sınavların kalitesinin arttığını düşünüyorum) pek de farklı olmadığını düşündüğüm sınavdır.

edit: biraz araştırdım bu sınavı. okuduğum kadarıyla yığılmaya sebep olan, değiştirilmesi düşünülen bir sınavmış bu. ayrıca şunu da hatırlatayım: fransız öğrenciler bu sınav için önceden çalışma yapıyor her türlü. eğer bir sınavda iyi not elde etmek için önceden çalışmanız gerekiyorsa o sınavda ezbere dayalı bir şey olmaması mümkün değil. ezber kötüdür demiyorum ama durum bu. tabi tam bir değerlendirme yapabilmek için sınavın diğer kısımlarını da görmek gerekir. bu felsefe kısmı sadece.

edit 2: siz yine de bizim birincilerimizi çok küçümsemeyin bu arada. ogs mi kgs mi ne naneyse o sınavlarda derece yapanların nasıl insanlar olduğunu, entelektüel seviyelerini çok iyi biliyorum. bilgi birikimi yüksek olan, çalışmayı ve öğrenmeyi seven insan isterse karşısına güney kore sınavı çıksın, alayından iyi yapar. napolyon'dan kalma eskimiş bir sistemin avantajları olduğu gibi dezavantajları da var elbet.

arkadaş herkes mi cahil anlamadım ki bu sorular gayet rahat ölçme değerlendirme yapılabilecek sorular bence. tüm sorulara uzun uzun cevap verebiliyorum. lisedeyken de bu tarz sorulara çok rahat cevap verirdim. bolca okuma yapmış olmanın bu tarz soruları yanıtlamaya faydası var bence. gerçi felsefenin özel ilgi alanım olması bunda etken olabilir. iki tane yarım bıraktığım lisans eğitimim var. tamamlanmış bir lisans bir önlisans bir de yüksek lisans yapmış olmanın faydası olabilir. ama sorular kesinlikle zor değil, günlük haberleri takip eden, felsefi kuramları bilen hatta sofinin dünyası isimli giriş düzeyindeki kitabı okuyanların bile yanıtlayabileceği sorular olmuş. eğer bu soruları gündelik hayatla örnekleyerek cevaplayabiliyorsanız bence zaten herkese derdinizi anlatabilirsiniz.

tüm bunların dışında bilgiyi nasıl işlediğinizi ölçen sorular olduğu için eğer objektif bir değerlendirme kriteri varsa bence gayet güzel sorulardır. lisans eğitiminde kitap defter açık olduğumuz sınavlar geldi aklıma. cevabı asla kitaptan bulamazdık. biraz yorum gücünüz ve bilgi birikiminiz varsa bu sorulardan oluşan sınav kağıtlarını okumak da çok keyifli olacaktır.

(bkz: reisin kaç çocuğu kaç torunu var)