gıda tarım ve hayvancılık bakanı faruk çelik'in, palm yağının sanıldığı gibi zarar verici nitelikte olmadığını açıkça ifade ettiği yazılı açıklamasıdır. bakan çelik'in açıklamasında, "palm yağı bütün dünyada gıda sanayiinde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır." ve "dünyada palm yağının gıdalarda kullanımına yasaklama getiren bir ülke bulunmamaktadır." gibi ifadeler var.
araştırdım, açıklama içerik ve kaynak olarak kısmen doğru bir açıklama. fakat palm yağının zararsız olduğunu savunmak asla mümkün değildir. palm yağı endüstrisi ekolojik siteme, hayvanlara ve üretilen bölgelerdeki yerli halka doğrudan, dünya halkına da dolaylı olarak ciddi zararlar verir.
peki palm yağı endüstrisi ekolojik sisteme, hayvanlara ve insanlara ne boyutta zararlar verir bir özet geçelim;
1- world wild life fund” (dünya yaban hayatı derneği) tarafından yapılan resmi açıklamaya göre saatte 300 futbol sahası büyüklüğünde yağmur ormanı alanı bu endüstri için yok ediliyor.
2- yağmur ormanlarında yaşayan orangutanların önümüzdeki 5-10 sene içerisinde nesillerinin tamamen tükeneceği öngörülüyor; her sene 1000-5000 orangutan hayatını kaybediyor. sumatra kaplanlarının ise yalnızca bir iki senesi kaldı.
3- yerli halkların yerlerinden edilmesi ve çocuk emeği sömürüsü. plantasyonlarda çalıştırılan çocuk işçilere ağır yükler taşıtılıyor, uzun saatler sıcağın altında ağaç tepelerinde meyve toplatılıyor. aşırı sıcak, yorgunluk ve kötü koşullar nedeniyle pek çok çocuk işçi zaten kaygan olan palm ağaçlarından düşerek yaralanıyor veya hayatını kaybediyor. ayrıca çocuk işçilere çoğunlukla emeklerinin karşılığı ödenmiyor.
4- biyolojik çeşitliliğin yok edilmesi, orman yağmurlarının da yok edilmesi anlamına geliyor, yağmur ormanlarının devamlılığını sağlayan tohumların çok büyük bir kısmı orangutanların dışkılarıyla taşınıyor. dolayısıyla orangutanlar yağmur ormanlarının devamlılığı için hayati bir rol oynuyor. orangutanlar yağmur ormanlarının yaşamsal bir parçasıdır. orangutanlar yağmur ormanları olmadan, yağmur ormanları da orangutanlar olmadan yaşayamaz.
5- palm yağı işlenmesi sırasında belli bir derece üzerinde ısıtılırsa kanserojene dönüşüyor, ayrıca palm yağı yüksek oranda doymuş yağ içeriyor. kısaca palm yağı, obeziteye ve kansere davetiye çıkartıyor.
6- yağmur ormanlarının tahribatı, iklim değişikliğini de tetikliyor. doğal yağmur ormanlarının yok edilmesinin yarattığı olumsuz etkiler bir yana, palm yağı üretiminde ortaya çıkan atıkların, kerestelerin yakılması ve hatta bunların bir kısmının yangınlara dönüşmesi esnasında ortaya çıkan duman, atmosfere ciddi miktarda sera gazı salınmasına neden oluyor.
7- hayvanlara sistematik işkence uygulanıyor. borneo ve sumatra yağmur ormanlarında meydana gelen tahribat nedeniyle 300 binin üzerinde hayvan yerinden edildi, yaralandı ve öldü. palm yağı endüstrisi büyüdükçe, bu bölgelerde yaşayan hayvanlar istismara açık hale geldi. kaçakçıların eline düşen vahşi hayvanların deney laboratuvarlarına satıldıkları, kürkleri veya vücutlarının bazı parçaları için vahşice öldürüldükleri biliniyor. bu hayvanların bir kısmı da “egzotik evcil hayvan” olarak pet shoplara satılıyor.
bütün bu veriler ışığında palm yağının insan sağlığına zararsız olduğunu savunmak, dünya sağlık örgütü birleşmiş milletler gıda ve tarım örgütü ve avrupa gıda güvenliği otoritesi'nin palm yağının kullanmasının yasaklanması yönünde bir görüşü bulunmadığının altını çizmek sizce etik midir sayın bakanım? palm yağı üretiminin kapitalist düzenin en büyük silahlarından biri olduğunu görmüyor musunuz? insan sağlığına zararsızsa şayet, hayvanların öldürülmesine-pet shoplarda satılmasına-genelevlerde çalıştırılmasına, çocuk emeğinin sömürülmesine, yağmur ormanlarının yok edilmesine göz mü yumacaksınız? bütün bu yaşananlara siz karşı çıkmayacaksınız da kim karşı çıkacak, kim ses çıkartacak? değiştirmeye gücünüz yetmiyorsa 'bu konuda çalışmalarımız var' gibisinden basit bir açıklamayla geçiştirebileceğiniz bir konuyu altını çize çize desteklemeniz kimin yararınadır? ayrıca satışının yasaklanmaması savunduğunuz kadar keskin bir durum değil, bugün olmasa da yarın yasaklanmayacağını kimse garanti edemez.
bütün bu tahribatın endonezya ve malezya hükümetleri tarafından desteklenmesi de akıl alır gibi değil. daha da korkunç ve trajik olanı ise türkiye'de adına gazete diyen bazı yayın organlarının, palm yağına sırf islam ülkelerinde üretimi daha uygun diye kota getirildiği iddia edilirken, palm yağının çok sağlıklı olduğundan ve islam ülkelerinin palm yağı konusunda birlik olmaları gerektiğinden bahsediliyor. bu akıl tutulmasından çok daha ötede bir durum. şu iki tablo birbirlerine ne kadar da benziyor değil mi?
bakanlık açıklaması: ntv.
kaynaklar: kirmizitilki.com dunyalilar.org