değerli arkadaşlar ben özgür turhan. güzel ülkemizde komedyenlik yapıyorum. yarın cübbeli ahmet hoca ile ilgili hakaret davasında ifade vereceğim. cumartesi günü ise, galatasaray tarafından şahsıma dava açıldığı için karakola imza vermeye gideceğim, yaklaşık 9 aydır gidiyorum. yaşadıklarımla beraber, almış olduğum tehditler, yapmış olduğum işi engellemeler ise şu an burada bahsi geçirilmeyecek kadar hafif geliyor.

eti atmış olduğum tweetten dolayı, yayınlanmayan reklamlarında oynadığım için zarara uğradıklarını söyleyerek sözleşmeyi tek taraflı feshetti. tarafıma reklamdaki zararlarını karşılamak için tazminat davası açtılar. reklam setinde içtikleri kahvelerden, beyran çorbalarına kadar benden talep ettikleri tutar, bütün masraflar yaklaşık olarak 5 milyon tl. dava anlayamadığım bir şekilde aleyhimde sonuçlandı.

pazar günü yapacağımız gösteri çekimimizden önce ne suç ne değil diye söylediğimiz bütün kelimeleri gözden geçirdik. yasalarımıza göre herhangi bir suç işlemediğime kesinlikle emin olduğum gösterimde, eşim dostum ne zaman içeri gireceğim diye gün sayıyor.

arkadaşlarım, tanıdıklarım yalnızca espri yaptığı için tutuklular, davaları var.

ben komedyenim, bu ülkede yalnızca esprilerimi sizlerle paylaştığım için başıma bunlar geliyor.

artık çok yoruldum. ülkemizin geldiği duruma üzülüyorum, çocuklarımızın geleceğine üzülüyorum, kendime üzülüyorum. ne yapacağımı ne diyeceğimi bilmediğim garip bir durumdayım.

link

özgür turhan bu ülkenin sayılı komedyenlerindendir. sırf muhalif kimliği yüzünden 1 senedir aşırı sıkıntı çekiyor. galatasarayından, eti'sine, cüppeliden, hukuk sistemine kadar herkes bu adamla uğraşıyor. özellikle muhaliflerin gözdesi eti'nin 5 milyon tl tazminat davası açması mide bulandırıcı. bu süreçte özgürün yanındayız.

eti olayı nedir biri net olarak açıklasın da boykot edelim. diğerleri konusunda yapabileceğim bir şey yok, zira alakam yok...

edit: anladığım şu; özgür ucu hükümete değen bir tweet atmış, eti de "bu adamı oynatırsak hükümet bizi hoplatır" diye düşünüp, korkarak reklamı yayınlamama kararı almış. sonra da "sen tweet atmasaydın yayınlayacaktık" diyerek dava açmış.

hakimi, savcısı da sen misin hükümeti eleştiren diyerek bu saçma davayı aleyhine sonuçlandırmış.

sonuç: güle güle eti... şimdi sen de ülker gibisin...

ulan ne talihsizliktir ki bu ülkede doğmuşuz be, kaderimi silkeyim arkadaş. çocukken ne kadar salakmışız meğer o vatan, millet, sakaryalar yüklenirken zihinlerimize. meğerse eza imiş bu ülkenin vatandaşı olmak. ayrıcalıklı islamcı, kürtçü ve ülkücü küçük bir grubun haricinde bu ülkede yaşamak, cehennemde yaşamakla eşdeğer lan resmen. eskiden ya sev ya terket derdi embesiller. nasip olsun da terkedelim amk, bir sevgi de bir mutluluk da kalmadı zira. esas bu cumhuriyetin hıyrını biz görmedik biz!

ifade özgürlüğünün her şeyin temeli, her şeyin başlangıç noktası olduğunu anladığınız gün kafanızı kaldırdığınızda; kendinizi 1984 romanında yaşarken bulacaksınız.

hakaret dediğiniz uyduruk şeyin, birilerinin keyfini kaçıran her şey olduğunu anladığınız gün, ağzınıza çivilenmiş tahtaları sökmeleri için yalvaracaksınız fakat kimse sesinizi duymayacak.

kınamaya devam edin.

ülkedeki her şey konuşmamak üzerine. siyasisi direkt tutuklar, markası dava açar, şirket öyle bir kölelik sözleşmesi imzalatır ki işten çıkarıldığını bile duyuramazsın, her şeyden korktuğun için en doğal şikayetin için bile fısır fısır olursun. bi bakmışsın bunlardan kaçmak için dilinde espri yapamadığın bir ülkede bulmuşsun kendini. ya da zaten gidemezsin veya için elvermez ve travmalarınla yaşamaya çalışırsın. çoğunlukla da yaşayamaz ve içinde kalan öfkeni eşine çoluğuna çocuğuna dostuna tuttuğun takıma yeşil yanınca hemen hareket etmeyen öndeki araca apartman yöneticisine gariban çağrı merkezi çalışanına yürürken kafana düşen su damlasına yansıtırsın.

dev bir kum torbasını sabah akşam yumruklasak geçmeyecek toksik bir şey var içimizde.

(bkz: boşanan erkeğin hiçbir işinin rast gitmemesi)

3 konuyu da,

sebepleriyle açıklayacak bir insan evladı yok mu ya?

konu ne bilmeden, kimi tutacağımızı ne bilelim amk?

herkesin gücü ancak düz vatandaşa yetiyor. bir ünlü gibi ünlünün başına bu grlmez mesela. özgür gibi az ünlünün başına gelir.

vergiyi de biz ödüyoruz, adaletin sopası da hep bize kalkıyor.

koca şirketin uğraştığı işe bak. özgür turhan ne demiş olabilir ki? güle güle eti

bundan böyle eti markasını benim için bitirmiş olan açıklamadır.
#etiboykot

cübbeliden, galatasaraydan ve eti den dava yemek de yani ne bileyim. 3 ayrı kesimden şaplak yemiş adam^*