tayip'e rağmen kazandığımız maç.

bilirsiniz, ayak bastığı yeri kurutur.

enteresan şekilde iki maçta 10 atmasına rağmen eleştirilen milli takımdır. insanlar rakip beğenmiyor, turnuvaya gidersek bize şöyle yaparlar böyle yaparlar diyor^*

şimdi şöyle söyleyeyim, türkiye son dünya kupası'na katıldığında tribünde cumhurbaşkanı olarak oturan zat henüz iktidarda değildi^* bu açıdan bakınca türkiye'nin dünya kupası'na katılabilmesi bile büyük başarı. henüz netleşen bir şey yok tabii ama takım en azından ümit veriyor bu konuda, yani iki maçtır dakika 55'te fişi çeken bir takım var, rakip kim olursa olsun bunlar daha önce milli takımın yapamadığı şeylerdi.

millet kafayı yemiş gibi ispanya'yla ingiltere'yle karşılaştırıyor takımı, sen önce üst üste 4-5 turnuvaya katıl, sonra yarı final hayali kurarsın. şimdiki ilk hedef ölmeden önce milli takımın katıldığı bir dünya kupası daha izleyebilmek olmalı.

tanım: milli takımımızın dünya kupası avrupa elemeleri 4. maçı.

ben 32 yaşındayım, galatasaray'ın 2000 uefa kupası çeyrek finalinden bu yana aktif olarak futbol takip ederim (beşiktaşlıyım), milli takımı da takip ederim elbette ve ben 25 yıllık bu süreçte türkiye a milli futbol takımının rahat bir maç izlettiğini hatırlamıyorum. ölüm kalım maçlarında sürekli ölen, dünya sıralamasında 1.978.236. sırada olan, futbolcuları part time futbolcu olan, 10.000 nüfuslu ülkelere puan kaybeden, başardığı her şeyi son saniyelerde atılan bala göte gollerle (ilhan mansız'ın altın golü, selçuk inan'ın izlanda'ya frikik golü, semih şentürk'ün hırvatistan'a golü vs) başaran saçma salak bir takımdık hep. mesela benim alıştığım türk milli takımı bu gruba 2. olma hedefiyle çıkar, son maça gelindiğinde "biz ispanya'ya yemeden 3 atsak, gürcistan da bulgaristan'dan 4 yese playoff oynarız." noktasında olurdu. fakat hem bulgaristan hem de gürcistan maçını ter bile dökmeden, zerre gerilmeden izledim, bu çok büyük başarıdır arkadaşlar. keza uefa sıralamasında bizden aşağıda olan takımların bile 8-10 gol attıkları takımları göt zoruyla 2-1, 1-0 yenebilen bir takım olarak bulgarlara 6 gol, gürcülere 4 gol attık, hadi bulgarlar patates de gürcülere 4 gol büyük başarı cidden. o nedenle vay şunu neden oynatmadı, vay bunu neden oynatmadı diye amcık amcık konuşmayın, montella ağır sıçmadığı sürece bu takımın hocası olarak kalmalıdır. türkiye'nin başarıları hep göt zoruyla ve bala göte olduğu için istikrarlı da değildi, 2002 dünya kupası'nda 3. olduktan sonra bir daha dünya kupası yüzü göremedik, 2008'de avrupa şampiyonası'nda yarı final oynadıktan sonra yıllarca başarı yüzü görmedik, bu adam 2024'te avrupa şampiyonası'nda çeyrek final oynattıktan sonra şimdi de dünya kupası'na götürecek gibi, jenerasyonumuz da iyi, o yüzden hep destek tam destek.

inanılmaz iştahlı oynadık. rakibi boğduk. rakipte buna cevap verecek ve ispanya gibi hızlı kontra atağa çıkacak oyuncuları yoktu. aslında biz benzerini ispanya'ya da yaptık ama ispanya bu tarz baskılara alışık. iki dakika da patates ettiler bizi. gürcistan halen eski tip futbol oynuyor. eski gürcistan milli takımından çok daha iyiler ama rakibinde arda ve kenan gibi hızlı ve çalımcı futbolcular varsa o baskıyı savunarak geçiştiremezsin. topu rakipten alman gerek. willy sagnol bunu yaptıramadı takımına ve sonuç onlar için hüsran oldu.

milli maçlardan sonra sosyal medyaya girilmiyor. kazansak da kaybetsek de aynı durum. dün güzel bir maç oldu trol görmeyiz diye girdim daha ilk karşıma çıkan gönderi ''gsli barış oynayacak diye can'a süre bile vermediler'' tarzı bir şeydi. yani artık ilk 11 filan değil 15 dakika oynayan adama da düşmanlık yapıyorlar.

benim yaşım ufak değil, 2002 dünya kupası dahil her milli takım dönemini net hatırlıyorum. ben bildim bileli önce rüştü sonra volkan korudu milli takım kalesini. hayatımda hiç ''fbli volkan'' filan diye bir şey söylemedim. rüştü çok acayip şeyler çıkarır sonra ara sıra gol yediğine mi üzülsen yoksa gole mi gülsen bilemeyeceğin şeyleri yerdi. hiç ''fbli rüştü'' filan da demedim.

her gs'linin emre belözoğlu hakkındaki düşüncesini bilirsiniz. ne ben ne de etrafımdaki herhangi bir gs ya da bjk taraftarının ''fbli emre'' diye emre'yi kadro dışına itmeye çalıştığını da görmedim.

brezilya'ya yarı finalde elendiğimiz 2002 dünya kupası maçında 8 tane gsli futbolcu oynadı. ben etrafımdaki 1 kişiden bile ''gsli - fbli'' diye bir şey duyduğumu hatırlamıyorum.

geçenlerde biri yazmış ''mavi tik yüzünden tüm twitter koskoca bi ahaber'e döndü'' diye. bunlar yüzünden milli takım maçlarından bile zevk alamıyor insanlar.

bu oyun veya rakip begenmeyenler nereli ya hayirdir? nasil bir futbol ulkesiyiz ki biz bu tarz sonuclari begenmiyoruz?

elemelerini oynadigin kupaya tarihinde iki kere katilmisligin var, o da en son 24 yil onceki. bir onceki de 70 yil once alooooo?

adamlara bak, su kadroyu/hocayi/sonuclari begenmiyorlar ya. tarihinde 3 tane iyi oynadigin kupa var, bu tripler niye?

helal olsun hocaya da cocuklara da.

kocaeli'nde oynanan maçın 4-1 biterek plakayı yazması iyi oldu..fark daha da açılabilirdi.

ilk yarı çok yüksek tempoda ve baskın oynadık

takımın erken yorulmasına sebep oldu

çoğu oyuncumuz bu oyun sistemini 90 dk oynayacak yapıda değil

60-70 dk da gelen 5 oyuncu değişikliği ile sistem biraz dağıldı

montella modern futbola uygun oyun oynatıyor aslında, ileride basıp hızlı atak yapmak, bu tip gürcistan ve bulgaristan gibi takımlar hala bu oyun yapısını çözecek kapasitede ve fizikte değiller, bu sebeple bu takımlar şimdilik çerez gibi geçilebiliyor

aksayan hiç bir nokta yoktu. mükemmele yakın maç çıkardık.

bu takım dünya kupasına gi-de-cek. ister seve seve, isterse s.ke s.ke. bu takım dünya kupasına gidemezse, dünya kupası büyük bir rengini kaybeder.

grubumuzdaki bir numaralı rakibimizi bir devrede yok ettik. ikinci yarı antrenman temposunda maçı bitirdik.

şu noktada bu kötü oynadı, ikinci yarı topu rakibe çok verdik, bu niye oyuna girmedi gibi yorumlara gerek yok. koltuklara yaslanıp, bu takımdan zevk almaya bakmalıyız.

4 maç sonunda grubu kapattık. ikinciliği kaybetme ihtimalimiz, israfil'in suru üfleme ihtimalinden daha az.

maç sonucu : türkiye 4 gürcistan 1