kimdi hatırlamıyorum pier olabilir,bu maçta kırmızı kart gören bi betis'li oyuncu vardı,hakeme itiraz edip çıkmamakta direnmiş,hatta kartı gördükten sonra bir iki dakka sahanın ortasında bağdaş kurup oturmuş,arkadaşları güç bela sahadan çıkarmıştı.

bizimkiler maca pareira dan mütevellit brezilya milli takim tarzi formalar ile cikinca doğal olarak kemalettin kendini dunga , ilker kendini cafu , boliç de kendini romario zannetti. öyle olmadıklarını anladıklarında hakem son düdüğü çalmış , atı alan üsküdarı dört nala geçmişti. betisin ilk golünü atan pierre isimli şahsiyetin cezasını önce kemalettin kafa atarak sonra da hakem oyundan atarak vermiştir. aykut "alın ulan size jenerik" diye haykırarak beraberliği sağlasa da o dönem higuita kompleksi olan rüştü , sabas'ın vuruşunu içeri buyur etmiştir. rövanşı da ispanyada 2-0 aleyhimize sonuçlanmış ve bir avrupa rüyasından daha uyanmışızdır.

o sene cartel ilk türk rap gurubu olarak büyük bir patlama yapmıştı ve türkiye'de herkesin dilinde "gel gel cartele gel bilmiyorsan sana öğretirler" nakaratı modaydı. bir spor-magazin programı (büyük ihtimalle televole) betis maçından önce erol ve tayfuna bu maçla ilgili mikrofon uzatmış onlarda şu şarkıyı söylemişlerdir: "gör gör gör feneri gör betis maçında feneri gör"
tabi bu maçtan gösteren fenerbahçe değil , real betis olmuştur.

aykut kocaman'ın kariyerindeki en güzel golü attığı maçtır. kendi ekseninde dönüp ceza sahası 1 metre kadar içinden aşırma vurmuştur. kaleci de çaresizce yemiştir. (hafiften emre'nin real mallorca'ya attığı gole benziyor)

1-2 'den sonra açılan fenarbahçe rakibe inanılmaz pozisyonlar vermiştir , bunlardan birinde top çizgiden çevrilmiş diğerinde rakip atamamıştır. fenerbahçe fark yemekten kurtulmuştur.

maçın golleri ve önemli anları aşağıdaki link'ten izlenebilmektedir.
http://www.youtube.com/…litn5ko4_xy&feature=related

uefa kupası 1. tur ilk maçı. ön eleme turunda arnavutluk’un partizan tirani takımını eleyen fenerbahçe, bu turda ispanyol real betis ile eşleşmişti.

o sezon carlos alberto parreira’nın gelişiyle, brezilya havası yaratmak için zaman zaman maçlara düz sarı forma, lacivert şort ile çıkılıyordu. bu maça da bu kombinle çıkılmıştı ama uğur getirmedi. aykut kocaman kariyerinin en klas gollerinden birini atsa da fenerbahçe maçı 2-1 kaybetti. ispanya’daki rövanşı (bkz: 26 eylül 1995 real betis fenerbahçe maçı) da 2-0 kaybederek kupadan elendi.

kadrosundaki robert jarni ve alfonso perez gibi isimlerle dikkat çeken betis ise üçüncü turda bordeaux’a elenerek kupaya veda edecekti.

eşleşmenin 2 maçının özeti youtube’dan izlenebilir.

fenerbahçe aslında eşleşmenin bu ayağında geçtiğimiz yıllardaki cannes, sigma facialarına kıyasla hiç de fena oynamamış, özellikle ileri uçta bülent uygun (ki maçın başında bulduğu yüzde yüzlük pozisyonu harcamıştı) ve yeni transfer elvir boliç'le çok önemli pozisyonlar bulmuştu. ancak hem atkinson gibi bitirici bir silahın bu maçlara yetişemeyişi hem de defansta yapılan amatörce hatalar neticesinde jarni, sabas ve yediği kırmızı kart sonrası sahada yaptığı ergenliklerle hatırlanan pier gibi etkili bir hücum hattına sahip konuk takım verilen ikramları affetmemiş ve galip gelmişti. öte yandan fenerbahçe de aykut'un hakikaten estetik golüyle bir nebze olsun teselli bulmuş ancak yenilen iki gol sebebiyle ispanya'daki maça avantaj bırakmamıştı. gereksiz bir dipnot olarak bu maçta giyilen brezilya esintili deplasman forması bir sonraki sezon kadıköy'de oynanan juventus ve antalyaspor maçlarında da giyilmişti.
yaklaşık bir ay sonra da başka bir la liga takımı diğer temsilcimizi eleyecekti.
(bkz: 19 ekim 1995 trabzonspor deportivo la coruna maçı)