[henüz ortada somut bir şey yok ama şu erken aşamada söylenebilecekler şunlar:]
tansu çiller çok ama çok kötü bir başbakandı. kendisi de kötüydü, çevresi de kötüydü. neresinden başlayacağımı bilemiyorum, tutulacak tarafı yoktu. süleyman demirel'in de en büyük hatasıdır.
yine de "demokrasilerde halkın oyuyla seçilmiş yöneticiler işlerini beceremezlerse yine halkın oyuyla yönetimden uzaklaştırılırlar" gibi bir prensip tansu çiller için de geçerli olması gerekir. geçerli olan bir başka prensip de halkın oylarına mazhar olan yöneticilerin basiretli davranıp üstlendikleri makamların sorumluluğunu yerine getirmeleridir.
tansu çiller'in (ve özer koparan çiller'in) yolsuzluklara karıştığına ve iktidardayken
emişyon yaptıklarına dair somut deliller varsa tutuklama kararı konusunda söylenecek bir şey yok. işin o kısmı adi suçlara giriyor.
lakin, siyasi kararları ve tercihleri nedeniyle tutuklanmasına karar verilmişse o zaman akp'nin
devr-i sabık yaratmak gibi bir yola girdiğini görmüş oluruz ki bu da askeri darbe yapmakla eşdeğerdir. türkiye'de çok çok uzun seneler içinden çıkılamayacak bir yöntemin kapısı aralanmış olur; her gelenin bir öncekini idam ettiği bir ülke fazla ileri gidemez. konuyu fatih'in şehzade katlini vacip kılan kararına kadar geriye götürebiliriz.
bu doğrultuda, nedir bu siyasi karar kategorisine giren şeyler? başta pkk ile mücadele yöntemleri gelir bence. ikincisi de tansu çiller'in 28 subat kararlarındaki rolüdür. üçüncü olarak ekonomi yönetimidir ve bunun ardından daha pek çok konuda başarısızlıklar sıralanabilir. ama bunların hiçbiri tutuklama sebebi değildir, şayet demokrasi iddiası taşıyorsak. günümüzün konjonktürü itibarıyla 28 şubat sürecinde yaşananlar ön plana çıkıyor. tutuklu askerler silsileyle sorumluluğu bir üst makama atmaya başlamışlarsa iş gelip tansu çiller'e dayanmış demektir.
bir de yüce divan'da yargılanabilir mi yargılanamaz mı tartışması da beraberinde gelecektir kaçınılmaz olarak.
eğer vakiyse acaip sakat bir gelişme. şuyuu vukuundan beter. bakalım ne olacak.
.
büdüt. konu bir
yanlış anlamadan ibaretmiş. yine de yazdıklarım dursun. bu arada, kılıçdaroğlu'na çok üzülüyorum. önüne gelen kağıttakini tansu çiller hakkında tutuklama kararı var gibi okumuşsa ışık hızıyla yukarıda yazan değerlendirmenin bir benzerini kendi cephesinden yapabilmiş olması gerekirdi. eğer yapabilmiş olsaydı, o zaman bunun türkiye için ve kendisi için ne kadar büyük bir bomba olduğunu da idrak edebilirdi. eğer idrak edebilseydi, iki kere yutkunup öyle konuşurdu veya tercihen önce teyit eder sonra ona göre hareket ederdi zira bu öyle devasa önemde bir gelişme ki ne yanlış okumaya gelir ne de sorumsuzca önüne gelen kağıttakileri hiç düşünmeden telaffuz etmeye gelir. sanki haber spikeri olmuş da önüne gelen her şeyi söylemekle mükellef. kılıçdaroğlu'na siyasette tecrübesiz diye iyiniyetli sevimli panda muamelesi yapmayı bırakalım. o da akp'nin çığırtkan meddahlarına malzeme olmayı bıraksın. bu tür hatalar ufak gibi görülebilir ama partisine zarar veriyor. ve bu sakarlıklarının ve
muhakeme zaaflarının sonuçları chp'li olmayanlara da dokunuyor.