başlamasına sayılı saatler kalan maç, büyük gün geldi çattı, heyecan dorukta.
şimdi boşa koyuyorum, doluya koyuyorum, ters düşünüyorum, düz düşünüyorum, ve bu maçı galatasaray' a nasıl kaybedebilirizi bulamıyorum. maçlardan önce asla büyük konuşmayı sevmem ama benim izlediğim galatasaray' la fenerbahçe arasında dağlar kadar fark var.
galatasaray' ın skor yükünü taşıyacak iki isim var malum fowless ve agustus, ki agustus sakatlıktan sonra asla eski agustus olamadı. bunun karşılığı bizde nevriye, matoviç, angel, anete. galatasaray' da bu iki isme destek verebilecek zorlasak kendimizi iki isim çıkar ışıl ve bahar
* . bizde ise harakova, birsel, esmeral, nevlin ve hatta sutton brown. özellikle birsel, esmeral ve harakova üçlüsü oyunun skor yönünden ziyade oyunu yönlendirme, kontrolu sürekli elde tutma anlamında, yani basketbol zekası anlamında bu toprakların en güçlü üçlüsü.
işte bunları altalta yazıyorum ve ne biliyim galatasaray bizi asla yenemeyecekmiş gibi geliyor. fakat bundan daha güçlü bir kadromuz varken
* galatasaray' ın bize caferağada kök söktürdüğü maç geliyor aklıma acaba mı diyorum ?
iki takım arasında kilit oyunculara gelecek olursak, fenerbahçe' de anete galatasaray medical park' ta bahar. iki takımında içeriye gömülü savunma yaptığını biliyoruz, işte dışarıya çıkarılacak toplarda bu iki şutör çok önemli. eli sıcak olan öne geçer.
fenerbahçe dönüşümlü olarak fowless' ı belirli bir seviyede tutabilir, önemli olan rakip pota altında fowless' ı faul problemine sokabilmek. burda iş nevriye ve matoviç' te potaya ne kadar yakın oynarsak fowless o kadar çabuk faul problemine girer, yerine girecek gintare ise fenerbahçe pota altı için çok yumuşak kalır.
güzel bir seri olacak inşallah, birde tahminde bulunalım; seri sonu 2-0 fenerbahçe diyorum ben.