1 şubat 2009 roger federer rafael nadal maçı
Next (2) - Last Page (11)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

son sete kadar harika giden bir maç oldu. son sette federerin ani çöküşüne pek çokları gibi ben de pek bir anlam veremedim. federer in nadal ı şu son yıllarda iyice takıntı haline getirdiğinin bir göstergesi olabilir. çünkü gerçekten de maç tam anlamıyla ortadaydı, böyle aniden nadal ın tarafına kaymasına izin vermemeliydi federer. ah federer vah federer ben ne diyeyim ki sana... okuduğum yorumlara göre nadal fanlarının sayısında ezici bir üstünlük var, hatta federer i kim sever hamnakoyım tarzı idaaları olan ve dolayısıyla zerre tenisten anlamadığını herkese gösteren insanlar da var. arkadaşım, ben işin soğukluğunda, sıcaklığında, kuzeyliğinde, güneyliğinde, sevimliliğinde, çirkinliğinde, sevgilisinde, kıça kaçıp duran şortunda değilim.. ulan federer i kim sever diyorsun, o zaman şöyle söyliyeyim sana, eğer tenisi tenis için izlediğini düşünüyorsan, yanlış düşünüyorsun. artık tip görmek için mi, göt görmek için mi ne için izliyorsun bilemem ama tenis kalitesi için izlemediğin kesin. ne demek ulan federer sevilir mi ya, hocam sen volenin ne olduğunu falan biliyor musun? ney? biliyosun demek. çok güzeel. peki stop vole nasıl oluyor onu biliyor musun? vaay, afferin lan.. peki şimdi söyle bana, şu dünyada federer den daha iyi stop vole vurabilen bir tenisçi tanıyor musun? konuşsana lan.. haa susarsın..

abicim elinizi vicdanınıza koyun ya.. bak ben federer ilk ortalara çıktığından beri takip eden ve tenisine hasta olan bir insanım.. ve size nadal la ilgili yorumumu yapayım; harika.. harika ötesi bir adam. insanüstü bir kondisyonu var, bana tahtaya çizsen 5 milyarına çıkarılamayacağına dair bahse gireceğim topları çıkarabilen bir adam.. başka da lafa gerek yok.. haa şimdi federer mi nadal mı desen federer i çok daha fazla seviyorum ama ne yaptım? takdir ettim.. yaa, birşey ifade ediyor mu? etmez tabi.. çünkü ben nasıl nadal ı çok komik-atik-atletik-yakışıklı-sıcakkanlı olduğu için sevmiyorsam, federer i de aman canım o benim, yirim ben olduğu için sevmiyorum. nadal ı insanüstü kondisyonu ve çapraz file dibine yolladığı öldürücü backhand ler için seviyorum ve federer i de muhteşem voleleri ve forehand leri için seviyorum.

kabullenemediğim şey bu işte, ne demek "nadal çok iyi federer çok kötü", "nadal her halü karda yenerdi zaten", "federer kimmiş" veya tam zıttı yorumlar.. ya arkadaşım sen bunu söylüyorsan varya, izleme lan tenis, bak oynama demiyorum çünkü zaten oynuyor olma ihtimalin yok, yoksa kafadan söylemezdin de, hani izleme bile, ne bileyim git bi cage rage falan izle..

yavrucum rica ediyorum, yiğidi öldür hakkını yeme. yav sen de izledin ben de izledim, galiba ben yanlış maçı izledim.. çünkü senin o kötü dediğin adam, benim izlediğim maçta ardarda 2 tane smaç çıkardı, bunu yapmak için gerek anticipationın farkında mısın? hiç şaşırmadım , ayrıca ne biliyim üstüne gelen lobu geri zıplayarak backhand iyle kurtardı. eğer bu dediğim enstantaneler kafanda canlandıysa, o zaman bir kere daha düşün de öyle konuş be güzelim.

gelelim son olarak ödül törenine, federer in this is killing me demesinden itibaren ben de tutamadım gözyaşlarımı, federer ağlarken nadal ın gözlerindeki hüzünü de takdir ettim (evet gene o garip kelimeyi kullandım, t-a-k-d-i-r, sözlükten bak mutlaka okuman bitince) federer in, nadal ın omzuna vurması, nadal ın da konuşmasında federer den övgüyle bahsetmesi, bunlar bana tenisi sevdiren şeyler.. allahtan tenis izleme isteği yaratan bu profesyönellik o kadar üst düzey ki, bir avuç dallamanın ona buna saçma salak bok atarak tenisin amına koyma çabalarını görmezden gelebilmemi sağlıyor. allahtan bizim dallama etrafta "nadal süpersiiin, federer bok ye" diye dolaşırken, nadal, milyonların önünde, galip geldiği maçta bile federer e seninle oynamak bir onurdu diyebiliyor. yazımı bitirirken punch line ım da şöylesi bir şey olsun; ah dallama ah, senin gibileri yatırıp raketle dövmek lazım
1 favorites - -
maçı yayınlayan eurosport yorumcuları şöyle diyordu maçın sonlarına doğru: "federer daha iyi bir tenisçi ama nadal daha iyi bir savaşçı".

bu söyleme katılmamak imkansız olsa da, son zamanlarda rafael nadal'ın tenis tekniğini de ne kadar ilerlettiğini inkar etmek imkansız. o yüzden maçla ilgili söyleyeceklerime "nadal kazanmadı, federer hediye etti" iddiası hakkındaki düşüncelerimle başlayayım.

nadal'ın maçlarını seyrederken kolayca kapılınabilinen bir fikir bu. sebebi de sanırım öncelikle roger federer'in kusursuz tenis tekniğinden ve efsaneleşmiş kariyerinden kaynaklanıyor. daha sonra da nadal'ın "kontratak"lara dayalı ve az "winner"'lı tenis anlayışından... ancak wimbledon çimindeki finalden sonra, dün avustralya açık'ın sert zemininde de federer gene kaybediyorsa, ve üstelik maçın son setinde, sadece bir servis kırma ile gerideyken psikolojik olarak çöküyorsa, ve de aralarındaki maçlarda rafael nadal 13-6 öndeyse, sanırım bu söylemi bir kez daha gözden geçirmek gerekiyor.

federer'in nadal'ı yenebileceğini, ama yanlış taktikle oynadığını ve çok fazla basit hata yaptığını iddia edenlere kısmen katılmak mümkün. federer kariyerinin ilk yıllarında ve kendisini efsane yapan şampiyonlukları kazandığı dönemde belli bir tenis stilini oturttu. ve işin aslı, nadal olgunlaşana kadar, kendisini zorlayıp, oyununu adapte etmesini sağlayacak kadar güçlü bir rakiple de karşılaşmadı. kısmen küçük bir raketle, tek el backhandi ile ve fileye fazla gitmesini gerektirmeyen bir oyunla rakiplerini ezip geçen bir oyuncunun, kariyerinin olgunluk döneminde bu alışkanlıklarını değiştirmesini beklemek pek gerçekçi değil.

bunun yanında olayın biraz da "gurur" ile alakalı olduğunu düşünüyorum. bu da çok normal aslında. kötü geçirdiği 2008 sezonunun sonunda us open'ı kazanan federer, en çok artık evine gelen "kendisini iyileştirmek için tavsiyeler içeren" mektuplar kesileceği için mutlu olduğunu söylemişti. onu en çok rahatsız eden kendisi ve/veya oyunu ile ilgili bir sorun olduğunun iddia edilmesi. koçsuz çalışması da buna bir gösterge. yıllarca tenis dünyasını rahatça domine eden bir tenisçinin, şimdi yardıma ve değişikliğe ihtiyaç duyduğunu kabullenmesi çok zor.

basit hatalar ve yanlış taktiğe gelince; öncelikle nadal ile olan maçlarında, federer'in yaptığı "basit hatalar"'a bakıp, "işte federer kendi kendine yenildi" demek külliyen yanlış bir gözlem zannımca. birincisi, nadal gibi psikolojik olarak güçlü,her topa koşan ve her topu çeviren bir tenisçiye karşı, topu sadece karşı tarafa göndermek yetmiyor. federer de bunu bildiğinden, her vuruşunda, diğer bir rakip için gerekmeyecek kadar mükemmel vuruşlar yapmaya çalışıyor. vasat bir vuruşun dönüşünden korkuyor ve bu da hataları arttırıyor.

ikincisi ise, nadal'ın basit görünen ve "federer bunu nasıl karşılayamaz" dedirten vuruşlarının iyi değerlendirilmemesi gerekliliği... efsane tenisçi ve amerikan tenis milli takımı kaptanı patrick mcenroe nadal için "onun sıradan bir forehand'i, tenis dünyasında karşılaması en güç vuruşlardan biri" diyor. bunun başlıca sebebi de nadal'ın topa verdiği "spin", yani topun dönerek gitmesi. bunu daha netleştirmek istersek, şu örneği verebiliriz. gelmiş geçmiş en iyi tenisçilerden andre agassi'nin kariyerinin zirvesindeyken yaptığı vuruşlarda, top kendi etrafında dakikada 1900 tur atacak bir hızla karşı sahaya gidiyordu. federer, gelmiş geçmiş en iyi forehand'lerden biri ile, topa dakikada 2.700 tur attırabiliyor. nadal içinse bu rakam ortalama 3.200. ve diğerlerinden farklı olarak, nadal'ın hemen bütün forehand'leri bu spin ile gidiyor. bu toplar, ki "groundstroke" olarak adlandırılıyor, yere çarptığı zaman rakibin öyle bir üstüne gidiyor ki, iyi pozisyon almak-raketi ortalamak ve etkili bir vuruş yapmak dünyanın en zor işlerinden biri.

federer'in nadal'a karşı fileye gitmemesi ve serve and volley taktiğini fazla kullanmamasın da, federer'in bunu akıl edememesinden olduğunu iddia etmek fazlaca basit bir düşünce tarzı. hemen her rakibine karşı, bilhassa sert zeminlerde fileye giden federer, bunu nadal'a karşı yapmakta tereddüt ediyor. yapsa başarılı olur mu bilmek zor, ve aslında olabilir gibi de görünüyor, ancak sanırım nadal'ın hızı ve "passing shot"'lardaki başarısı, federer'i ürkütüyor. normalde file önünde %60 ve üstü bir sayı kazanma oranı başarılı olarak addediliyor. federer'in nadal'a karşı bunu yakalaması zor değil. üstelik bu taktiği uygulaması, aldığı sayılardan çok, nadal'ı rahat olduğu sistemden çıkartabileceği için işe yarayabilir. gene de tekrar etmek gerekir ki, iki rakip de birbirine büyük saygı duyduğundan, risk almaya çok yanaşmıyorlar.

bu genel konuları geçtikten sonra dünkü maça gelelim. öncelikle belirtelim ki, sahadaki isimler federer ve nadal olmasa, finalin rafael nadal - fernando verdasco arasındaki maç kadar seyir zevki yüksek olduğunu söylemek güç olurdu. ama genelde 5 setlik inanılmaz bir heyecan ve satranç oyunu seyrettik.

maç öncesi görünen şuydu: hem federer hem nadal finale kadar fazla zorlanmadan ve çok iyi tenis oynayarak gelmişlerdi. buna tek istisna, nadal'ın 48 saat önce oynadığı verdasco maçıydı. nadal bu maçta zaman zaman tedirginlikler yaşamış, ama inanılmaz form yakalamış bir oyuncuyu zor da olsa geçmeyi başarmıştı. nadal'ın federer'e psikolojik üstünlüğü ise herkesin kabul ettiği bir gerçekti. zemin ise nadal'a değil, federer'e avantaj sağlıyordu. bütün bunlara rağmen, eğer nadal final maçından 48 saat önce 5 saatlik bir mücadeleden çıkmış olmasa ve federer maçını bir gün daha erken oynamış ve 3 saatte, 3 sette, zorlanmadan bitirmiş olmasa, nadal maça favori çıkacaktı. ancak hemen herkes, nadal'ın zaten fiziğe dayanan oyununun, bu yorgunlukla federer'e karşı fazla dayanamayacağını düşünüyordu. dahası, eğer nadal kazanacaksa, maçı kısa kesmek zorundaydı.

federer, rod laver arena'nın plexicushion adı verilen sert zeminin de etkisi ile, wimbledon'daki finalden daha az hata yaparak oynadı. ingiltere'de, tabir caizse nadal için "madene" dönüşen backhand'leri, avustralya'da fileye fazla takılmadı. ancak servisleri açısından pek gününde değildi.

nadal ise ilk sete hızlı girdi ve alışageldik hızlı oyununu oynayarak maça başladı. servisleri geçmiş senelere göre ilerleme kaydetmiş ancak onun hiç bir zaman bir "ace" makinası olamayacağı açık. bunun yanında, sanırım nadal'ın en zayıf yanı file önü oyunları. benim gözlemim, nadal hangi zeminde olursa olsun, volelerinde topu öldüremiyor. yaptığı vuruşlar da bitirici olamıyor. bu, servislerine göre, ciddi oranda ilerletmesi daha kolay olabilecek bir alan gibi duruyor.

nadal wimbledon'daki kadar öldürücü forehand'ler vuramadı ama buna etki eden biraz da federer'in inanılmaz savunması ile her topu çevirmesi idi. öyle toplar çıkardı ki, hala aklım almıyor.

2.setin sonlarına doğru nadal yorgunluk emareleri göstermeye başladı. maçın başında inanılmaz isabetle vurduğu backhand çapraz vuruşlar dışarı gitmeye başladı. ilk seti kaybeden federer, ikinci seti kazanırken, nadal'ın bu halini ve set aralarında masaj yaptırdığını görünce, sanırım maçı bitirebileceğini düşündü. maç sonunda yaşadığı hayal kırıklığının da bundan kaynaklandığını düşünüyorum.

nadal 3. sete, nereden geldiği anlaşılamayan bir enerji ile başladı. federer dahil herkesi şaşırtan bu enerji, nadal'a 3.seti kazandırıyordu. başka bir önemli nokta ise, federer'in wimbledon'daki gibi, yakaladığı servis kırma şanslarını bir türlü sonuçlandıramaması idi. işte bu da bir çok kişinin "federer maçı kendisi verdi" demesine sebep olan noktalardan. ancak şunu da gördük ki, nadal kendi servisinde 0-40, 15-40 geriye düştükten sonra birden bir vites arttırıyor ve inanılmaz iyi tenis oynuyor. attığı tüm ace'lerin (sanırım 4 tane) rakip 40 sayıyı bulduğu anlarda olması tesadüf değil. servis kırma anlarında, nadal psikolojik avantajından sonuna kadar faydalanıyor ve dün de böyle oldu.

4.sette ise, ben kendi adıma federer'in maçı kazandığını düşündüm. seti 6-3 kazanıp durumu 2-2'ye getiren federer, oyununu da kusursuz seviyeye çıkarmıştı. maç ise artık 4 saate dayanıyordu ve nadal'ın 48 saatte iki tane 5 saatlik maçı kaldırması, hem de avustralya sıcağında, mümkün değildi.

işte nadal maçı tam da burada kazandı. öncelikle şunu söyleyeyim, maç öncesi federer'e nadal'ın yorgunluğunun maçı etkileyip etkilemeyeceği sorulduğunda, federer "fizikselden çok psikolojik yorgunluk olabilir" diyordu. nadal insanüstü azmini burada ortaya koydu. iki kere öne geçtiği maçta ve ilk kez çıktığı bir finalde, normalde oyundan düşmesi beklenen nadal, benim herhangi bir sporda ve sporcuda hiç görmediğim bir enerji ile oyuna yüklendi. 5.setin başında federer'i şaşırtan da önce bu oldu.

nadal'ın ocd sahibi olduğunu, yani psikolojik olarak takıntılı bir yapısı olduğunu gözlemlemek zor değil. maç öncesi su şişeleri ile rutini, maç esnasındaki yüz ifadesi, sahaya çıktığı andan maç bitene kadar kıpırdamadan duramaması bunlara işaret. ayrıca konuşurken utangaçlığı ve yüzünü kaçırması da kişiliği hakkında ipuçları. sanırım bu yönü, nadal'ın maça herhangi bir insanın olamayacağı kadar konsantre olmasında ve hep sadece "oynadığı puanı" düşünmesinde bir numaralı etken. hiç bir zaman maçtan kopmuyor ve pes etmiyor.

nadal'ın hala ayakta olmasına şaşıran federer, bir de servisini kırdırınca, tam bir çöküntü yaşadı. önce hakemle tartışmaya başladı. daha sonra durum 4-2'ye gelince ise, sadece bir servis geride olmasına rağmen, maçı kaybetti. çok mübalağa etmek istemiyorum ama, sanki iki adam birbirleri ile psikolojik bir savaşa girmişti ve nadal o dakikada beyin gücü ile federer'i yendi. maçın kalanı ise formalite oldu. nadal avustralya açık tenis turnuvası'nın yeni şampiyonuydu ve 6.grand slam'ini kazanıyordu. artık geriye bir tek amerika açık kalmıştı.

maç sonrası yaşananlar ise, federer'i tutanları da nadal'ı tutanları da duygulandırmıştır eminim. federer gibi dev bir şampiyonun, bir efsanenin gözyaşlarını tutamaması, iki rakip arasındaki saygı ve dostluk, nadal'ın federer ile birlikte "içten ve gerçek" bir üzüntü yaşaması, bu ikilinin maçlarının boyutunu bir kez daha ortaya koyuyordu. bu sadece bir tenis maçı olarak değil, gelmiş geçmiş en büyük spor rekabetlerinden birine dönüşmüştü artık.

bundan sonra ne olacak...herkes federer'in pete sampras'ın 14 grand slam rekorunu geçmesini bekliyor, ki bu muhtemelen olacak. ancak eğer nadal oyununu biraz değiştirir , maçları daha kısa zamanda bitirecek bir sistem geliştirebilirse, ve sakatlık şanssızlığı yaşamazsa, neler yapabileceğini hayal etmek bile mümkün değil. rafa 23 yaşına yeni girdi ve 6 grand slam şampiyonluğu var. federer onun yaşında sadece 3 tane kazanmıştı. evet nadal'ın federer kadar rakipsiz bir tenis dönemi yakalaması zor görünüyor ama, federer'in kıracağı rekorun çok da uzun ömürlü olmaması gayet mümkün.
2 favorites - -
sayesinde pazar kahvaltımın dörtbuçuk saat sürdüğü spor şöleni
0 favorites - -
dikkat ettim, nadal o kadar alışmış ki ısınırlarken bile federer'in backhand'ine çalıştı.
1 favorites - -
yıl 2006. roger federer, o sene avustralya açıkta sürpriz yaparak finale gelen marcos baghdatis'i yeniyor ve ödül töreninde şu anlar yaşanıyor:

http://www.youtube.com/watch?v=2zq7wvxj-zu

ve yıl 2009. roger federer, game set match federer anonsunu tekrar duymak ve seyircinin kendisini ne kadar sevdiğini göz önüne alarak kendi evi diyebileceğimiz bir turnuvada, avustralya açık'ta, 2006'dan 3 sene sonra, şu anki en büyük rakibini yenmek için korta çıkıyor. birkaç saat sonra, 2006'dan 3 sene sonra, yine aynı podyumda, o zaman kazanırken ağladığı gibi bu kez de kaybettiği için ağlıyor. kazanırken nasıl bir insansa kaybettiğinde de öyle bir insan. işte bu yüzden seviyorum roger federer'i.

yıl 2009'da şunlar yaşanıyor:

http://www.youtube.com/…xg15frfsgqm&feature=related
0 favorites - -
nadal'ı sevmeyenlere nadal'ı, federer'i sevmeyenlere ise federer'i sevdiren bir seramoniye şahit olduk.
bir federer hayranı olarak nadal'ın ödül törenindeki hareketleri ve sözleri -özellikle yendiği için özür dilemesi- karşısında nadal'ı sevmemek elde değil heralde..
ama gene de federer kazansaydı da o göz yaşları sevinç için aksaydı.*
0 favorites - -
klasik nadal fedex maçı. yine uzatmalara giden her oyun. nadal'ın götüne kaçan şortu, fedex'in sayıyı aldıktan sonraki umarsız bakışı. bunun üstüne nadal'ın tişörtü eklendi bir de. lan olm eşşek gibi para alıyorsun ter emen tişört giysene. hadi o yok diyelim atlet giy hacı.

o değil de nadal servis atarken kahkaha atan, komiklik yapan adam sözüm sana;

(bkz: sikerler adamı)
1 favorites - -
etkisinden anca kurtuldugumuz, yaptigimiz yorumlarla pazar gunku spor ve dedikodu limitimizi doldurdugumuz guzel bir mac oldu hakkaten.

mac cok harikaydi, soyleydi boyleydi diyemecegim tabiki, federer'e son sette nolduysa oldu gitti verdi maci resmen. 4. seti zorla almis, maci cevirmis adamin, tarihin en iyisi denen bir teniscinin boyle bir finalin son setini 6-2 kaybetmesi benim gibi tenisten de spordan da cok iyi anlamayan birine bile garip geldi valla. ben en basindan zaten haydi nadal haydi diye diye bogazimi yine yirttim mi yirttim, uyuz, gicik federer diye bagirdim mi bagirdim, tenis macini da futbol macina dondurdum mu dondurdum ama son anda da ambale oldum mu oldum malesef. adam psikolojisini nasil bozduysa artik yazik, odul toreninde de boyle patladi iste. ne uzulduk ya, nadal'in bile agzindan su cumlelerin dokulmesine sebebiyet verdi federercik:

- sorry for the day..

adam resmen yendigi icin hem federer'den hem de avustralya seyircisinden ozur diledi yaa..sen ne sekersin, ne iyisin, ne tatlisin, ne canavarsin, nesin sen dedirtti valla hep bir agizdan. benden once yazilan ve tum ev ahalisinin de dikkatini ceken o kaknem suratli federer'in nisanlisi midir uzatmali sevgilisi midir nedir ona da iki cift lafimiz var. dus federer'in yakasindan. gunun yorumu ise toren esnasinda yasli gozlerle ekrana bakan canim annemden geldi:

- bu kiz yemin ederim federer daha fazla para kazanamadi diye dusunup aglayamiyordur su an.
1 favorites - -
federerin titreyen dudagina, gozyaslarina icimin yandigi mac.
o tipsiz kizi birakip bana gelsin onu wimbledon'un krali yapayim diyorum.
0 favorites - -
diğer bireysel sporlara göre seyir zevki açısından çok yukarlarda olan tenisin, yine seyir zevki açısından en sağlam karşılaşması. bol bol "oha!" diyerek izleriz yine muhtemelen.

çünkü federer-nadal maçları, maç başına yaklaşık 45-50 kere "oha!" denerek izlenir. yani en azından şunlarda öyle oldu;

(bkz: 3 haziran 2005 rafael nadal roger federer maci)
(bkz: 4 mart 2006 roger federer rafael nadal maci)
(bkz: 14 mayis 2006 roger federer rafael nadal maci)
(bkz: 11 haziran 2006 roger federer rafael nadal maci)
(bkz: 18 kasim 2006 roger federer rafael nadal maci)
(bkz: 9 temmuz 2006 roger federer rafael nadal maci)
(bkz: 20 mayis 2007 roger federer rafael nadal maci)
(bkz: 10 haziran 2007 roger federer rafael nadal maci)
(bkz: 8 temmuz 2007 roger federer rafael nadal maci)
(bkz: 27 nisan 2008 roger federer rafael nadal maci)
(bkz: 18 mayis 2008 roger federer rafael nadal maci)
(bkz: 8 haziran 2008 roger federer rafael nadal maci)
(bkz: 6 temmuz 2008 roger federer rafael nadal maci)
2 favorites - -
Next (2) - Last Page (11)