özel araç kullanımının ciddi anlamda zorlaştırılacağı çıkarımını yaptığım açıklamadır.

(bkz: araç plakasına göre trafiğe çıkış izni)

durgunlaşan ekonomik faaliyetler nedeni ile sermaye sınıfı işçileri bu zor dönemde yalnız bırakarak işçi çıkartmaya başlamıştır.

emekçiler olarak beklentimiz mustafa kemal atatürk'ün cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir olarak tanımladığı devletimizin emekçilere sahip çıkarak bu dönemde işçi işten çıkartan işletmelere karşı ağır yaptırım ve ceza uygulamasıdır.

unutulmasın ki ekonominin çarklarını döndüren işçi sınıfıdır.

hiç bir sorun olmadığı ve her şeyin süper olduğunu, herkesten daha iyi önlemler aldıklarını dinlemek isteyen varsa içişleri bakanı anlatıyor.

üstü örtülü biçimde imamoğlu'nu da uyarmış. yukarıdaki ne istiyorsa onu yapın demiş.

edit: niyet okumaya da başlamış. içişleri bakanı alenen televizyonda birilerini hedef gösteriyor. hem de belli ki bir söylem hatası olan durumdan vazife çıkartarak. iki dakika önce çatışmayalım dedikten sonra.

edit 2: anladığımız kadarıyla yardım kampanyaları için icazet almadıkları için izin vermemişler. valiliklere başvuru yaparlarsa izin verilecek mi sorusuna, bilemem diyerek ucunu açık bıraktı kendisi.

slaytlar bile kendisinden gelen slaytlar. ahmet hakan da önümde bazı slaytlar var, diyor. ayıp ya.

edit 3: inanmakta güçlük çekiyorum artık. ekrem imamoğlu'na istismarcı dedi. kutuplaştırıcı tavır diyip. hdp'li belediyeler terörist cenazesine gidiyor diyerek örnek veriyor. istanbul ya da ankaradaki fakir ihtiyaç sahibi insanlara yapılan yardım kampanyası ile terörist cenazesini kıyasladı. arkasından da yine "yerel hükümet" lafının bilinçli sarf edildiğini söyleyerek bölücülük yapıldığını ima ediyor.

kötüsünüz..

moderatör buysa

bu moderatör hürriyet'te yazı yazıyorsa

bütün medyayı koy çuvala vur duvara.....

sokağa çıkma yasağı gelse de polis, sağlık çalışanı, gıda ve temizlik malzemesi üreticileri dışarı çıkmak zorunda bu çözüm değil benzeri bir şey söyledi. bakan sokağa çıkma yasağı getirmeye gücümüz yok dememek için sürekli bu tezi çürüten şeyler söylüyor. istanbul'da şu an 1 milyon kişi hafta içi her gün işe gidip geliyor. zorunlu olarak sokağa çıkacak belki 20-30 bin kişi. adama sorarlar 1 milyon insanın her gün sokağa çıkması mı daha iyi yoksa 20 bin kişinin mi? dünyada karantina uygulamış ve vaka'yı kontrol altına almış bir sürü ülke varken böyle açıklama yapmak utanç verici olmalı. ben dinlerken utandım.

bu akşam bir başka bakanın da üstelik bu bakan bu hastalık ile doğrudan mücadele etmesi edecek bakanlığın başı şunu dedi: virüsün bu kadar kolay bulaştığını bilmiyorduk. bunun üzerine konuşacak başka bir konu yok bence

(bkz: bir zamanlar cnn turk boykotu)

süleyman soylu nun hiç utanmadan yalan üstüne yalan söylediği ve ekonomik açıdan ne kadar felaket durumda olduğumuzu gözler önüne seren yayın.

sayın bakanımızın bombaladığı canlı yayın.

imamoğlu'na söz hakkı doğmuş olan yayındır.

söz konusu yayın sayesinde an itibariyle bir kez daha iki bakan arasındaki farkın himalayalar kadar büyük olduğunu görmüş olduk.
sağlık bakanı -olabildiğince- işine siyaseti minimum karıştırmaya çabalarken, içişleri bakanı sayın soylu ise siyasetin içine işini karıştırmakta bir beis görmemektedir. bu kadar politize yaklaşarak temsil ettiği makamın gereği olan herkesin bakanı olma misyonunu da yitirmektedir.