neşet ertaş dinlememiş insan beyanı. aslında türk halk müziği desek daha doğru olur. bizim ezgilerimiz, bizim sözlerimiz. aslında bizi, bize en basit şekilde anlatan, anlattığıyla kalmayıp düşündüren, düşündürdükçe düşünce denizinde boğulmamıza neden olan sözlerimiz.
bilmem azdan çok anlar mısınız? der neşet ertaş. hemde mahzuni şerif ile karşılaştırıldığı soruya verdiği yanıt olarak der bunu.
“mahzuni’yle tanışmamız çok uzun yıllara dayanır. aşağı yukarı benden sonra gündeme geldi mahzuni. ankara’da tanıştık. benim gezdiğim yerler ayrıydı, onun gezdiği yerler ayrıydı. o gezdiği yerlere göre yürüdü, ben gezdiğim yerlere göre yürüdüm. aynı duygunun iki kardeşiyiz biz onunla. ama o yolunu başka yöne çevirdi, benim yönüm başka. ama en sonunda kardeşlik duygusu birleşti, bir araya geldik. (…) ikimizi alırsak bir noktaya, her ikimiz de insanlık için, cehalete karşı mücadele ediyoruz. ben fazla kelime bilemem. bilmem azdan çok anlar mısınız? anlarsınız herhalde. işte böyle. her kim olursa olsun, beyni özel bir yere saplanıp kalmayan tabii, hepisi insanlık içindir. bir kelime üretiyorsak, insanlık için.”
insanlık için bir kelime üreten neşet ertaş'tan ala filozof mu var?
"kendi kendinden utanmayan yeryüzünde kimseden utanmaz." der. bir filozof olarak demez ama.