tanrı olmak
Previous / Next (3) - Last Page (7)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

bu konuda bireysel tecrubelerime dayanrak birseyler soyleyebilecegime inaniyorum.

bundan 3 sene evveldi. "denizine dikkat edilmesi" yonunde belediyesinden bir emir aldigimiz sileden (bkz: silemize gelelim gulelim eglenelim) denize dahi dikkate edemeden istanbula'a donuyorduk. birinci cogul sahisdan da anlasilacagi uzere ben ve birisiydik (bkz: cheja). o ben ve birimiz, sileden istanbula sikinin keyfine gore kalkan otobusun sikinin keyfini onceden tahmin edemedigimiz icin kacirmistik. yorgun ve bitkindik.

her yorgun ve bitkin insan gibi ben de iki otobus sikinin keyfi arasinda gecen sureyi cekirdek citleterek gecirmeyi dogru buldum. cheja bu fikrime olumlu bakti. ve iste cekirdeklerimizi almistik bile.

cekirdekleri citletmek icun uygun bir aralik aradik, sahil mi iskele mi samandira mi nedir oraya inen dokme beton merdivenlere oturduk. ben tam bir okuz oldugum icin cekirdeklerin posasini gelisiguzel merdivenlere atiyordum. cheja ise aileden avrupali oldugundan olacak bu dokme beton yapinin bal dokulup yalanacagi gunlerin hasretini ceker gibi kabuklari elinde biriktiriyor, kabuklar arttikca eline batiyor cani aciyordu.

cani acidikca bana tiri viri etmeyi cok seven cheja, en ingiliz murebbiyesi tavrini takinarak "otis kabuklari yerlere atmayalim" dedi. cheja cadde kizi, cheja benim gibi toprakla sevismemis, anadolunun bagrindan kopup gelmemis. ne bilsin ki yere atilan cekirdek kabugu kisa zaman icerisinde en yakin karinca kolonisi tarafindan toplanir, yuvalara yonlenir? bilmediginden tiri viri etti.

ben de ona kabuklari attigim yerde beliriveren karincalari isaret ederek: "iste onlar rizkimi topluyor" dedim.

bu rizk kelimesi su sozlukte kime taksak bol gelecek, kulaklardan fiskiracak beynimde bir ampul oldu yandi. bana verilen kisa zaman zarfinda istedim ki kullarim, su aciz karincalar kendilerini besleyen, yasatan ve var eden ustun gucu bilsin. benim zati ve subuti sifatlarimi tanisin.

iste bu vecd ile cahiliye donemini yasayan, "neden variz? niycun yasiyoruz? bu antenler ne ise yariyor?" gibi sorular ile bir bilinmeze savrulduguna inandigim karincalara gorunmek, ebedi ve ezeli sebep olmak istedim.

once caglar oncesinden bugune tanrilarda degismez bir tavir olan "tebaasindan memnun olmayan tanri" hallerine, durusuna gectim. paso rizk, paso nimet ama karincalar kendilerine boylesine merhametli ve eli bol davranan tanriya sukrediyorlar miydi? hayir. varsa yoksa nimet, varsa yoksa keka hayat.

once az evvel attigim kabuklardan birini cekistiren karincalardan birisinin israrla elinden rizkini aldim. tis, bana misin demiyor. deli gibi nimete atliyor. bu hosuma gitti. biraktim.

sonra cekirdegin kabugu yerine icini cikarip bir kenara kodum. yanindan bir karinca gecti. hic orali olmadi. parmagimin ucuyla yonunu degistirdim, hafifca nimete, ise yonlendirdim. baktim hic sallamiyor. kendisini aldim, bir fiske ile uzaklara, arafa yolladim. karinca halkina da seslendim : "suphesiz nimet gorende anten ceviren, okun yaydan ciktigi gibi dinden cikar. ne aci ki onlara gittikleri yerde sadece hiclik vardir."

karincalar biraz toparlanir gibi oldu. ama bir ornek olmasi adina attigim cekirdek icini bir kenara ayirdim, kutsal emanet oldugunus oyledim. yanina kimse yaklasmasin diye bir de guzel yapraklarla cevreledim. iste tapinagim, iste kullarim. karincalara dedim ki: "bu karincanin (cekirdek demeye calisiyorum) ici size suphesiz haram kilinmistir. cevresinden geciniz. sizin icin biz suphesiz daha nice nimet sunduk. boylesi bir nimeti alip da sallamayan o cirkin karincaya ve soyuna ilenc olsun."

karincalar bu dedigimi hic sallamadilar. bu yuzdendir ki yaprakli bolgeye gireni binbir sekilde cezalandirdim.

bu sirada beklenmeyen oldu, cheja bu tavrimdan memnun olmadigini dile getirdi. tanri ile kul arasina girilmez diye ikaz ettiysem de, kendisine ait bir koloni kurdu. bana da kustu (evet, dogru bu). chejanin ebu cehil kolonisinde karincalar ar haya nimet rizk bilmeden kafalarina gore takiliyorlardi. bundan igrendim, oc alici bir tanri oldugum icin, chejanin kolonisi ile kendiminkinin arasina da bir bent cektim. geceni de hakladim.. chejanin tarafindan gelenlere usenmeden bir bir mevcut haram helal kodeksini ozetledim, aksi davranisa gireni arafa yolladim.

cheja benim fasizan tek tanrici tavrimdan igrenip kendi grubunu savundu, onlara komplimanlar etti. sabirli bir tanri oldugumdan bekledim. cheja bir ara oyundan sikildiginda, kitabina bakarken, chejanin tarafindaki karincalara tarifsiz acilar yagdirdim. cheja bana cok kisti, bagirdi. gokler inledi. ben daha gur bagirdigim icin chejayi kisa zamanda pistirdim. "iyi ne bok yersen ye" dedi. guldum.

ve iste tek tanri bendim hah ha!

kisa zamanda eski barikati kaldirdim. o barikat yerine telef olmus karincalardan bir anit diktim ki gorsunler: tanrinin gazabi oyunmuymus degil miymis?

sonra farkettim ki yoklugumda karincalar hemen fiydiracaklar, haram helal unutacaklar. hemen iclerinden bir tanesini resulum atamaya karar verdim. yalniz basina aylak aylak dolasan bir tanesini sectim. dedim ki:

"ey karinca, simdi yedi kat goklere aklinin almayacagi bir aleme cikiyorsun"

parmagimin ucunda yuz hizama cikardim. kendisini birebir muhatap kabul edip dedim ki

"senden evvelkiler sirk yolunda helak oldular, simdi de kavmin ilk firsatta bana sirt donecek sapkin bir kavimdir. de ki tek tanri otistir, o rizkinizi verir, o sizi gozetir. o hep tepeden tepeden gozleyendir. onun gozunden hic bir sey kacmaz. hinc alicidir, ama merhameti de sinirsizdir. sen secilmis karinca bu karincalara ornek ol, en guzel karinca ol diye secildin. kavmini gozet, sinirini asani as kes, suphesiz ki biz sinirini asanlari kesmesini bilenlerdeniz."

karinca bu soylevi duydu. ama anlamadi. anlamasini da beklemedim. ben tanri, o sadece bir karinca. ben ne desem de ona neyi neden yapmamasi gerektigini izah edemezdim ki? gorece olarak dahi ustunlugum kesin idi. karincanin uzerine tukurup onu yagladim, mesih ilan edip, gozettim. yanindan gecen, uzerinden dolasani affetmedim, harcadim.

bu sirada bir saatlik suremin doldugunu farketmistim. cheja ile konusurken mesihi kaybedecegimi farkedip onu yanima aldim. kisa sure icinde iyi bir ornek olmustur, olamadiysa zaten bu kavim helak olsa da olur dedim.

ikinci otobuse yetismek icin ayaga kalktigimizda, o kisacik zaman icinde bir ordu karincanin kutsal nimete saldirdigini gordum. bu kavim adam olmaz diyerek soyle bir tepindigimi hatirliyorum. mesihimi de yanima alip ilerlerken chejanin hala israrla benimle konusmuyor olmasi cok gucume gitti.

ya oynuyordum, canim sikildiydi dedim. inanmadi. abi ciddiye aldigin seye bak, karinca ya dedim. o arada ciddiye almadigimi belirtmek icin mesihi de bahcearasina salladim. orada kayisi, dut ne bulursa yesin kendi kavmini baslatsin diye de kutsamayi ihmal etmedim. donuste otobusun kalkmak uzere oldugunu gorduk. tanriya cok sukur kacirmadan bindik de, sehre donduk.

chejayi da yolda komiklik yapip kandirdim, guldurdum. huyum kurusun.
12 favorites - -
heykeltrasların oynadıgı oyun dusun cozumle ve yarat uclemesı..!
0 favorites - -
seneler gecti bugun, gecmise perde cekmis bir tanri emeklisi, bir nimet emekcisi olarak dusunuyorum, o donemin muhasebesini yapiyorum.

tanri olmak bana ne kazandirdi, ne kaybettirdi? bir degisiklik yapabildim mi? kendini bana es kosan, musrik chejadan yana ustunlugum neydi, eksikligim neydi, hatalarim oldu mu?

dogrusu su ki: evet, hatalarim oldu. acemiligimden oturu bazi seyleri yanlis yaptim, yanlis basladim. ama simdi ben dahi donup o gecmisi degistiremem. o yuzden gecmisi unutup, kimin kimi helak ettigini unutup gelecege bakmanin gunu olduguna inaniyorum. bugun herkes gecmisin muhasebesini yapip antenlerini bana dogru suclarcasina sallayabilir. kiskaclar hinc ile acilip kapanabilir, evet. ama gecmise gomulup gelecegi goz ardi etmek dogru mudur? soruyorum.

evet bazi karincalar gecmiste yaptiklarimdan oturu bana ilenmis, benim gibi tanri icin olmaz olsun demis olabilirler. ofklerini anliyorum, hakimiyetim gibi sempatim de sonsuzdur. evet, belki ben cheja gibi dunya sikinde, minare gotunde bir hayat yasamak isteyen karincalarin yasamini tasvib etmedim. belki ben dengim olmayan, benzerligimin bulunmadigi, ne dilini anladigim, ne dilimi anlayabilecek bir kitleyle ugrasarak keyfiyetten yasaklar, kendi standardlarima gore ayiplar dayattim. hic birisini reddetmiyorum.

ama simdi bir de soyle bakin: degisen ne oldu? eger ki chejanin tanriligi gecerli olsaydi, dogru, mutlu bir yasam, keyifli dakikalar, omurler yasanabilirdi. ama ya ben olmasaydim, cheja tanri olabilir miydi? o corak betonarme topraklara ben cekirdek kabuklarini atmasaydim o karinca beyinleri ile ayilip bayildiklari, sarkilarina nese ile antenlerini salladiklari chejanin bir hukmu olacak miydi?

simdi egri oturup dogru konusalim: cheja bencil bir tanriydi. vermedigi seyin hakkini gozetiyordu. ben ise verdigimin.

allahaskina verilmeyen nimetin bonkor tanrisi olabilir mi?

cheja her ne kadar benim cagirdigim, nimetimi esirgemedigim karincalara "iyi davraniyor" gibi gorunse de, aslinda karincalarin fikrine dahi tahammulu olmayan bir tanri degil midir? o cheja degil miydi "sokaklarimiz bal dok yala olsun" arzulariyla kendi hayatindan otesini dusunmeyen? o cheja degil miydi "cekirdek kabugu atma" diyerek karincalarin rizkinin onunu kesen?

simdi olusan problemle yuzlesmek yerine libos tavirlar alan chejanin tanriliginin hayri nedir sorarim.

ben bir tanri olarak degisiklik yaomak istedim. istedim ki karincalar kendilerine verilenin degerini bilsin, ona layik olacak sekilde yasasin. ben istedim ki bir kac basi bozuk yuzunden karinca soyunun adi batmasin. karincalarla dolu, bal doktugumuzde karincalarin o minik kiskaclari ile beraber yalayabilecegimiz sokaklar istedim.

netice ne oldu, ben regulasyona giderken sectigim yontemler yuzunden, yani bir akitivist oldugum icin, bireyselci ayn rand muadili bir chejanin yaninda kotu tanri oldum.

cheja iyi tanri, sorgu altindaki karincaya sigara veriyor, ben kotu tanri karincalarin antenlerini kopariyorum. var mi boyle bir sey?

ne olursa olsun geriye donup baktigimda ezilmis de olsa, anteni koparilmis da olsa, isaret parmagimin tirnagi ile ortadan ikiye bolunup ummeti icinde ornek gosterilmis de olsa, ben bir degisiklik yaptim. kestim, bictim, odullendirdim, nimetlendirdim, ama degisiklik yaptim.

ya cheja? o karincalardan hangisi onun iltifatlarini, evcil hayvan ihtimamini hatirliyor? hangi karincanin boylesine bir sevgiye mukabele etmesi mumkun ki?

oldugumuz anda cesedimizi o minik kiskaclari ile yiyecek bu canlilara, en azindan yasarken bir iki yol ogretmek istedim diye kotu tanri olacaksam, kendi oldugunde karinca bedeninde dolastigi anda igrenecek bir cadde kizi chejanin yaninda boynu bukuk yagiz anadolu gecni namiyla anilacaksam, varsin olsun.

entryme bir siir ile son veriyorum

elf kizi elf kizi
cheja post-modern ortamlarin centered self kizi
iste anadolu otis, karinca ile toprak ile bir ve butun
senin ise bir karincayi onemesemeyecek kadar bozuk sutun
elf kizlari uzun omurlu olur
gecinden versin allah
su otis topraga kavusunca
baslasin ziyafet bismillah
1 favorites - -
"ol" deyince oldurmak, "öl" deyince öldürmek, velhasıl ağzından çıkan her lafa dikkat etmek durumunda kalmak.
0 favorites - -
cerrahlarda gorulen bir sendromdur. bircok zor ameliyat gerceklestirip, yuzlerce insana hayat verdikten sonra kendilerininin tanri olduklari hissiyatina kapilmalaridir.
0 favorites - -
(bkz: estagfurullah)
0 favorites - -
insanliga bir suru peygamber, ikide bir de kitap gonderip durmaktir.
0 favorites - -
olumsuzluge erisip, icinde bulundugumuz boyutun otesine gecebilmektir. singularity'ye ulasirsak olur belki.
0 favorites - -
hadriyanus heraklis,ra,firavun vb.kişilerin geçici bir süre yaşadiklari duygu.
1 favorites - -
psikolojik olarak bakıldığında;" kendi yarattığı aciz kullardan tapınma dilenecek kadar egosu şişmiş" olmaktır. bi de tutarsız bir durumdur, şöyle ki; önce yarattıklarınıza bir kader verir, sonra kaderlerinin vuku bulmasına kaza süsü verip ardından da bu kazaları günah ve sevap diye ayırarak, yazdığınız rolleri oynayan insanları cennet ve cehennem diye iki ayrı yere gönderirsiniz. oysa tek farkları onlara yazdığınız kaderdir. evet aslında pek de psikolojik olmayan bu açıklamayla garip yönlerini belirtmek istediğim "tanrı olmak" durumunun eğlenceli yanları da vardır muhtemelen ama ben burdan o eğlence gözüne dizine dursun diyorum kendisine. diğer yandan tanrı olmak, kanıtsız suçlanabilecek tek varlık olmaktır. ama gülü seven herhalde dikenine katlanıyordur.
1 favorites - -
Previous / Next (3) - Last Page (7)