bitişiyle garip bi boşluğa sürüklendiğim program.
öylesine şahane idi ki, evvelinde köfteci abbas'a kesik rolleriyle gönlümüze kazıdığımız geniz etinden ses demetleri salarak konuşan bir abla her fırsatta şarkılar söyler, evdeki tahta kaşıklarla nasıl dansedebileceğimizi anlatır, bizlere mısır püskülünden
postişler yapmayı öğretirdi. ayrıca bu balık etli acuze abla ile şoray'ın hasbihallerine doyum olmazdı.
programın iç yakan bir detayı ise; sürekli skeç uğruna kılık değiştirip tanınmadıklarını sanan şoray ile geniz eti abla'ya bir tek orkestradaki org çalan abi gülerdi.