rojin kabaiş

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

4 favorites - -
neden yahu neden
bırakın köküne kadar araştırsınlar
cinayet var mı varsa kimlerin işi hepsini bilelim yargılandıklarını görelim vicdanlara su serpilsin
0 favorites - -
düşmez kalkmaz bir allah. yarın kimin başına ne geleceğini bilemeyiz. o yüzden biraz insanlık sahibi isek bu tür durumlarda en azından bir cümle kurmak zorundayız
0 favorites - -
elinde yetki olup da bu işin üzerine gitmeyen kim varsa gazabı ruhundan olsun güzel kardeşim.
1 favorites - -
iki erkeğin dnası rojin'in üzerinde bulununca bu onları katil mi yapıyor anlamadım. çok derin takip edemedim ama cinayet olduğuna emin konuşuyor insanlar. bugün çokta tanımadığınız birisiyle ilişkiye girseniz ve akşam meçhul bir şekilde hayatını kaybetse bu sizi katil mi yapar.

yine de kamuya mal olmuş bir ölüm. neden araştırmayı red ediyorlar. ulan herkes mi birisinin yeğeni.

umarım en yakın bir sürede, cadı avına dönmeden olay aydınlatılır.
2 favorites - -
27 eylül 2024'te kaybolan van yüzüncü yıl üniversitesi öğrencisi rojin kabaiş'in cansız bedeni, 18 gün sonra van gölü kıyısında bulundu. ölüm nedeni "suda boğulma" olarak kayıtlara geçti. ancak soruşturma dosyası, ölüm nedeninden çok, adli tıp bilimi ve adalet sisteminin kendi kendisiyle çeliştiği bir vakaya dönüştü.

istanbul adli tıp kurumu biyoloji ihtisas dairesi'nin 6 kasım 2024 tarihli raporunda, rojin kabaiş'in bedeninden alınan 80 numunede iki farklı erkeğe ait dna profili tespit edildi. rapor, bu dna'ların vücudun hangi bölgelerinden alındığı bilgisini içermiyordu. daha da ilginç olanı, raporun sonuç bölümünde "örneklerden şüpheli bir bulgu tespit edilmediği" ifadesinin yer almasıydı. iki erkek dna'sının varlığı raporun içinde belirtilirken, sonuç bölümünde bunun "şüpheli bulgu" olarak değerlendirilmemesi, mantık kurallarıyla açıklanamaz bir çelişkiydi.

aradan geçen 10 ay boyunca, avukatların ve baroların ısrarlı talepleri sürdü. van cumhuriyet başsavcılığı'na dna örneklerinin nereden alındığı bilgisi verilmedi. bu süreçte 250'yi aşkın kişiden dna örnekleri toplandı. olay yerinde bulunan siviller, kamu görevlileri, hatta aile üyeleri dahil olmak üzere temas ihtimali olan herkesin dna'sı, rojin'in bedenindeki örneklerle karşılaştırıldı. tek bir eşleşme bulunamadı.

10 ekim 2025'te dosyaya giren ikinci rapor, gerçeği ortaya çıkardı: dna örnekleri sternal (göğüs) ve vajinal bölgeden alınmıştı. aynı kurum, aynı örnekler üzerinden hazırladığı ikinci raporda, ilk rapordan tamamen farklı bir sonuca ulaşmıştı. avukat nahit eren'in adli tıp kurumu'na yönelttiği dört soru, bu durumun tesadüfi bir hata olamayacağını gösteriyor: "eküvyonlar kimliklendirilmiş ve numaralı şekilde raporunuzda yer almasına rağmen, dna örneklerinin nereden alındığını neden belirtmediniz?"

adli tıp kurumu, her iki raporda da "ölüm sonrası bulaşma ihtimali bertaraf edilememiştir" ifadesini kullandı. ancak prof. dr. emel hülya yükseloğlu'nun bilimsel değerlendirmesi, bu tezi çürütüyor: "rojin bulunduğunda giyinikse, bu bulaşın vajina içine ulaşması mantıken pek mümkün değil. kıyafeti aşıp nasıl girdi?" yükseloğlu'na göre, suda 18 gün kalan bir cesette dış yüzeydeki dna'ların yıkanması beklenirken, iç bölgelerde dna bulunması ancak doğrudan temasla açıklanabilir.

van cumhuriyet başsavcılığı, bulaş ihtimalini "bertaraf edildi" olarak değerlendirmesine rağmen, adli tıp raporlarında bu ifade korundu. kurumun kendi personelinden alınan örneklerin hiçbiri eşleşmedi. olay yerinden otopsiye kadar süreçte yer alan 250'den fazla kişinin dna'sı karşılaştırıldı, hiçbiri rojin'in bedenindeki örneklerle uyuşmadı. bu durumda "bulaşma" tezi, bilimsel dayanaktan yoksun bir varsayım olarak kalıyor.

soruşturma dosyasında gözden kaçırılan başka ayrıntılar da var. rojin'in sağ kulağında tespit edilen "sarı renkte inaktif larvalar" hakkında raporda detaylı bilgi verilmedi. şebnem korur fincancı'ya göre bu tür bulgular, ölüm zamanının belirlenmesinde kritik öneme sahip. ancak rapor, bu konuda da eksik kaldı.

tbmm'de dem parti'nin sunduğu araştırma önergesi, akp ve mhp oylarıyla reddedildi. dem parti milletvekili öznur bartın'ın "hayati bir bilgi neden saklandı? bu geciktirme, soruşturmanın akışını tıkamış ve cinayetin örtbas edilmesine hizmet etmiştir" sözlerine karşılık, akp milletvekili adem yıldırım'ın verdiği yanıt dikkat çekici: "her şüpheli kadın ölümü bir cinayet değildir." iki erkek dna'sının vajinal ve göğüs bölgesinde tespit edildiği, 250 kişinin dna'sıyla eşleşme sağlanamadığı, adli tıp raporlarının birbiriyle çeliştiği bir dosyada bu açıklama, siyasi iradenin konuya yaklaşımını gösteriyor.

dosyanın savcısı değişti, ancak soruşturmanın yönü değişmedi. ilk savcı, rojin'in telefonundaki intiharla ilgili aramalara odaklanarak dosyayı "hayatını sonlandırma" ekseninde yürüttü. telefonun şifresi kırılamadı, içeriğine ulaşılamadı. baba nizamettin kabaiş'in "intihar etse neden van'a kadar gitsin?" sorusu yanıtsız kaldı. dosyada ismi geçen, van yüzüncü yıl üniversitesi ve yurt çevresindeki şüpheli kişilerden dna örneği alınmadı.

nahit eren'in dördüncü sorusu, durumun vahametini özetliyor: "dna örneklerinin bulunduğu bölgeyi van cumhuriyet başsavcılığı'na yaklaşık 10 ay boyunca bildirmeyerek soruşturmayı sürüncemede bırakarak etkisiz kıldığınızın farkında mısınız?" bu soru, basit bir ihmalden öte, sistematik bir geciktirmeye işaret ediyor. eren'in "bu bir kasıt mı yoksa ihmal mi?" sorusu, kurumsal sorumluluğu merkeze alıyor.

eğitim sen'in değerlendirmesi, olayı daha geniş bir bağlama yerleştiriyor: "cezasızlık artık bir ihmal değil, iktidarın bilinçli tercihi; erkek egemen düzenin kurumsal pratiği haline gelmiştir." chp milletvekili ayça taşkent'in meclis'teki sözleri de aynı noktaya işaret ediyor: "bu önergeleri reddedenler, bu cinayetlerdeki sistematik paylarını da itiraf ediyorlar."

rojin kabaiş dosyası, türkiye'de kadın ölümlerinin nasıl ele alındığının bir örneği haline geldi. gülistan doku'nun kaybolmasından narin güran'ın öldürülmesine kadar uzanan zincirde, benzer örtbas mekanizmaları işliyor. adli tıp raporlarındaki çelişkiler, kritik bilgilerin gizlenmesi, "bulaşma" gibi bilimsel dayanağı olmayan argümanlarla delillerin önemsizleştirilmesi, soruşturmaların sürüncemede bırakılması... tüm bunlar, bireysel hatalardan çok sistemik bir soruna işaret ediyor.

bir yıl sonra hala cevaplanmayan sorular, adalet arayışını engelliyor: iki erkek dna'sı kime ait? bu bilgi neden 10 ay boyunca gizlendi? vajinal bölgede tespit edilen dna, neden "şüpheli bulgu" olarak değerlendirilmedi? adli tıp kurumu, kendi raporları arasındaki çelişkiyi nasıl açıklayacak? van cumhuriyet başsavcılığı, "bulaş ihtimali bertaraf edildi" derken, adli tıp neden hala bu ihtimali raporunda tutuyor? akp ve mhp ortaklığı, somut deliller ve kurumsal çelişkiler ortadayken neden araştırma komisyonu kurmayı reddetti?

rojin kabaiş'in bedeni van gölü'nde bulundu ama gerçek, kurumların raporları arasında, siyasi kararların arkasında, 10 ay boyunca gizlenen bilgilerde boğuldu. baba nizamettin kabaiş'in 14 kez van'a yaptığı yolculuklar, bir adalet arayışının değil, sistemin duvarlarına çarpan çaresizliğin hikayesi oldu. rojin kabaiş dosyası, bir genç kadının ölümünden çok, kurumların hesap verebilirliğinin ve adalet sisteminin güvenilirliğinin sorgulandığı bir sınav haline geldi. bu sınavdan geçer not alamayan, sadece rojin değil, adalete olan inançtır.
1 favorites - -
baba,
ben o gün sadece biraz müzik dinlemek ve çiceklerin kokusunu içime çekmek istemiştim. sınav haftasıydı, kafam doluydu. radyomu alıp o ağacın altına oturdum. gölgesi serindi, rüzgâr hafifti. hayat hâlâ güzeldi o an. ama birileri güzelliğe tahammül edemedi.

şimdi senin sesin yankılanıyor, duyuyorum:
“rojin! kızım!”
her “kızım” deyişin, rüzgârla dallara çarpıyor, yapraklar düşüyor üstüme. yüreğini paramparça eden o çığlık, bu toprağın utancına karışıyor.

baba, ben suçlu değildim.
ben kimsenin namusunu kirletmedim, kimsenin yoluna çıkmadım. ben sadece yaşamak istedim.gülmek, sevmek, okumak, öğrenmek istedim.bir ağacın gölgesinde insan olmanın huzurunu hissetmek istedim.

ama baba, bu ülkede bir kadının sessizliği bile bazılarını rahatsız ediyor.

biz sustukça, onlar çoğalıyor.
biz korktukça, onlar cesaret buluyor.

sana gelince… ağlama artık baba.
gözyaşların değil, sözlerin yaşatsın beni.
benim adımı haykır ama öfkeyle değil, adaletle.

sesin bir babanın ağıdı değil, bir ülkenin vicdanı olsun.

şunu bilmeni isterim ki senin huzur bulman yalnızca benim adımın anılmasıyla olmayacak. suçlular yakalanıp hak ettikleri cezayı bulana dek, senin uykun gerçek bir huzur tanımaz; adaletin sağlanması, senin ve bizim yaralarımızı kapatacak en gerçek ilaçtır.

son olarak siz, bu mektubu okuyanlar…
beni hatırlayın.bir sabah kahvenizi yudumlarken, bir otobüste, bir sınıfta, bir parkta…bir kadının sessizliğinde beni duyun.
çünkü ben artık o ağacın gölgesinde değilim .

her susturulan kadının sesindeyim.

rojin.

not : bu mektubu kalbimde tarifsiz bir sızıyla ve içimi parçalayan derin bir utançla yazdım. :(
1 favorites - -
zaten ilk basindan beri cinayet oldugunu bagiriyordu.buna intihar demek icin aptal olmak gerekiyor.turkiye'de gercekten huzurla hayata veda edemiyorsun.o kadar ofkeliyim ki.
0 favorites - -
rojin kabaiş’in sır ölümünde bilinmeyenler
https://www.youtube.com/watch?v=0xrqxb1yszc
0 favorites - -
(bkz: mağdur insanlar üzerinden self sublimation yapan ruh hastaları)
0 favorites - -