prometheus
Previous / Next (3) - Last Page (100)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

sene olmuş 2090 hala windows 7 kullanıyorlar olacak iş değil :)
mavi oku takip edin.
http://i.imgur.com/odzet.jpg
8 favorites - -
--- spoiler ---

ulan sene olmuş 3000, sen yüz milyonlarca kilometre ötede gezegene gidiyorsun. yanında da öyle bir robot var ki benden yakışıklı olmasını geçtim, benden akıllı amk. yolda görsen, gel kahveye iki batak atalım dersin. öyle senin benim gibi. sen gezegene iniyorsun, toz toprağın içine. gezegeni keşfetmek için, yarak görmüş yeni gelin gibi sağa sola saldırıyorsunuz acaba ne var diye. olum yollasınıza robotu. siktirsin gitsin baksın, neler var ilerde diye. sonra işte böyle yarrağı yersiniz. amına kodumun malları ya.

--- spoiler ---
18 favorites - -
uyandırılan engineer ve david arasında geçen diyaloğun altyazısı veya çevirisi olmadığı için engineerin neden atarlanıp kelleyi kopardığını uzunca süre anlayamamıştık. nihayetinde birileri neler olduğunu açıklamış. aralarında geçen diyaloğu, londra'daki soas üniversitesinde çalışan dil bilimci dr. anil biltoo çözmüş. adamların dil bilimcisinin uğraştığı işlere bak arkadaş.

bahsi geçen gezegen lv223 yani eski ahitte bulunan levililer 22:3'e bir göndermedir.
ahitte şöyle demektedir: "gelecek kuşaklar boyunca soyunuzdan biri israil halkının bana sunduğu kutsal sunulara kirli olarak yaklaşırsa, onu huzurumdan atacağım. rab benim."

haliyle bir galaksi lideri olan haşmetli engineer, ayakkabılarıyla kutsal alanını kirleten bu sarı mendebura sikerim göndermeni israil dölü diyerek kellesini bir gırçta alıyor. mehehehe yok lan şaka yaptım. alta diyaloğun türkçesini yazdım ordan okuyun.

müyendiz reis uyandırıldıktan sonra david yaklaşır, müyendiz hala hiper uyku zımbırtısının içindedir.

david: bu insanlar dünyadan geldiler. sizin onları davet ettiğinize inanıyorlar.

müyendiz etrafına şöyle bi noluyo amk bakışı attıktan sonra hışımla yatağından fırlayıp ayağa dikilir.

müyendiz: ne istiyorsunuz? neden geldiniz?

david: bu adam ölmek istemiyor. sizin ona sonsuz hayatı bahşedeceğinizi düşünüyor.

müyendiz: neden daha fazla yaşamak istiyor? bu adam ne yaptı ki böyle bir talepte bulunmaya cürret ediyor?

sonrası bildiğiniz diyalog. moruk, david'i gösterip bu adamı bizim torna atölyesinde sıfırdan imal ettik. taş gibi delikanlı oldu. biliyosun fabrikatörün halinden darbukatör anlamaz. marabalar elimize bakıyor. ikimizde tükkan sahibiyiz, gel birlik olalım ama önce bi hukumuz olsun şu sonsuz hayatı bi şeyetsen diyerek meramını açıyor. müyendiz ise siktiri çekip davudun kelleyi alıyor. çin malıyla mı kandıracaksın lan beni. sen ay'a giderken biz andromeda'dan dönüyorduk olm diyor.
62 favorites - -
--- spoiler ---

burada da görüyoruz ki hollywood filmlerinde hala aşılamamış bir şey var.dümdüz kaçmak.tren gelince bile dümdüz koşuyorlar amk.lan sağa sola atlayın bitsin.sekiz kilometre uzunluğunda uzay gemisi düşüyor tepene nereye koşuyorsun.usain bolt ile birlikte izledik filmi "ebesinin amı nereye kaçıyorsun?mümkünü yok abi, bir de o ekipmanla..." dedi adam.bu kadar olmaz.2012...

söylemeyeyim söylemeyeyim diyorum, olmuyor.yarı çıplak hatunları koyuyorsun önümüze -ki bunlardan biri charlize theron- bazı hareketlenmelere sebebiyet veriyorsun, sonra vıcık vıcık canavar koyuyorsun.olmaz.günah.

--- spoiler ---
13 favorites - -
yaşar kemal, fırat suyu kan akıyor baksana kitabında kendisini "insanoğlunun en hırsızı, hırsızların piri" olarak tanımlamış, ve bu kahramana şöyle bir son yazmış, çok da güzel olmuştur.

"ateşi tanrılardan çalıp da insanlığa armağan eden kişi kim, bir akdenizli. o ateşi çalıp da insanlara verince ateşin sahipleri tanrılar ne yaptılar, gazaba geldiler, ateş hırsızını cezalandırdılar. cezası neydi, onu aldılar götürdüler. kafı kuhinin en uzak, göğü delmiş doruğundaki sivri, çakmaktaşından ustura gibi keskin kayalığa ellerinden ayaklarından ağır zincirlerle bağladılar. kartallar, her sabah geliyorlar, onun ciğerinden bir parça alıp gidiyorlardı. işte, kafkas dağının halkları bundan, bir gün haberdar oldular. bir insana tanrıların böylesine zulmetmesi ağırlarına gitti. ama ne yapabilirler, çıkılmaz inilmez dağın en sarp, en yüce doruğundaki insanı nasıl kurtarabilirlerdi. biliciler, bilim adamları, hanlar, beyler, hocalar, imamlar, papazlar hep bir araya geldiler, bir çare düşündüler, araştırdılar, dağ çok yüksekti, sarptı, şimdiye kadar hiçbir insanın ayağı dağın doruğuna değmemişti. ne yapmalıydı?

ne yapsınlar, ne yapacaklar, ne edecekler, ateşi kendilerine armağan eden bu insanoğlunun en hırsızını, hırsızların pirini tanrıların, ciğer yiyen kartalların elinden kurtaracaklar.

sonunda, dağa yol yapmaya karar verdiler. kafkasta ne kadar demirci varsa, başladı çalışmaya. kayaları kırmak için yüzlerce binlerce külünk yaptılar. kafkas halkı yediden yetmişe dağa sıvandı. yıllar sürdü dağla insanlığın savaşı ve bir gün yol doruğa kadar çıktı. ateş hırsızı onları gördü. teni yanmış, bakır rengi olmuştu. göğsü de kan içindeydi. kanı, bütün kayayı kırmızıya boyamıştı. sakalı uzamış, göğsüne kadar inmişti. insanlar yanına kadar çıkınca duru, mavi, iri gözleri sevinçten yaşardı. 'biliyordum,' dedi, 'ben bu insan soyunu biliyordum, bir gün ne yapıp edip, beni buradan kurtaracaklarını biliyordum,' dedi. sevinç içinde şakıdı. kızgın tanrılar bu işe hiç şaşmadılar, tanrılar da insanoğlunun bir gün ateş hırsızını kurtaracağını biliyorlardı.

ve insanlar, ateş hırsızının zincirlerini söküp onu aşağıya, düze indirdiler. o gece bütün dağların doruğunda, ovalarda, denizlerde, sularda, bütün yeryüzünde ateşler yandı. yeryüzü apaydınlık oldu, kırk gün kırk gece..."
84 favorites - -
o değil de filmin en başında bir tane engineer yani mühendis şelalenin yanına gelip siyah sıvıyı içiyor ya benim bütün merakım hala orada. neden içti acaba onu? o kadar dertli içti ki sanırsın ömür boyu makine üçüncü sınıfı okumaya mahkum edilmiş.

edit: gerekli cevabı arkadaşlar hemen verdiler sağolsunlar. özet olarak, mühendis kendini feda ediyormuş ve dna'sını dünya'ya bırakıyormuş.
7 favorites - -
--- spoiler ---
filmin sonunda bu insanlığın mühendisi "maker" abiyi uyandırıyorlar. ben bekliyorum ki biraz muhabbet sohbet gidecek. ardından bu show abla olaya girip can alıcı sorular soracak falan. zaten ters köşe olacağı belli. bu çokşekil abi uyanıyor, bir iki saniye sendeleyip ayağa kalkıyor, anında bizim show dırdıra başlıyor, resmen adamın kafasını sikiyor. resmen karı dırdırı. sonra diğer arkadaşlar da hep bir ağızdan konuşmaya başlıyor falan. adam "eyytere beaa" diyor bu robotun kafayı kopartıyor.
aq karı sonra bir de sormuyor mu bizi acaba niye önce yarattılar, sonra yok etmek istiyorlar. (bkz: salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya) cevap ise çok basit (bkz: senden ötürü)

edit : bir de anlamadığım bir noktayı belirtmek istiyorum. başta kızılcık şerbeti içip moleküllerine ayrılan, suya karışan çokşekil abi ile film arasında bir bağlantı kuramadım. anlayan varsa beri gelsin lütfen.

edit'e cevap : aydınlatan arkadaşlara çok teşekkürler. eleman dna'larına kadar ayrışıyor suda. dünya'da da hayat sudan başlıyor. evrim falan derken. öyle işte.

--- spoiler ---
6 favorites - -
eski yunancada (bir haraket veya olaydan) onceki dusunce anlamina gelir. kardesi epimetheus vardir ki, onun anlami da sonraki dusuncedir.
her olumsuz insanlara bir hediye verirken bu dallama da gelip bilinc ozgurlugunu bagislamis ve insanlarin mutsuzluguna yol acmistir. sonra uzulup az aci ceksinler siye atesi bagislamistir.
26 favorites - -
filmin kalibresini bence en guzel su sahne ozetliyor:

--- spoilerimsi ---

2 senelik uzay yolculugundan uyandirilan murettebat bir odaya toplanir. gittikleri gorev hakkinda bir brifing verilmek uzeredir. projenin finansoru amca bir hologram olarak belirir ve baslar detaylari anlatmaya. olayin trilyon dolarlik bir proje oldugundan fakan bahseder. gidecekleri gezegeni ve gitme sebebini anlattiginda ise murettabattan bazilari sasirir. itirazlar olur, karsilikli tatli atismalar, gorevi sorgulamalar falan... ozetle, herkesin proje hakkindaki detaylari o odada o an ogrendigi bir sahne izleriz.

--- spoilerimsi ---

ulan trilyon dolar diyorsun, 2 senelik uzay yolculugu diyorsun, ama bu adamlarin daha gotunden haberi yok. bir allah'in kulu su gemiye binmeden "haci iyi de biz nereye gidiyoruz, orda ne is yapacagiz" diye sormadi mi lan! bu brifing gemiye binmeden hatta adamlari dahi secmeden once yapilmasi gereken birsey degil mi?

ilk oksijen gordugu yerde kaskini cikaran bilim adami mi dersin, "ben tirstim ekmek kirintilarini takip ederek eve donuyorum aga" diyen jeolog mi dersin, yuzeye inis yaptiklari gunun gecesi isi gucu birakip sevisen kaptanla komutan mi dersin, nuri alcoya baglayan robot mu dersin. uzaylinin inine inecekler, klostrofobik herif var lan! bi tane profesyonel, ne yaptigini bilen adam yok mu lan su gemide! bu nasil ekip kurmaktir, bu nasil trilyonluk projedir!

blade runner, contact, a space odyssey, alien gibi filmleri neden hep guzel yad ediyoruz? cunku hepsi herseyden once tutarli filmler. oncelikle mide bulandiran sineklerden kurtulacaksin ki seyirci anlattigin seye konsantre olabilisin. ben "insanlik nerden geldi nereye gidiyor" diye iddiali soru cumleleri kuran filmde once tutarlilik ararim arkadas. bir kapsulun (hadi odanin diyelim) icende hapis kalan 30 santimlik yaratigin nasil olur da yemeden icmeden file donustugunun cevabini ararim misal. "bizi kim yaratti" sorusuna cevap ariyorsan oncelikle boyle akilla mantikla aciklanamayan sacmaliklardan kurtulacaksin. yok ben oyle cok mantikli tutarli olma derdinde degilim diyorsan da 8 bacakli alien'ini gosterecek, seyirciyi zipltacak ama boyundan buyuk sorular sormayacaksin.

ozetin ozeti: ozensiz yapilan isin yahnisi bi kadar olur. ridley amcaya ve kulliyatina hic yakistiramadim.
4 favorites - -
harikulade bir başlangıç filmi.

--- spoiler ---

- filmimizin pek çok sahnesi ilk filmle birebir örtüşüyor.
- filmin son bölümündeki uzay gemisinin devriliş pozisyonu 1979'da çekilen ilk filmde gemiyle ilk teması kuran ekibin pozisyonuna birebir uyuyor.
- alien'de geminin koridorları daha dardı ama biçim birebir aynı.
- yaratık gemisindeki kumanda kontrol bölümü de tıpatıp aynı şekilde tasarlanmış. hatta kumanda panelinde oturan mühendis'in şekli birebir aynı.
- ulaşım araçları aliens'deki (2. film) araçların tasarımına çok benziyor.
- yine yine yine (her bilimkurgu filminin tartışılmaz parçası) katharsisbirçok öğe: ortalığı dağıtan kötü kalpli android, beceriksiz ekip elemanları, tam işler yolunda gidiyor derken birinin boka sardırması...
- ilk filmde hatırlarsınız ripley, hastalanmış ekip üyesini gemiye almamak için diretiyordu. aynı şekilde burada da charlize theron hastalanmış elemanı gemiye almamak için diretiyor ve en sonunda eleman ellerini açıp öldür beni diyor. haklıdır bak. çünkü hatırlarsınız ilk filmde eleman içinde kuluçkayla gemiye girdi ve o masum bebek naptı, bütün elemanları çift lavaşlı döner dürüm yaptı. orda ne demiştik: hay salaaklarr. burda napiyoruz: aygazı açıyoruz. eline sağlık charlize abla.
- david-8'in iki sevgili arasındaki münasebeti öngörüp erkek olana, yaratığın dna bozan ajanını içkisine koyması (nuri alço misali) ve o gece halvet olup kadının hamile kalması çok zekice. tabi sezaryenden sonra koşturmak... işte her hikayede insan bir alt seviyede mantık arıyor. bu gerçekçilik arayışını, filmin konseptini anlamayanlar daha çok yaptığı için çok kötü puan alıyor bu tarz filmler. (film lan alt tarafı, doktora tezi mi bu)
- david-8'in kafasının koparılma noktası 1. filmdekiyle aynı yerden.
- david-8'in "bazen yenisini yaratmak için eskisini yoketmelisin" sözü yaratıkların mühendisler tarafından insanoğlunu yoketmek üzere bilinçli olarak yaratıldıklarını, (filmin ilk sahnesinde tanık olduğumuz) kazara doğan insanoğlunun yerine yeni bir dünya inşa etmek istediklerini anlıyoruz. ancak bomba elde patlıyor ve yaratıklar, mühendisleri yiyor (bandıra bandıra).
- zaten bu nokta filmin kırılma anı, başından beri bize düşman herkes. (ne boktan türmüşüz be). geminin finansörü (ölecek olan çok salak ve çok yaşlı, kaybedecek birşeyi olmayan adam: peter weyland) , tanrıyla karşılaşınca ekmek kuyruğunda sıraya girmişcesine soru sorup cevap alacağını sanıyor. halbuki kafanı kopartmak üzere olan düşman var karşında. bu noktada yine olayı kavramış tek eleman, ejderha dövmeli kız soruyor: "neden bizden bu kadar nefret ediyorsunuz". (işte esas cümle budur)
- ancak ipne mühendis cevap vermediği için felsefik yan tema bitiyor, filmin temel konsepti devreye giriyor: türler arası savaş. madem sen beni öldürmeye çalışıyosun al ben de seni gebertirim. haklıyoruz ipneyi ve tıpkı spartacus misali kahraman kızımız (artık herşeyini kaybetmiş olmanın verdiği gazla) mühendislerin gezegenini uçurmaya gidiyor.

--- spoiler ---

[8/10]
12 favorites - -
Previous / Next (3) - Last Page (100)