açıkçası, insanların sıkıcı hayatlarından sıyrılmak için her türlü alternatif gerçekliği içeren materyale dört elle sarılmalarını anlayabiliyorum. ee zaten yapımcıların da her türlü güçlü miti, para aşkı ile bok etme potansiyellerinin olduğu aşikar.
romantik vampirler; seksi kurtadamlar; var olmayan bir evrenin, var olmayan iki düşman ailesinin, var olmayan fodiklerinin yasak aşkı... elimizde tek bir şey kalmıştı; sevgili
frankenstein and the canavarı. batırmaya en namüsait, en nereden tutsan elinde kalır yaratığına tapar olmuştuk şu son on yıl içerisinde, diğer kötü örnekler sağolsun.
ve de inanın ki bir çok sapkın senarist, hikayeler yollamıştır yapımcılara parlak fikirleriyle. ancak hangi varyasyon denenirse denensin, vıcık vıcık bir nekrofili seli olacağından hayata geçirilmemiştir.
ilk kez ana karakterlerden birisi oluyor frankenstein. ilk defa bir diziye doğru dürüst yamanıyor. hala van helsing'teki gibi değil de, gerçekten gotik bir atmosfere sahip bir frankenstein filmi bekliyoruz ama. neyse konu dağılmasın, "bu dizi tutar, aksi mümkün değil" diyerek başlayayım:
---
spoiler ---
show tv'nin her dört günde bir verdiği ve denk gelince istemsiz seyrettiğimiz için bıktıran -eğlenceli- bir
sean connery filmi vardır;
the league of extraordinary gentlemen. bu çizgi roman serisinde bir avcı, bir fütüristik hipster amca, bir vampir, bir görünmcek adam ve de bir ölümsüz dayı; birleşip, bir takım olup da yaldır yaldır düşman hattına yardırırlar. dizi de biraz buna benzer bir hal alacak belli.
vampir mitini, antik mısır'ın
ölüler kitabı'na bağlayarak mevzuyu bir üst kademeye taşımışlar ve önlerinde yepyeni bir yol belirleme imkanı bulmuşlar ki esasında oldukça yaratıcı. aşina değilim; ancak kuyuya ilk taşı başkası atmışsa da, ona iyi dileklerimi sunarım. her ne kadar
bram stoker'a saygımız sonsuz olsa da artık vampirliği, drakula'lıktan sıyırmak gerekiyor. haddinden fazla kullanıldı. usçu bir yaklaşım olan, enfeksiyon kaynaklı vampirlikten bile gına geldi artık. hiçbir şey anlatmayıp da peşi sıra mantık hataları yumurtlayan gizemci dangalaklar da cabası. ölüler kitabı uygundur; bir miti daha büyük bir mite bağlamak akıllıcadır.
ilk bölüm işlerin oldukça dallanıp budaklanacağını belli etti aslında.
eva green'in vanessa'sı bir bok yemiş ki ortalık karışmış, düzen bozulmuş. ee amerikan dizi kuralları gereği ethan ile sevişmeleri gerektiğinden rahibe olamaz sanırım, e artık göreceğiz. ters haç ve örümcekler ile bir de semavi mitlere girecekleri anlaşıldı; klişe kullanmaları, hikayeyi bok edebilmeleri az ihtimal buna binaen. o da son dönem
lost gibi, salt hayal, harbi yetenek, inanılmaz bir sıçış gücü ister.
duygusal bir sahne ile giriş yapan frankenstein canavarı da, en büyük merak konusu olacak ilk sezon boyunca. etinden sütünden sonuna kadar yararlanıp da aksiyon sahnelerine sürmeyeceklerdir umarım. hikayedeki ebatların dışında, gayet tıknaz bir abimiz. sığlık ve de tarz gereği mr hyde daha iyi bir takım oyuncusu olabilirdi.
---
spoiler ---
anlatım gayet akıcı, paraları var ki görseller harika; ee
billie piper ve eva green gibi taptığımız iki hatun da ekipte, en azından benden geçer not aldı. sekiz bölüm ve bir saatlik bölümlerden oluşması ise muazzam... tutar bu dizi tutar.