• 1992 model.
• 120 kilo.
her insan kilosuna dikkat etmeli tamam ama “sahne insanları” daha da bi özenli olmalı sanki. tiyatrocusun bi kere sen güzel kardeşim. 120 kiloluk tiyatrocu mu olur allahını seversen! kendine bi iyilik yap ve kilo ver.
(bkz:
mustafa koç)
çok komik bir adam, şahan'ın ilk dönemleri misali. bazı zamanlar arkadaş arasında yaptığım mizahla benzeştiriyorum tarzını, dolayısıyla farkında olmadan benim de mizahımı etkilemiş kişi
*. şöyle oturup geyik yapsak zincirleme bir gülme krizine girer, ortaya çıkan enerjiden kara delik üretiriz diye düşünmüyor da değilim. fakat ekran önünde komik olmak zor iş gerçekten. takdirlerimi sunuyorum ve stand-up gösterisini heyecanla bekliyorum.
not: sahne sonrası çay teklifim reddedilirse burayı editler ve vatan haini olduğunu açıklarım
*
bkm uniq’te stand up gösterilerine çıkmaya başlamış, gösterilerin öncesinde ve sonrasında gelen herkesle samimiyetle muhabbet eden dünya tatlısı insan. başarılarının devamını diliyoruz.
izmir'den kalkıp istanbul civarında bir yere gelmiş komedi konusunda yetenekli kişi.
başakşehir'de oturup bkm uniq'de çıkmaktansa , beşiktaş veya kadıköy'de oturup sürünmeden gidebileceğimiz yerler de sahneye çıksa çok daha geniş kitlelere ulaşabileceğini düşünüyorum .
türk telekom mobil
reklamında rol almış komik kişi. büyük resim göreceğim,
dünyanın sonu kampanyası skecinin
* karşılığını almış.
*
az içerik üretmesini anlarım da bari kalite artsın. iyi kötü bir kitlesi oluştu. daha yaratıcı birşeyler bekliyoruz reis.
türk telekom reklamındaki oyunculuğunu beğenmediğim çok daha iyi oyuncu olduğunu düşündüğüm kişi. biraz kasılmış gibi. normalde sohbet videoları bile çok komik olan birisi televizyona iş yapınca biraz kasmış kendini.
turk telekom reklamında oynamasına sevindiğim ve bunun gelecekti projeleri için iyi yönde bir kırılma noktası olmasını umduğum youtuber.
o değil de televizyonda görününce hemen kapitalist damgası yemesine de ayrıca komik. bu saçma yakıştırmayı yapanlar hayatlarında kaç haksızlığa karşı sonuna kadar direnip, bedel ödeyip hayatlarına devam ediyor merak içindeyim. adam çıkmış, belirli bir seviyede mizah üretebilen insanların da faydalanabileceği, içeriklerini insanlara ulaştırabileceği bir kanal açmış. nedenlerini bilmesek de, şu an sadece kendi ürettiği videoları kanalına yüklemiş, belirli bir kitleye sahip olmuş ve “kapitalist sistem”de kendine yer bulmuş. bu süreç nasıl aslı inandık’ı nasıl güldür güldür’e taşıdıysa özgür turhan’ı da iyi bir yere doğru götüreceğini umuyorum.
yazının özgür turhan ile ilgili kısmı bu kadar, şimdi durumu naçizane biraz şu kapital mevzusununsan ele alacağım.
yüksel aksu’nun, iftarlık gazoz ile ilgili, yapımcıya ithafen söylediği bir şey var: “üç lira dedim beş lira oldu, beş hafta dedim çekimler sekiz hafta sürdü, kapitalizme karşı fikirlerim değişti.” gibi şeyler söylemişti. eğrisiyle doğrusuyla koca bir yeşilçam tarihimiz var ama okulumuz var mı? yok. gırgır dergisi zamanında rus krododil ve amerikan mad ile yarışıyordu ama türkiyeli çizerler de bir eğitim amaçlı bir kurum oluşturmadı. 1950’li yıllarında istanbul’daki tiyatro sayısı new york’tan daha fazlaydı. gözümüzün önünde ne tiyatrolar yakıldı, yıkıldı. tiyatro kurumlarının belirli bir geleneği olduğu için eğitim olarak iyiydi ama o da bozulmaya yüz tuttu. lafı çok uzattığımın farkındayım ama seve seve kabul etmemiz gereken bir durum var, türkiye’de şu şartlarda kapital olmadan sanat ve mizah üretebilmek imkansız hale gelmek üzere.
ne yapalım şimdi? gelin canlar bir olalım’ı trump gösteri merkezinde oynayan fırat tanış’ın yüzüne mi tükürelim? dada salon’u berbat bi gökdelene açan okan bayülgen’i fularından tutup yere mi vuralım? banka reklamında oynayan mert fırat’ın dasdas’ını ve moda sahnesini mi taşlayalım? geçin bunları...
türkiye’de heybetli bir mazisi olan sanat dallarının bile hayatta kalması sisteme bağlıyken, sistemin kalbinde kurulup insanlara sunulmuş youtube gibi bir sosyal medya aracında içerik üretebilmek için, zaman ve en önemlisi emek harcayan insanları yaftalamak saçmalıktan başka bir şey değil.
bu noktaya yavaş yavaş ve göz göre göre geldik. bu saatten sonra bu düzen sanat ve mizah üreticileri için bir nimet, hayatına böyle devam etmeye karar verdiyse ve şansı da varsa alır yürür ve hayran kitlesi de onu takip eder.
değerli insanların parlayabilmesi ve derdini anlatacak işler için yaptığı yaptığı yatırım ve hamleler belirli bir düzeyi geçmedikçe, kendinden ödün vermedikçe beni rahatsız etmiyor. beğenmezsen zaplar geçersin bu kadar basit..
fen bilimleri dersanesinden arkadaşım. çok samimi değildik ancak muhabbetimiz vardı. ünlü olunca sağdan soldan mesajlar gelir ya beni hatırladın mı diye. şu an öyle bir potansiyel hissediyorum kendimde. :)
edit: şu an aklıma geldi final de olabilir. yani dersanenin yerini hatırlıyorum da fen bilimleri miydi yoksa final miydi hatırlayamadım.
stand up yapmaya kalkmış. medeni cesareti var anladık da 66 lira nedir yahu. kimse de ben kimim demiyor amk şu memlekette yanarım da ona yanarım.