bu ülkeden sanatçı çıkmaz, çıkamaz. bunun kanıtını göstermiş komedyen.
galatasaray mevzusunu savunan birçok kişi gördüm. yazık gerçekten. "ne dediğini 2 kez düşünecek" diyorlar. böyle bir filtreden geçtikten sonra kim ne mizahı üretebilir?
bu durum diğer sanat dalları için de geçerli. en ufak eleştiride, şakada, yergide koskoca şirketler bile dava açar hale gelmiş. galatasaray taraftarı olarak kulübe bunu yakıştıramadım.
yok susayım diyorum ama hakikaten gına geldi artık. bayılıyorum bu ülkenin "ifade özgürlüğü" tanımına. "ifade özgürlüğü tamam ama bir yere kadar" nereye kadar sayın amına koduğum? senin hoşuna giden yere kadar mı? fenerbahçe'ye kökle ama galatasaray'a dokunma. beşiktaş'ın içinden geç ama fenerbahçe'yi elleme. bu mu lan sizin ifade özgürlüğü tanımınız?
ulan sik kırıkları futbol dediğiniz şey eğlence sektörü ulan... sizin aidiyet duygusu boşluğunu doldurduğunuz şey eğlence sektöründe amına koyayım lan. futbolun şu ülkeye ne katkısı var? ha pardon galatasaray uefa kupasını alınca çok güzel turizm reklamı yapmıştık değil mi? tabi ama 25 yılda transfere harcanan paraları saymıyoruz. yasa dışı bahis konusuna girmiyorum bak.
şu ülkede futbolu komple yasaklasan yemin ediyorum ülkenin faydasına ama paşalarım kendi takımları hakkında şaka yapılınca charlie hebdo görmüş ışid militanına dönüşüyor. bunu sadece galatasaray için söylemiyorum yanlış anlaşılma olmasın... tüm takım taraftarları aynı kafada.
eti konusu ayrı komedi. benim gibi bir çok kişinin haberi olmayan bir konudan dolayı, şimdi ürünlerine kendi çapımda boykot uygulayacağım. hayır ülker de almıyorum zaten, artık kilo vermemek için bahanem kalmadı.
sayesinde eti'den de alışveriş etmememiz gerektiğini öğrendiğimiz komedyen.
abur cubur yemesek ölmeyiz nihayetinde, sağlıklı bile.
galatasaray ve eti
* tarafından davalık olmuş komedyen. sonuna kadar özgürün arkasında olmakla beraber:
o büyük, yere göğe sığayamayan, yüce galatasaray taraftarına tek bir sorum var:
aşağıda yaptığı açıklamalardan sadece bir örneğini verdiğim kişiyi de dava ettiniz mi ?
https://www.youtube.com/shorts/-dkzj2pqbjisizin de büyüklüğünüz komedyen dava edecek kadar işte.
kendisi hasta galatasaraylıdır bu arada maçlara falan gider bildiğim kadarıyla. yaptığı şakada komiktir gülün geçin.
eti mevzusuna gelirsek ayıptır günahtır.
aylardır ülker almayıp eti alıyordum, seri şekilde eti'yi boykot listeme ekliyorum, eti ne kadar kurumsal vs diye kendimi avutuyordum meğer aynı bokun lacivertiymiş
cübbeli ahmet kim amk? diyerek onu geçiyorum galatasaray sana ne oldu amk taraftarın olan komedyenle uğraşıyorsun?
kendisini kamusal mizah zamanlarından takip ederim. stand up gösterisinde de bu gs dava olayını anlatmıştı.
entrylere bakınca olayların içeriğine göre düşünce özgürlüğü ya da hak etmiş şeklinde bakıldığını görüyorum. elbette istediğinizi düşünmekte özgürsünüz ancak bu olayın çürümüşlüğe çakılan bir çivi daha olduğunu düşünüyorum.
mesele sadece dava edilip para kaybetmesi olmuyor. bu durumda bu adamların iş yapma olanakları kalmıyor. bir sonraki aşamasında bir kültür bitiyor. bunun sadece özgür turhanla alakası yok.
ulan bi eti keyfimiz vardı. çay yanında poğaça yedirecekler bize sonunda.
ne diyor ursula le guin:”eğer bir nesil cehaletin mutluluk olduğunu sanarak yetişirse, bir sonraki nesil cehaletini bile fark edemeyecektir. çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecektir.” insanlar o kadar alıştı ki keyfi tutuklamalara, davalara, suçlara, soruşturmalara… suçun gerçekten bir komedyen esprisi de olabileceği düşünülüyor. patolojik bir durum toplum adına. bu adam komedyen yahu. gülersen seveceğin, gülmüyorsan ilgi duymayacağın bir adam.
galatasaray meselesi 6222 kapsamındaymış yani şovlarında anlatacağı ironik bir anı olmuştur kendisine o kadar. hiç tetiklenmedim, yalnızca zencilerin birbirlerine nigga şeklinde hitap edebilmesi gibi, yani inside joke gibi şeyler bunlar fetullahcılıkla uzaktan yakından ilgisi olmayan, fetullah gülen'den ve temsil ettiği şeylerden öteden beri nefret etmiş galatarasaylılar da bu şakaları aralarında yapar ve gülerler. rakipleri kızdırmak için de yaparlar çünkü bu kendi içinde bir paradigma. gördünüz mü yapıyı? al sana yapı diyen galatasaraylı alın size feto gördük fetoyu diye şaka da yapabiliyor, özetle ibneliğine yani. bana kalırsa bütün bu şey milli güvenlik sorunu haline gelmiş bir terör örgütünü taraftaların siyasetin gördüğü yerden görmüyor oluşu hepsi bu. dahası, sanılanın aksine hakan şükür de bir tabu değildir. hatta vatanını sattı ama galatasaray'ını hiç satmadı diye ara ara videoları düşer şükür'ün altına açıktan kral bambaşkaydı yazan vatansever milliyetçi seçmenlere rastlarsınız.
eti'nin motivasyonu neydi bilmiyorum. hukuktan anlamam ama marka direktörü ben olsam s. edin 5 milyon para mı, boykotlar almış başını gitmiş, bizim adımızla yan yana gelmesin der kapatırdım konuyu demek ki prensipsel bir karar bu. özgürün yerinde olsam eti meselesini daha detaylı izah edip gofundme kampanyası başlatırdım. konudan da bağımsız eti boykot ülker boykot falan da genel olarak abur cubur yeme işlerini bi salın artık. palm yağı kemirmek bu millet için onur meselesi haline gelmedikçe gıda kalitesini hiçbir şey düzeltemez.