hangi birini sayayım arkadaş hangi birini hepsi birbirinin için aynı boku farklı tonu; ikiyüzlü şerefsizler, nankör köpekler, ihanetçi hainler, çıkarına göre şekil alan menfaatçiler, yüzsüz yalancılar, empatisiz bencil orospu çocukları, iftiracı karaktersizler, kibirden başka sermayesi olmayan göt kafalılar, dedikoducu fitneciler, sözünde durmayan omurgasız tipler…
aslında ben bu tiplerdençok korkarım. duygusal bir insanım değer verdiğimden zarar gördüğümde, dünyam başıma yıkılır özenle seçerim çevremde olacak insanları.
ama illaki denk geliyor hissederim ve bunlar hayatları boyunca omurga geliştirememişlerdir.
küçük hesapların kölesi olmuş, çıkar peşinde koşmaktan insan olmayı unutmuşlardır.
sözlerinde durmazlar çünkü sözün ağırlığını bilmezler, ihanet ederler çünkü sadakatin ne demek olduğunu hiç öğrenmemişlerdir.
onlar için tek doğru; işine gelen, cebine giren, egosunu okşayan şeydir.
aslında bu tipler insan değildir; boş birer kabuk, sahte birer maske, toplumun içinde gezen parazitlerdir.
ve bu yüzden herkesin nefretini hak ederler.
genellikle kızıl,mor saçlı,gençse otantik kıyafetli,yaşlıysa mor şişme yelekli,abidik gubidik güneş gözlüklü yavşak,gördüğü başıboş ite çooğğcuumm cağnn onlar cağnnnn diye anıran, çocuklardan nefret eden mizantropist it dilendiricisi bütün itperest manyaklar....
empati kurmayan, dinlemeyen, sürekli kendi merkezinden konuşan tip. insan ilişkilerinde en zorlayıcı şey, karşısındakini değil, sadece kendini duyanlarla uğraşmak.
savunduğu bir şeyi bir süre sonra sanki hiç savunmamış gibi konuşan bunu hatırlattığında da her şeyi ben bilirim çarpık bakış açısıyla kendine yeni bir bahane bulan insan tipi.
çok konuşup az dinleyen ve üstüne bir de kibirli olan insanlar.
bazı insanlar vardır; öyle temiz yaratılmışlardır ki, kalpleri kötülüğe aralanmaz.
güzel olan ne varsa, onlara sinmiştir; kötülük düşünmek, onların tabiatına ihanettir.
onlara ihanet etsen dahi, affedici olurlar. çünkü rahman onları hususi kulları kılmıştır.
kalpleri rahmetle, merhametle, insanlıkla doludur; kötülüğe yer bırakmayacak kadar…
bir de art niyetliler vardır; esfeli sâfilîn.
kıskançlıkla, hasetle, kinden bir nefesle yaşayanlar.
işte o aşağılık ruhlar, bu güzel insanlara kasten kötülük ederler.
bu davranış, insan denen varlığın en adî tezahürüdür.
benim nefretim de tam olarak böylelerinedir.
onlara it muamelesi yaparım. hatta itlerden özür dilerim; zira onlar da merhametlidir.
asıl olan, insan suretindeki o aşağılık ruhtur; hayvandan daha aşağı, insanlıktan nasipsiz…
onlar ki, güzelliğe tahammül edemez; iyiliği zayıflık sanır.
oysa asıl zayıf olan, kindir. asıl aşağılık olan, o zehirli yürektir.
ve ben, böylelerine insan muamelesi etmem. etmemeli.
çünkü onlar, insanlığın gölgesi değil; toprağın altındaki karanlığın ta kendisidir.
---
bir akrabam vardı, kadını hayatı boyunca ezdiler.
şimdi bu insan iyi niyetli diye zulmetmene gerek yok!
ama bence akrabamda da suç var. çünkü sen kendine haksızlık yapılmasına izin verdin!
iki türlü zalim vardır:
1. zalim zulmettiği için zalimdir.
2. mazlum zulme rıza gösterdiği için zalimdir.
ne zalim olalım ne mazlum.
insan olalım…
karanlıkta,avm gibi kapalı alanlarda ve kapalı havalarda güneş gözlüğü takanlar..
bi rahatsızlığınız yoksa neden takarsınız ki?
insanları kategorize edenler..
sürekli ahlak kasan tipler.
"ben asla aldatmam"
"ben asla asla yalan söylemem"
"ben asla evli bir kadınla birlikte olmam"
bunları sürekli zikreden tipler, içindeki karanlık yönün görünür olmasından en çok korkanlardır. erdemli olduğunu iddia eden bir insan, bunu gösterme eğiliminde olmaz. gösteriş, ispat çabasıdır.