kacirdigim için uzuldugum etkinlik.
dünya yalan söylüyor albümü lise yillarima denk gelmişti. sınıfta orjinal kaset formatında walkmanden dinleyen bir tek bendim. arada bana güzellik yapan olursa kaseti biraz ödünç veriyordum. o yıllarda izmir'de fuar pavyonlarinda pek çok konserlerde daha sonra üniversite yıllarında çeşitli festivallerde canlı takip edebildiğim için kendimi şanslı sayiyorum. hatta foça'da bir rock festivaline bir gününe
epica gelmisti. o zamanların tüm meşhur rock grupları da diğer günlerde sahne alıyordu. ama yine de kitle duslarda akmayan sudan ve çok temiz olmayan tuvaletlerden aşırı sikayetciydi. bu konuyla alakalı olarak konserde
harun tekinin "lütfen tuvaletlere takılmayın. sonuçta bu çok heyecanlı bir müzik olayı. bunu yasayabildiginiz için şanslısınız" demişti. ve evet öyleydik. korkuyorduk ama çok eğlendik. bunun dışında eğer konseri kalabalık kız grubu olarak izlediysek hepimiz harun ile kesistigimizi sanıyorduk. hepimize birden yüz verdigi için sonra paylasamiyorduk kavga ediyorduk.bu açıdan kalbimiz kırık bunu da belirtmek istiyorum :(
zaman zaman kaset ve cdlerde büyük heyecanla takip ettiğim grupların yeni çıkan albümlerini spotify'da aynı heyecanla takip etmediğimi düşünüyorum. sizce teknoloji müziğe olan talebi değiştiriyor mu? artık bu kadar hızlı tuketilmek dinleyicinizde aynı memnuniyeti oluşturuyor mu yoksa ben mi yaşlanıyorum. ya da ben mi daha gençken dinlediğim şarkılara başka anlamlar yüklemişim ve şu an aynı hisleri yeni sarkilarda bulamıyor muyum? siz de dinlediğiniz beğendiğiniz gruplarda aynı şeyi hissediyor musunuz dinleyici olarak?
inşallah yine korkmadan topluca dinleyebildigimiz ortamlarda denk geliriz.