nutuk'tan..
"...
bu tarihlerde ingiliz muhipler cemiyeti'nin isteğine katılarak bütün milletçe ingiltere himayesinin istenmesi, bu dernek adına, sait molla imzasıyla bütün belediye başkanlıklarına bir telgrafla bildirildiği ve bu telgrafın etkisini hükümsüz kılmak için milleti gerektiği gibi aydınlatmakla birlikte hükûmet nezdinde teşebbüslerde bulunduğum da sizce bilinmektedir. bundan başka 27 mayıs 1919 tarihinde türkiye - havas - reuter (royter) adındaki ajansın, toplanan saltanat şûrâsı ile ilgili açıklamaları arasında şûrâyı oluşturan bütün üyelerin düşüncesí, türkiye'nin büyük devletlerden birinin himâyesini sağlama noktasında birleşiyor haberini yayması üzerine, sadrazama, milletin, millî bağımsızlığını korumaya kararlı oldugunu ve doğabilecek bütün kötü sonuçlara karşı her türlü fedakârlığı göze aldığını ve millî vicdanı temsil etmeyen haberlerin endişe verici tepkiler yarattığını yaymakla birlikte, bütün milleti de bu durumdan nasıl haberdar ettiğimi başka bir açıklama dolayısıyla belirtmiştim.
sadrazam ferit paşa 'nın, paris e bilinen daveti üzerine, birinci türkiye büyük millet meclisi'nin ilk toplantısını yaptığn günlerde bazı demeçler vermiştim. bu konudaki görüş ve davranış tarzımın ne oldugunu açıklamak üzere şu bölgeyi olduğu gibi bilginize sunacağım.
şifre
ivedi havza, 3.6.1919
kişiye özel
samsun'da 3'üncü kolordu komutanı refet beyefendi'ye
erzurum'da 15'inci kolordu komutanı kâzım paşa hazretleri'ne,
erzurum valisi münir beyefendi'ye,
canik mutasarrıfi hâmit beyefendi'ye,
sıvas vali vekili hâkim hasbi efendi hazretleri'ne,
kastamonu valisi ibrahim beyefendi'ye
ankara'da 20'nci kolordu komutanı ali fuad paşa hazretleri'ne,
konya'da yıldırım kıt'alan müfettişi cemal paşa hazretleri'ne,
diyarbakır'da 13'üncü kolordu komutanı vekili cevdet beyefendi'ye,
van valisi haydar beyefendi'ye.
fransız siyasî temsilcisi mösyö defrance (döfrans)'ın sadrazamlık yüksek makamına gelerek osmanlı devleti'nin haklarını konferans huzurunda savunmak için paris'e gidebileceklerini bildirdiği, dahiliye nezareti'nin resmî tebliğlerinden ve ajans yayınlarından anlaşılmıştır. izmir olayı üzerine milletimizin gösterdiği şiddetli tepki ve böylece bağımsızlığını koruma konusunda beliren kesin kararlılığının sonucu olan bu başarı şükranla karşılanmaya değer. ancak, buna rağmen, yunanlılar'ın izmir ilini işgali önlenebilmiş değildir. herhalde milletin, kendi haklarının bilincinde ve onları çiğnetmemek için tek bir vücut halinde fedakârca harekete hazır olduğu, itilâf devletleri'ne karşı gösterilmeye ve ispata devam edildikçe, bu devletlerin milletimize ve onun haklarına saygılı olacağına şüphe yoktur.
sadrazam paşa hazretleri'nin konferans huzurunda osmanlı devleti'nin haklarını savunmak için ellerinden geleni yapacakları tabiîdir. ancak, milletçe kesin bir şekilde savunulması istenen ve gerekli görülen haklar özellikle iki noktada önem kazanır. birincisi, devlet ve milletin mutlak olarak tam bağımsızlığı, ikincisi de vatanın ana topraklarında çoğunluğun azınlıklara feda edilmemesidir. bu konuda paris'e harekete hazırlanan hey'etin görüşü ile millî vicdanın kesin istekleri arasında tam bir uygunluğun bulunması şarttır. aksi halde, millet, pek güç bir durumda ve giderilmesi imkansız oldu bittiler karşısında kalabilir. bu endişeyi doğuran sebepler şunlardır : sadrazam paşa hazretleri, duyulan demecinde, bir ermeni muhtariyeti ilkesini kabul etmiş olduğunu bildirdi. bunun sınırını belirtmedi, bundan doğu illerinin halkı elbette üzüntü duydu ve durumun açıklanmasını istemeye mecbur oldu. toplanmış olan saltanat şûrâsı'nda da üyelerin hemen hepsi, millî bağımsızlığın korunmasını ve millet mukadderatının bir millî şûrânın yetkisine bırakılmasını istedikleri halde, yalnız, hükûmetin dayandığı ltilâf ve hürriyet fırkası adına bakan sadık bey tarafından yazılı olarak ingiltere'nin himâyesi teklif edildi. geniş bir ermenistan muhtariyetini ve devletin bir yabancı himayesini kabul konularında, milletin isteği ile şimdiki hükümetin görüşü arasında bir uygunluk olmadığı anlaşılıyor. sadrazam paşa hazretleri ile birlikte hareket edecek olan hey'etin, milletin haklarını savunmada uyacağı ilkeler ve program milletçe bilinmedikçe, arzedilen noktalarda endişeye kapılmamak mümkün değildir. bu suretle illerdeki ve onlara bağlı yerlerdeki müdafaa-i hukuk-ı mılliye ve redd-i ilhak cemiyetleri'nin temsilcileri ve daha teşkilâtı tamamlanamayan yerlerde de belediye hey'etleri, sadrazam paşa hazretleri'ne ve doğrudan doğruya zât-ı şâhâne'ye telgraflar çekerek, millî bağımsızlığın mutlak dokunulmazlığının ve millet çoğunluğunun haklarının korunmasının milletin temel şartı olduğu belirtilmeli ve gidecek hey'etin yapacağı savunmanın esaslarını millete resmen ve açıkça bildirmesi istenmelidir. milletin bu şekildeki hareketi ile, gidecek hey'etin savunmaya çalışacağı ilkelerin gerçekten milletin isteği olduğu, itilâf devletleri'nce anlaşılacak ve şüphesiz daha fazla bir önemle dikkate alınarak hey'etin görevini kolaylaştıracaktır. bu düşüncelerin gerekenlere sür'atle ulaştırılmasını ve duyrulmasını, vatanımızın mukadderatı adına vatansever yüksek şahsiyetinizden özellikle istirham ederim. bu telgrafın alındığı zamanın bildirilmesini de rica ederim.
mustafa kemal..."