kurtuluş savaşı
Previous / Next (3) - Last Page (38)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

lisede tarih imtihani yapildiginda, hakkinda farkli yazdigimiz,
zamanin amerikan basini tarafindan "bolsevik saldirilari", "kizillarin saldirilari" olarak nitelenen tarihi surec.
mondoros anlasmasi cercevesinde isgal gerceklestiren italyan, fransiz ve ingilizlerle yerel halk savasmis,
hukumet birlikleri sadece yunan isgaliyle bazi muharebeler yapmislardir.
yunan birlikleri, aldiklari bazi yenilgilere ragmen, asil olarak ingiltere'nin direktifiyle cekilmis, arkalarindan turk birlikleri yurumustur.
izmir'e turk birlikleri geldigi zaman yunan askerleri coktan sehri terketmislerdi.
trt belgesellerinde kurgu oyunuyla, olmayan bir kurtarma harekati izlenimi verilmeye calisilir.
izmir'de cikarilan yangin goruntuleri de cogunlukla, sehri terkeden rumlarin atese verdikleri kendi evlerine aittir.
0 favorites - -
her turk insaninin beyninde bir yer ayirmasi gereken, derslerle dolu bir varolus destani...baska bir deyisle "nasil yoktan varolunur?"un cevabi...
1 favorites - -
kurtuluş savaşı, yorgun ve bitkin düşmüş vatanın her köşesinde, her kasabasında, her köyünde çakan kıvılcımların yaktığı bir ateştir. vatanın izzetini düşman çizmeleri altında çiğnetmemek için türk, kürt, boşnak, gürcü, laz, arnavut, çerkez demeden bütün vatan evlatlarının omuz omuza, insan-üstü, gerçek-üstü bir gayretle şahlanmalarının, "bu topraklar için seve seve hep birlikte toprağa düşmeyi göze almalarının" destanıdır... bizleri kurtarmak için tatlı canlarını veren, sıcak kanlarını toprağa döken kurtuluş savaşı mücahitlerinin en büyük emaneti, türkiye büyük millet meclisidir, demokrasidir, hakimiyet-i milliyedir. bu büyük mücadeleyi en iyi anlatan eser de şüphesiz istiklal marşıdır...
0 favorites - -
osmanli imparatorlugu'nu isgal altinda tutan ulkelere karsi yapilmis ozgurluk savasi..

hepimizin bildigi uzere, bu savas turkiye cumhuriyeti'ni kurmak ya da kurtarmak uzere baslamadi, yapilmadi. ataturk ulkenin ve milletin nasil daha iyi bir yonetime sahip olabilecegini kendi kafasi icinde dusunmus olsa ve osmanli yonetimi bu savasa karsi cikmis olsa bile (ki padisah'in* bu mucadeleyi aslinda destekledigini gosteren bir takim kaynaklar da var) fiili anlamda osmanli ordusu ile ciddi bir savas olmamistir.

askeri, stratejik ve liderlik acisindan cok ust duzey becerilere sahip olan ataturk'un bu savastaki birlestirici ozelligini, savasin kazanilmasindaki en onemli unsurlardan biri olmus olsa gerek.

nitekim, tarih boyunca yapilan isgal, somurge, ozgurlestirme(!) girisimlerine bakarsak, ki orneklerini gunumuzde de goruyoruz, kendi kurtuluslari icin savasan bir cok milletin aslinda yine kendi milletlerinden dusmanlarla carpistiklarini gormek mumkun.

bol ve yonet yonteminin temel direklerinden olarak, isgalci ulkeler oncelikle kendi amaclari icin savasarak gerektiginde kendi hayatini verebilecek kisileri, kandirarak, rusvet vererek, tehdit ederek, zorlayarak yine kendi halklarina karsi savasmak uzere orgutlemistir.

oysa ki turk kurtulus savasi'nda parca parca olan ceteler ve dahi imparatorluk ordusu ustalikla birlestirilmis ve odagin kaymasi ve gucun azalmasi boylece engellenmistir.

tabi olaya tek yonlu bakmamak gerekir. bir yandan da kendi ic politikalari ve dunyanin diger bolgelerindeki dengelerin degismeye baslamasi sebebiyle onceden gaz verilen yunanlilarin, daha sonradan ortada birakilmasi ve zamaninin buyuk gucleri ile uzun soluklu carpismalarin yapilmamasi zaferin kazanilmasinda etkilidir, fakat bu baska bir entry konusu olur.
1 favorites - -
nutuk'tan..
"...

bu tarihlerde ingiliz muhipler cemiyeti'nin isteğine katılarak bütün milletçe ingiltere himayesinin istenmesi, bu dernek adına, sait molla imzasıyla bütün belediye başkanlıklarına bir telgrafla bildirildiği ve bu telgrafın etkisini hükümsüz kılmak için milleti gerektiği gibi aydınlatmakla birlikte hükûmet nezdinde teşebbüslerde bulunduğum da sizce bilinmektedir. bundan başka 27 mayıs 1919 tarihinde türkiye - havas - reuter (royter) adındaki ajansın, toplanan saltanat şûrâsı ile ilgili açıklamaları arasında şûrâyı oluşturan bütün üyelerin düşüncesí, türkiye'nin büyük devletlerden birinin himâyesini sağlama noktasında birleşiyor haberini yayması üzerine, sadrazama, milletin, millî bağımsızlığını korumaya kararlı oldugunu ve doğabilecek bütün kötü sonuçlara karşı her türlü fedakârlığı göze aldığını ve millî vicdanı temsil etmeyen haberlerin endişe verici tepkiler yarattığını yaymakla birlikte, bütün milleti de bu durumdan nasıl haberdar ettiğimi başka bir açıklama dolayısıyla belirtmiştim.

sadrazam ferit paşa 'nın, paris e bilinen daveti üzerine, birinci türkiye büyük millet meclisi'nin ilk toplantısını yaptığn günlerde bazı demeçler vermiştim. bu konudaki görüş ve davranış tarzımın ne oldugunu açıklamak üzere şu bölgeyi olduğu gibi bilginize sunacağım.

şifre
ivedi havza, 3.6.1919
kişiye özel

samsun'da 3'üncü kolordu komutanı refet beyefendi'ye
erzurum'da 15'inci kolordu komutanı kâzım paşa hazretleri'ne,
erzurum valisi münir beyefendi'ye,
canik mutasarrıfi hâmit beyefendi'ye,
sıvas vali vekili hâkim hasbi efendi hazretleri'ne,
kastamonu valisi ibrahim beyefendi'ye
ankara'da 20'nci kolordu komutanı ali fuad paşa hazretleri'ne,
konya'da yıldırım kıt'alan müfettişi cemal paşa hazretleri'ne,
diyarbakır'da 13'üncü kolordu komutanı vekili cevdet beyefendi'ye,
van valisi haydar beyefendi'ye.

fransız siyasî temsilcisi mösyö defrance (döfrans)'ın sadrazamlık yüksek makamına gelerek osmanlı devleti'nin haklarını konferans huzurunda savunmak için paris'e gidebileceklerini bildirdiği, dahiliye nezareti'nin resmî tebliğlerinden ve ajans yayınlarından anlaşılmıştır. izmir olayı üzerine milletimizin gösterdiği şiddetli tepki ve böylece bağımsızlığını koruma konusunda beliren kesin kararlılığının sonucu olan bu başarı şükranla karşılanmaya değer. ancak, buna rağmen, yunanlılar'ın izmir ilini işgali önlenebilmiş değildir. herhalde milletin, kendi haklarının bilincinde ve onları çiğnetmemek için tek bir vücut halinde fedakârca harekete hazır olduğu, itilâf devletleri'ne karşı gösterilmeye ve ispata devam edildikçe, bu devletlerin milletimize ve onun haklarına saygılı olacağına şüphe yoktur.

sadrazam paşa hazretleri'nin konferans huzurunda osmanlı devleti'nin haklarını savunmak için ellerinden geleni yapacakları tabiîdir. ancak, milletçe kesin bir şekilde savunulması istenen ve gerekli görülen haklar özellikle iki noktada önem kazanır. birincisi, devlet ve milletin mutlak olarak tam bağımsızlığı, ikincisi de vatanın ana topraklarında çoğunluğun azınlıklara feda edilmemesidir. bu konuda paris'e harekete hazırlanan hey'etin görüşü ile millî vicdanın kesin istekleri arasında tam bir uygunluğun bulunması şarttır. aksi halde, millet, pek güç bir durumda ve giderilmesi imkansız oldu bittiler karşısında kalabilir. bu endişeyi doğuran sebepler şunlardır : sadrazam paşa hazretleri, duyulan demecinde, bir ermeni muhtariyeti ilkesini kabul etmiş olduğunu bildirdi. bunun sınırını belirtmedi, bundan doğu illerinin halkı elbette üzüntü duydu ve durumun açıklanmasını istemeye mecbur oldu. toplanmış olan saltanat şûrâsı'nda da üyelerin hemen hepsi, millî bağımsızlığın korunmasını ve millet mukadderatının bir millî şûrânın yetkisine bırakılmasını istedikleri halde, yalnız, hükûmetin dayandığı ltilâf ve hürriyet fırkası adına bakan sadık bey tarafından yazılı olarak ingiltere'nin himâyesi teklif edildi. geniş bir ermenistan muhtariyetini ve devletin bir yabancı himayesini kabul konularında, milletin isteği ile şimdiki hükümetin görüşü arasında bir uygunluk olmadığı anlaşılıyor. sadrazam paşa hazretleri ile birlikte hareket edecek olan hey'etin, milletin haklarını savunmada uyacağı ilkeler ve program milletçe bilinmedikçe, arzedilen noktalarda endişeye kapılmamak mümkün değildir. bu suretle illerdeki ve onlara bağlı yerlerdeki müdafaa-i hukuk-ı mılliye ve redd-i ilhak cemiyetleri'nin temsilcileri ve daha teşkilâtı tamamlanamayan yerlerde de belediye hey'etleri, sadrazam paşa hazretleri'ne ve doğrudan doğruya zât-ı şâhâne'ye telgraflar çekerek, millî bağımsızlığın mutlak dokunulmazlığının ve millet çoğunluğunun haklarının korunmasının milletin temel şartı olduğu belirtilmeli ve gidecek hey'etin yapacağı savunmanın esaslarını millete resmen ve açıkça bildirmesi istenmelidir. milletin bu şekildeki hareketi ile, gidecek hey'etin savunmaya çalışacağı ilkelerin gerçekten milletin isteği olduğu, itilâf devletleri'nce anlaşılacak ve şüphesiz daha fazla bir önemle dikkate alınarak hey'etin görevini kolaylaştıracaktır. bu düşüncelerin gerekenlere sür'atle ulaştırılmasını ve duyrulmasını, vatanımızın mukadderatı adına vatansever yüksek şahsiyetinizden özellikle istirham ederim. bu telgrafın alındığı zamanın bildirilmesini de rica ederim.

mustafa kemal

..."
2 favorites - -
0 favorites - -
(bkz: #8513483)
0 favorites - -
birinci dünya savasında bir grup asker esir düşer düşman ellere. hatıralarında antep’ten mısır’a esaret yolculuğunun son kısmını beş müslüman hintli nöbetçinin nezaretinde yaptıklarını yazan eyüp sabri bey, bir ara kaçma fırsatı buldukları halde “bu müslüman askerlere ingilizler zulmeder” düşüncesi ile kaçmadıklarını yazar. galiba kurtulus savasının altında yatan imkansız görünen mücadele de bu insaniyetten, civanmertlikten kaynaklanıyordu...
1 favorites - -
genelde bir ulke ya da toplumun, hatta belki de toplulugun, kendilerinin oldugunu iddia ettikleri topraklar uzerinde, o topraklari isgal eden kisilere karsi vermis olduklari ve cogunlukla da kazandiklari savasa verilen isim.

genelde diyorum cunku:
- tarih kazananlar tarafindan yazildigi ve genelde oyle dunyanin geri kalani tarafindan da oyle kabul edildigi icin kurtulus savasi olur

- aksi takdirde isyan olarak gecerdi

- bu savasi baslatan henuz bir ulke olmamis olabilir. savas sonucunda ulke olduysa eger o savasi kurtulus savasi olarak adlandirir.

- genelde baska bir yere saldirarak toprak almaya calisan ulkeler bunu kurtulus savasi olarak nitelemezler.
1 favorites - -
düşmanlara, kaderini onlara baglamış hain padişah ve istanbul yonetimine, içerdeki binlerce haine, yoksulluğa, ezikliğe, cehalete özetle bugün halen türkiye cumhuriyetini ve türklüğü halen tehdit etmekte olan herşeye karşı verilmiş kelime ve yapılış tarzıyla tam bir kurtuluş savaşıdır, bir avuç aydın ve onların bayraktarlığında birleşmiş 5 milyon anadolu insanının dünyanın en büyük emperyalist ülkelerine karşı verdiği ve kazandığı varolma mücadelesidir.

ezik doğu milletlerinin gıptayla emperyalizmin hınçla hatırladığı bu zaferi unutanlara ve anlayamayanlara önerim bugün türkiyenin uluslararası arenada maruz kaldığı şeyleri dikkatle incelemeleridir.
0 favorites - -
Previous / Next (3) - Last Page (38)