kölelik aslında hiçbir zaman tam anlamıyla ortadan kalkmadı, sadece biçim değiştirdi bence. bugün zincirler görünmez ama çok daha ince hesaplarla örülmüş durumda. bir zamanlar fiziksel
emeğin sömürüsü üzerinden kurulan
düzen, artık zihinsel emek üzerinden yürüyor. fabrikalardaki mavi yakalıların yerini plazalarda, ofislerde, açık ofis sistemlerinde “özgür” görünümlü ama sınırsız sömürüye açık beyaz yakalılar alıyor. bunu özellikle son yıllarda görebiliriz. iki beyaz yakalı maaşı bazı semtlerde bir kira ücretini zar zor karşılıyor.
modern sistem, çalışmayı bir özgürlükmüş gibi göstererek aslında köleliği içselleştirmemizi sağlıyor. eskiden kamçı vardı, şimdi performans raporu; eskiden zincir vardı, şimdi kurumsal aidiyet yalanı; eskiden efendi vardı, şimdi algoritmalar ve üst düzey yöneticiler. insanlar artık kendilerini sömüren düzenin parçası olmaktan gurur duyar hale getiriliyor.
üstelik bu kölelik biçimi her geçen gün daha da gelişmiyor mu? uzaktan çalışma, yapay zekâ, dijital denetim gibi şeyler hepsi sanki özgürlükmüş sunuluyor ama gerçekte kontrol alanını daha da geniş. her şey özenli şekilde planlanıyor.
bu durumun gelecekte ne tür bir şeye dönüşeceğini hayal etmek çok zor.