prömiyerinde izleme şansı bulduğum çalgılı,türkülü, ufak da bir folklorik gösteri barındıran müzikli oyun.

kitapçıkta, oyun 2 perde gözükmesine karşın; tek perde olup yaklaşık bir buçuk saat sürmekte. eğer okuyan birileri varsa da düzeltilmesini buradan iletirim çünkü (bkz: kendi kendine konuşmaktır aşk/@ssss35) oyununun kitapçığında da benzer bir hata vardı. ayrıca oyuncu kadrosunda macit sonkan da gözükmekteydi ancak oyunda yer almadı.

oyuna dönecek olursak bazı kısımlar, oyun zaten tek perde düşüncesiyle, biraz uzun tutulmuş gibi geldi bana. 10-15 dakika kadar kısaltılabilir sanki. yine de her birinin sesinin birbirinden güzel olması, koyunların,köpeklerin hareketlerinin kareografiyle hoş bir biçimde işlenişi sebebiyle(her ne kadar bahsettiğim gibi bana biraz fazla uzun tutulmuş gibi gelse de) gidilebilecek, başarılı sayılabilecek bir oyun. oyunda da nedense en çok hoşuma giden, hiç replikleri olmamasına rağmen çoban köpekleri rolündekiler oldu ve özellikle dişi çoban köpeğini canlandıran. o mimikleri, duruşları, hareketleriyle oldukça başarılı ve gerçekçiydiler.

ayrıca; oyundan geriye kalan hoşuma giden bir repliği de paylaşmak isterim ve çok da doğru bir söz bence.

"hayvanın koyunu, insanın cahili"

koyun cehaletinin son noktaya ulaştığı şu günlerde şahsıma iyi gelen bir oyun oldu. muz cumhuriyeti iktidarının böyle oyunlara izin vermesi şaşırtıcı tabii.

orjinal bir konusu yoktu, çok iyi bir oyun bu yüzden olamadı fikrimce. bir sürü oyuncuyu koyun olarak görmek baştan biraz şaşırtmışsa da çabuk alıştı seyirci.

arkadaki çalgıya çengiye deyinmek lazım aslında. zira adamlar salt başarıydı. hem kendi kendilerine eğlendiler, hem ritmi doğru yerde doğru şiddetle vererek seyircinin oyundan kopmasına hiç izin vermediler.

kara koyunun sesi enfesti. kesinlikle dinlerken çok zevk aldım. zehra'yı oynayan kız aşırı taş bir ablaydı bu sebeple kendisini kötü kadın olarak belleyemedim benim heroineim oldu.

bir de bütün koyunların içinde saçı sarı-beyaz karışımı olan bir abla vardı. benim dikkatimi en çok o çekti. oyunun en pasif karakterlerinden biri olmasına rağmen mimikleri, hareketleri asla figüran gibi değildi. kız koyun olduğuna inanmış resmen. bir de tatlı birşey falan. zehra'yı oynasa eminim ona da aşık olurduk.

anafikrinin biraz sabitti. minidans gösterisi bence hoş bir ayrıntıydı. ışıklar başarılıydı.

kesinlikle gidilir, başka oyun oynasa bu kadro ona da gidilir. 10 liranın hakkını fazlasıyla aldım. iyi bir akşam geçirdim.

"kırdı dallarımızı fırtanalar boranlar, kaldı bahar çiçekleri üzerinde sevgimiz"

https://www.youtube.com/…-lwpwyiqu&feature=youtu.be

hasan hüseyin korkmazgil'in "ve der ki kitabın orta yerinde/bütün ırmakları dünyanın /kızılırmaktan geçer" dizeleri ile kızılırmak grubuna ad olmuştur. son albümleri, grubun kurucularından olan ve daha sonra grupla yolları ayrılmış olan tuncay akdoğan'ın da yer aldığı -tuncay akdoğan bunun akabinde evinde çıkan yangında hayatını kaybederek bu albümle hüzünlü bir veda etmiştir adeta- "yılkı" adlı albümdür.

grup olanı için yazıyorum;

trt arşiv'de türkü türkü türkiyem programında canlı canlı mükemmel performans sergilemiş olan efsane grup.

http://www.trtarsiv.com/…rku-turku-turkiyem-2-bolum

1996 yılında trt stüdyolarında verdikleri konser efsanedir; kemal sahir güler, tuncay akdoğan, ismail ilknur ve ilkay akkayanın duru güzelliği ve sesi... sol düşüncenin marş bellediği, alevi inancın kutsal saydığı dizeler onları sahiplenen umut dolu gençler ki, hepsi de 12 eylül 1980 darbesinin yıkıma uğrayan yüreklerinin geleceğe dair umutlarını yeşertecek tohumları... öyle şen, öylesine güzel, sıcak ve umut dolu bir eski türkiye.

ben divriğiliyim bu grubun çocukluğum ve ergenliğim dönemindeki bendeki yeri çok ayrıdır kuzenim benden 10 yaş büyük ozamanlar ankara siyasal bilgiler fakültesinde okuyordu o tanıştırmıştı beni bilgisayarı vardı ozaman herkeste yok tabi internet fln da vardı ne günlerdi be seneler 98 99 00 efsane yıllar.

bağlamasının tonundan, solisti ilkay akkaya'nın sesine kadar eşsiz bir müzik lezzeti sunan ve türk halk müziği icra eden müzik grubudur.

ilkay akkaya grup yorum zamanlarında da iyi olmakla birlikte şimdi daha iyi bir durum ortaya çıkmıştır zira ülkemizin dinlenesi müzik grubu ortalaması artmıştır bu grubu kurmasıyla.

hele bir albümü vardır ki bir türlü usanmadım dinlemekten (bkz: geçmişten geleceğe pir sultan abdal).

insanın içinde coşkun seller oluşturan, ders çalışma masasında dahi ayağa kalkmaya teşebbüs ettirecek etkiye sahiptir üzerimde. bu nasıl bir tesirdir?

emeğinize sağlık...

severek dinlediğim halk müziği topluluğu, müziği incitmeden çalınan naif enstrümanlar, sade bir ses.. en sevdiğim albümleri pir sultan abdal.

şarkıları içime huzur ve dinginlik veren müzik grubu.