yerel haberler gelmeye devam ediyor bu kavgalardan…
bu sefer
rize
yozlaşmış ve tüm değerlerini kaybetmiş bir milletten gayet olağan bir haber.
çevremde bolca ev sahibi ve kiracı kavgaları duymaya başladım. bu haberleri duymaya devam edeceğiz ne yazık ki. beş karışlık tarla için kardeşini vuran milletin anlaşmazlıkları sağduyu ile çözeceğini sandı sanırım hükümet.
bu sıralar çok duyacağımız bir haber olacağı kesin. ya ev sahibi kiracıyı ya da kiracının ev sahibini öldürdüğünü duymaktan sıkılıp, bunu da sıradan haberler gibi görmeye başlayacağız. çevremde ev sahibiyle ya da kiracısıyla sorun yaşamayan çok az insan var.
haber degeri tasimadigini dusundugum cumle. benim icin onemli olan, boyle bir durum yasandiginda, sonucunda ne oluyor, mesela olduren kisi 20 sene hapis cezasi mi aldi gibi.
öldürmeyen allah öldürmüyor. kanun ise öldürttürebiliyor. kul kurar kader güler.
ülkelerin siyasi sınırları toprak için yapılan savaşlar ile belirlenmiş insanlık dünyanın her yerinde tarihten beri hep toprak için kan dökmüş.
özellikle ülkemizde tarlasını kürekle kesti diye tarlasına hayvanlarını soktu diye tarlayı geçtim tarlaya gelen suyu bile kimin ne kadar kullanacağı konusunda anlaşamayıp cinayetler işleniyor. yeri geliyor su yüzünden iki köy bildiğin çatışıyor ölümler oluyor. daha geçen urfada keleşli 10 kişi belki de mitralyöz ile taranıp öldürüldü. biz de şiirlerinde vatan için toprak için can alır can verir edebiyatı yapan bir milletiz. böyle bir toplumda sen komuşunun evine 3 kuruşa çökebilirsin diye bir kanun çıkarırsan sence bu tutar mı?
bakın amerika'dan örnek vereyim adamın özel mülküne adamdan izinsiz kim girse çekip vurma hakkına sahip.
mülkiyet hakkı kutsaldır dünya bunun üstüne kurulmuştur. tez zamanda bu karardan vazgeçilip bu cinayetlerin önüne geçilmelidir. siz bu kararı savundukca maalesef bu haberleri duymaya devam edeceğiz.
gerçek enflasyonun %100 den fazla olduğu bir ülkede, yıllık artış oranını %25 yaparsan olacağı budur işte.
bir ülkenin anası nasıl sikilir diye dünya çapında proje yarışması düzenleseler böyle fikirler (25% kira artışı sınırı gibi) bulamazlardı.
devletin görevi vatandaşının özel mülkiyetindeki malın tasarruf hakkını kısıtlamak değil ekonomi çarklarının sağlıklı dönmesini sağlamaktır. yok ben öyle yapmayacağım diyorsa devlet tüm konutları devletleştirsin o zaman, ülkeyi de ekonomik olarak dışa kapatalım hepimiz anamızın amını görelim.
bakın şu anda yaşananlar fragman, sonbahar ve hele de yerel seçimlerden sonra kursağınızdaki lokmayı alacaklar. açlık sefalet kol gezecek.
mal mülk nakit sahibi olanlar kendini bir nebze korur ama emekçilerin feriştahını sikecekler önümüzdeki yıllarda. imkanı olan gençler bir an önce geleceklerini yurt dışında aramaya başlarlarsa iyi olur.
bazı entrylere bakıyorum da sinirim zıplıyor. bir insanın bir insanı değil öldürmesi minicik bir tokat atması için bile bir nedeni olamaz..