sinema kapatan görgüsüzlerden sonra bunu da gördük. üflicek kelimesi cümleden epistemolojik olarak kopmuş, öyle yazılınca subliminal geldi :)
bazen özeniyorum bu kafalara, sosyal farkındalığın yok, kültürel farkındalığın yok, politik farkındalığın yok, sorgulama zaten hiç yok. kısırın salçalısı, nargilenin elmalısı.
afişte epey hata var. font seçimi yanlış keşke benim gibi bir tasarimcidan yardım alsaydı. doğum günü, evlilik teklifi her türlü branda siparişi alinishshsh
ıyyyyy
ne tarafa kusuyoruz
bu tiplere "bitenler" bitmedikçe bunun sonu falan gelmez.
aşırı itici ve varoş bir davranış.
'üflicek'ten sonrasını okumayacağımız için 'üflicek'i sona koymuş vicdansız.
akşamları sokak lambalarının yandığını epeydir görmüyorum zaten.
yakın zamanda ayrılacak olan çiftin aşırıya kaçan gösterisidir.
var bu tipte erkekler; sevdiceğinin talepleri ne olursa olsun akıl ve mantık süzgecinden geçirme gereksinimi duymadan gerçekleştirmeye koyulan tipler. böylesi uçarı kişilerin talepleri karşılandıkça uçarılıkları ne yazık ki daha da artar. bir noktada ise er kişimiz age of empires'daki “oduncu, yaparım” diyen köylü bile olsa tıkanacaktır. aşırı gösterişli ilişki ise ne yazık ki bitecek ve taraflar geri kalan ömrünü çarşaf çarşaf asılan pankartların anılarından köşe bucak kaçmaya çalışarak geçireceklerdir.
ilişkiyi bir “challenge düellosu” olan gören bu duygusal anomalili tipler aslında toplumda sandığımızdan daha sık bulunmaktadır. partnerini beyninde duygusal olarak yanlış kodlamış olan sevgililere/eşlere her yerde rastlamak mümkün. bu tipte kadınlar, sevgilisini veya eşini, yakın çevresine adeta “bakın bu da benim köpeğim, ne kadar itaatkar ve beni ne kadar da seviyor gördünüz mü?” diyebilmek için ilişkisini devam ettirirken; itaatkar er kişisinin bu vaziyette olmasının sebebinin ise “cinsel açlıktan beyin yetmezliği” diye tabir edebileceğimiz ve türkiye'de pek çok erkeğin muzdarip olduğu bir hastalık olduğunu tahmin edebiliriz. “mız mız yapmasın, altımda 5 dakika dişini sıksın her istediğini yaparım” kafası bu.
kadının tavrı bu tip ilişkilerde ne kadar hastalıklıysa erkeğinki de o kadar anormaldir. oysa bir ilişkide iki taraf arasında sağlam sevgi ve saygı bağları kurulmuş olmalı ve geri kalan her şey bu sağlam temeller üzerine inşa edilmelidir. erkeğine şunu yaptıran kadının sizce hiç saygısı kalmış mıdır ona? ya da aşkını cümle alem duysun diye “öss kazananlar listesi” gibi kocaman pankart asan er kişisinin kendisine saygısı kalmış mıdır?
tahlillerimin acımasız ve son derece somut olmasının bir sebebi var elbet; çünkü bunlardan biri benim arkadaşım. yaşadığım şehirdeki çarşı merkezinde bulunan bir teras kafeye kocaman resimli bir “iyi ki doğdun” pankartı astırmıştı. 1 ay sonra ayrıldılar. adamın adı artık “pankart rahman” ve bu rezaletin anısına lanet ediyor her konusu açıldığında.
demem o ki yapmayın arkadaşlar. libidonuz uğruna kendinize saygınızı yitirmeyin. kendinizi elalemin kahkasına meze yapmayın.
oha utanç verici lan. insanlar nasıl utanmadan bunu asabiliyorlar şok içindeyim.